"Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz, yada bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz."
Onun gelmesi imkansızdı. Belki de ben imkansız olduğuna inanıyordum. Bazı anlar vardır , hayattan tüm umudunuzu kesersiniz ama hayat size küçük mucizelerle gelir. Gözümden yavaşça bir yaş süzüldü. Evet yine ağlıyordum. Ama bu sefer mutluluktan ağlıyordum.Hızla kapıyı açtım.
"Beliz inanmıyorum! Seni burda gördüğüme inanmıyorum ya ! Ya çok mutluyum çok özlemiştim seni. Seni çok seviyorum. İyi ki geldin.Sana o kadar ihtiyacım var ki..."
"Dur bir kızım sakin ol bende seni çok özledim ve onun için geldim ve sanırım uzun bir zaman da gitmeye niyetim yok"
"Kapıda kaldın gir bakalım içeri seni sorguya çekmem lazım"
Beliz ile oturma odasına geçmiştik. "Uzun bir zaman da gitmeye niyetim yok" demişti değil mi? Teşekkürler Allahım Beliz'e o kadar ihtiyacım vardı ki. Birlikte geçirdiğimiz zamanlar bana ilaç gibi gelecekti. İyileşecektim.
"Beliz..."
Beliz'e sıkıca sarılarak ağlamaya başladım. Tıpkı küçük çocuklar gibiydim. Canım acıyordu ve anlatacak kelime bulamıyordum."Kim üzdü seni böyle meleğim benim. Baban olacak o şerefsiz mi yine ?"
"Beliz canım çok yanıyor... Babam evleniyor... Sonra,sonra..."
"Ne baban evleniyor mu kimle ? Nasıl evleniyor ya ? Sonra Ne neler oluyor Melsum ?"
"Kimle evlendiğini bile bilmiyorum . Bana bunu bile çok gördü Beliz. Aklım almıyor canım acıyor. Hangi baba evleneceğini bir mesajla söyler ki ? Sonrası ise Fırat..."
Beliz ile saatlerce konuştuktan sonra uyumak için odalarımıza çekildik. Beliz'in daima bir odası vardır . O benim kız kardeşim gibi olduğu için onun odasına dokunmam. Beliz ile konuşmak bana mükemmel iyi gelmişti. Artık daha rahattım. Ama hala acım azalmıyordu. Fırat'la bir daha ki görüşmede neler yaşayacağımızı merak ediyordum. Son olanlardan sonra tekrar görüşecek olamamış gerilmeme sebep oluyordu. En iyisi her şeyden kaçıp uyumaktı.
Telefonun zil sesiyle gözümü açtım.
"Alo"
"Efendim buyrun"
"Avukat hanım ben Fırat beyin davası hakkında konuşacaktım sizle müsaitseniz gelir misiniz ?"
"Tabi ki müsaitim hemen geliyorum"
"Teşekkürler"
"Asıl ben teşekkür ederim doğru kararı verdiniz buna emin olabilirsiniz"
Evet burdan bir şeyler bulabilirdim. Hayat beni şaşırtıyordu. İki gündür kader bana gülüyordu.
Hızla yola koyuldum. Allahım lütfen burdan bir şeyler çıksın. Evin yakınlarına gelince derin bir nefes aldım. Sanırım korkuyordum neden diye sorarsanız bir cevabım yoktu. Arabadan inip kapıları kitledim eve doğru yol alırken içerden çıkan siyah giyimli bir adam gördüm. Hızla peşinden koştum.
"Dur ! dur dedim sana. Kimsin dur çabuk !"
Peşinden deli bir cesaretle koşuyordum. Adam arkasını dönse beni anında öldürdü. Ve bom !
Ayağıma takılan taşla yere kapaklandım. Dirseklerim ve dizlerim yaralanmıştı sanırım.Allah kahretsin ! Kaçırdım adamı Lanet olsun... Ya evdekilere bir şey yaptıysa ? Canım her ne kadar yansa da hızlı adımlarla eve yürüdüm. Kapının önüne gelince kapıyı yumruklamaya başladım.
"Orda mısınız ? iyi misiniz ? bir ses verin !"
5 dakika sonra Kadın kapıyı açtı.
"Hanımefendi iyi misiniz ?"
Kadının fiziksel olarak bir şeyi yoktu ama beti benzi atmıştı.
"B-ben iyiyim. Size söylemek istediğim bazı şeyler vardı bunları size söyleyeceğim vicdan azabı çekmek istemiyorum. İçeri geçin orda konuşalım"
"Peki "
Oturma odasına geçtik ve duyduklarımdan sonra yerimden bir süre kalkamadım.
"Öncelikle şimdi siz çok zengin olsanız oğlunuz hapse girse bir suçu olmasa onun yerine bir çalışanınıza atmaz mısınız suçu ? Ben olsam atmam demeyin böyle karanlık insanlar bunu yapar. Peki ya neden Fırat beyin babası bunu yapmadı ? Çünkü babası da bu işin içinde , buraya beni korkutmak için bir sürü adam geldi. Ama hepsi Fırat beyin babasının değildi. Daha bir çok insan var bu davanın içinde. Şimdi soracaksınız siz nasıl eminsiniz Fırat beyin babasının bu işinde olduğunu diye ? Çünkü buraya gelen adamları onun yanında gördüm. Bunları size anlattığımı duyarlarsa beni öldürürler. Şu anlık bu kadarını anlatabilirim."
Kadının anlattıklarını sindirmeye çalışıyordum.Böyle bir şeyin olma imkanı yoktu. Namık bey böyle bir şey yapmazdı.
"Çok teşekkür ederim. Anlattıklarınız benim için çok önemliydi. İyi günler size. "
Evden çıkıp arabama yöneldim. Bu dava artık aklımın dahi almayacağı yerlere gidiyordu. Ben avukatım ve birçok insan tanıdım. Tabiki de bu kadını yalan söylediğini anlayabilecek kadar iyi bir avukatım. Asıl amaç şu ; Namık beyi baş suçlu gibi gösterip babasının adını da karalayıp bu aileyi çökeltmek. Gözler Namık beye çevrilecek ve asıl suçlu bu işin işinden rahatça çıkacaktı. Kabul edelim güzel plan yapmışlar ama ben bunu bozarım. Hemen Namık beyle görüşmem lazımdı.Asistanım İlayda'yı arayıp geleceğimi bildirmesini söylemem lazımdı.
"Alo İlayda Namık Haznedaroğlu'nu arayıp acil görüşmek istediğimi söyler misin ?"
"Tamam Melsum hanım hemen arayıp size geri dönüş yapacağım"
Arabayı sürerken bir yandan da parmaklarımı direksiyona vuruyordum. Sanırım çok heyecanladım.Telefonun zil sesini duyar duymaz açtım.
"Alo Melsum hanım Namık bey evinde olduğunu sizi beklediğini söyledi"
"Tamam İlaydacım çok teşekkür ederim"
Evine doğru yol alırken içime bir korku düştü. Ya o kadının dediği gibi bir adamsa, ya kendi kimliğini çok iyi saklıyorsa... Aklımdan bu düşünceleri hemen uzaklaştırıp yola koyuldum.
Kapının önüne gelince zile bastım ve sonrası karanlık....
BÖLÜM SONU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvercin
RomanceBazı anlar vardır, kabus olsun istersiniz. Uyandığınız da hiç yaşanmamış olsun. Şu an öyle bir anın içindeydim. Ama beni öldüren ise bu anın kabus olamamasıydı. Sevdiğim insana en büyük acıyı yaşatacaktım belki de. Onun bedenine özgürlüğü verip ruhu...