"İnsan, onu nereye götürürse götürsün, kendi yıldızını izlemeli."
Nil'de Ölüm, Agatha Christie
Gözlerime inanamıyordum b-bu Fırat'ın arabasıydı ve camı açıktı içindeki Fırat'ta görünüyordu. Ve saat 18.30'du. Bu da Fırat'ın suçsuzluğunu kanıtlamak için yeterli bir sebepti. Çünkü cinayet 19.07 de işlenmişti. Burdan cinayetin işlendiği yere hiç trafik olmadan bile gitmek 50 dakika sürecektir. Ve Fırat'ın oraya gitmesi imkansız. Hemen savcılık ile görüşüp duruşma ayarlamam gerekiyordu. Hızla odamdan çıktım.
"İlayda bana hemen baş savcının asistanını ara ve hemen bana bağla."
"Tamam Melsum hanım hemen."
Artık ağlamayacaktım. Sevdiğim adamı o cehennemden kurtarana kadar ağlamayacaktım onun için savaşacaktım. Çalan telefonu hemen elime aldım.
"Merhaba ben avukat Melsum İzgi Saraçoğlu . yürüttüğüm Fırat Haznedaroğlu davası hakkında çok önemli bir delil buldum. Ve müvekkilimin içeride suçsuz yattığını tespit ettim. Acilen bir duruşma yapılması gerekiyor. Duruşmayı öne çekme şansımız
yok mu ?""Maalesef Melsum hanım bu pek mümkün gözükmüyor. Çünkü duruşma tarihi belli ama siz elinizdekileri savcılığa sunun davaya kadar bizde görürsek daha iyi olur."
Bu sefer pes etmeyecektim. Şans bana gülecekti.
"Lütfen bir şey yapın bu benim için çok önemli. Beni uzun yıllardır tanıyorsunuz sizden ilk defa böyle bir şey istiyorum."
"Peki Melsum hanım ben görüşeceğim size haber vereceğim. 10 dakika sonra size geri dönüş sağlarım."
"Çok teşekkür ederim sizden haber bekliyorum."
Telefonu kapatınca derin bir nefes aldım. Başaracaktım sevdiğim adam orda son gecesini geçirecekti. Yarın bu davanın görülmesi için elimden geleni yapacaktım. Gözlerimi yumdum ve Fırat ile birlikte geçireceğimiz güzel günlerin hayalini kurmaya başladım. İlk defa sevdiğim için mi böyle hissediyordum yoksa her seven mi böyle hissediyordu. Bilemeyecektim hiçbir zaman çünkü ben aşkın bile daha tanımını bilmiyordum ki. Tanımlar, sıfatlar ve niceleri kimin umrunda. Aşktı benim yaşadığım hatta aşkın daha da ötesinde bir şey.
Telefonun zil sesi ile 8 dakikanın geçmiş olduğunu farkettim. Hemen telefonu açtım." Tamamdır Melsum Hanım. Yarın saat 10.00 da Adliye de görüşürüz."
"B-ben çok teşekkür ederim. Ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Umarım delileriniz işe yarar boşuna uğraşmamış oluruz."
"İşe yarayacağına emin olabilirsiniz."
Hemen cezaevine gidip yarınki duruşmayı haber vermeliydim. Koşarak ofisten çıktım. Herkes bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Ama aşk birazda bu değil miydi insanı deliye ve çılgına döndürüyordu. Koştum koştum ve koştum arabaya gidene kadar koşmaya devam ettim. Arabaya binince uzun zaman sonra yaşadığımı hissettim. Artık bir nedenim vardı yaşamak için. Yol son sürat akıp giderken benim aklımda Sadace Fırat ile geçireceğim güzel günler vardı. Her şey yoluna girecek ve ben çok mutlu olacaktım. Cezaevine gelmiştim. Görevlilere kendimi tanıttıktan sonra içeri girdim. Fırat'ın geleceği oda da heyecandan bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. Sevdiğim adam içeri girer girmez boynuna atladım ve sımsıkı sarıldım. İşte aşk buydu. Şu an hissettiğim tüm duyguların toplamıydı aşk.
"Güzelim hayırdır ne oldu ?"
Ona ağlamaktan ıslanmış gözlerim ile baktım. Ağladığım için bulanık görüyordum ama onun yüzünü karanlıkta bile seçebilecek kadar ezbere biliyordu zihnim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvercin
RomanceBazı anlar vardır, kabus olsun istersiniz. Uyandığınız da hiç yaşanmamış olsun. Şu an öyle bir anın içindeydim. Ama beni öldüren ise bu anın kabus olamamasıydı. Sevdiğim insana en büyük acıyı yaşatacaktım belki de. Onun bedenine özgürlüğü verip ruhu...