- Bella kızım, şu bavullarıarabaya taşır mısın ? - Tama anne ! Bavulları arabanın bagajına yerleştirdim. Annemi beklerken birinin bana seslendiğini duydum. Arkamı döndüğüm de en yakın arkadaşlarım Ashley , Edward ve Mark'ı gördüm. Koşarak arkadaşlarıma sarıldım. Onları çok özleyeceğim. Dün hep onlarla vakit geçirdim. Son bir defa her zaman gitmeyi alışkanlık edindiğimiz Fashion Kafe'ye gittik. Belki de orayı bu son görüşüm olacaktı. Göz yaşlarımı tutamadım ve gözümden bir iki damla yaş geldi. Mark: Hadi ama ağlama sulugöz. Bizi de ağlatacaksın! Edward: Hem bizden kurtuluşun yok küçük hanım. Sık sık buraya babanı ziyarete geliceksin! Söz vermiştin unuttun mu ? İşte o zaman bir daha bir araya gelicez ve kimse bizi durduramıcak. Dedi eliyle göz yaşlarımı silerken. Ashley elindeki kırmızı kalpli kutuyu göstererek: Bu kutunun içinde okulumuzdaki arkadaşlarının ve öğretmenlerin seni hakkında görüşlerinin yazıldığı kağıtlar var. Okudukça bizi hatırlarsın canısı. - Çok teşekkür ederim arkadaşlar. Sizi hiç unutmayacağım. Sizi çok seviyorum. Bu sırada annemin bana seslendiğini duydum. Annem: Hadi kızım gidiyoruz! - Tamam anne! Dedim ve arkadaşlarıma dönerek '' ayrılık vakti geldi artık '' Bunu söylerken sesim çok buruk çıkmıştı. Hep birlikte sarıldık ve arkadaşların yanından uzaklaştım. Arabaya bindim. Eşyaların yüklü olduğu kamyonu annem gönderdikten sonra arabayı sürmeye başladı. Atık buradaki hayatıma koca bir ELVEDA deme vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomanceANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...