Saat 2 buçuk ve ben hala uyuyamadım. Yatağın içinde bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyorum. Bugün herşey üst üste gelmişti.
Kayboldum .
Harry'i öptüm !
Ellie'yle aramız bozuldu .
Offf Offff ! ! Ne günah işledim ki ben yaaa!
***
Bu sabah olduğundan daha da erken kalktım. Üzerimi değiştirdim. Düzleştirdiğim saçlarımı salık bıraktım. Siyah kısa botlarımı giyip paltomu aldıktan sonra dışarıya çıktım. Okula gitmeden önce Ellie'yle konuşmam lazımdı. Ellie'lerin evine gittim. Annesini ve babasını uyandırmak istemediğim için zile basmadım. Ellie'yi aradım. Kapının önünde olduğumu , onu beklediğimi söyledim. Çok geçmeden geldi.
Ellie: Bella saat kaç farkında mısın ?
- Biliyorum. Ama beni dinlemen gerekiyor Ellie !
Ellie: Bir dakika bekle. Geliyorum. Dedi ve bir kaç dakika sonra geldi ve kahvaltı yapmadığımız için simit sarayına gittik. Bir masaya oturup simit ve çay istedik. Bir yandan simitle çayımızı mideye indirirken bir yandan ben dün olanların hepsini Ellie'ye anlatıyordum. Ellie anlattıklarım karşısında şaşkına döndü ve dün dinlemeden söyledikleri için özür diledi. Artık aramızın tekrardan eskisi gibi olduğu için çok mutluyum. Simitlerimizi ve çaylarımızı bitirdikten sonra okula gittik. Niall bana selam vermiyordu. Hala kırgındı bana . Haklıydı da. Ellie'yle birlikte Niall'a da herşeyi anlattık.
Niall: Harry'i öptün mü ? İnanamıyorum ya !
- Mecbur kaldım.
Niall: Yapmak istemediğin hiçbir şey için mecbur değilsin !
Sesi çok yüksek çıkıyordu.
- Sana hesap vermek zorunda değilim Niall !
Resmen tartışıyorduk.
Ellie : Ya tamam. Saçmalayın tartışmaya değmez !
Niall: Boşversene ya ! Ben kimim ki Bella'dan hesap soruyorum dimi ama ! Dedi ve gitti. Giderkende koridorda bulunan çöp kovasına tekme attı. Neden böyle bir tepki verdiğini anlamamıştım. Sonuçta isteyerek öpmüş sayılmam. Ya da Harry'e aşık olduğum için öpmüş sayılmam. Bir kere ben Harry'den ve onun iki kendini beğenmiş arkadaşından nefret ediyorum. Bunu herkes biliyor. Zil çalmasıyla düşüncelerimi bir kenara fırlattım. Ellie kantine su almaya gitti. Ben de sınıfa çıktım. Tam sınıfa girecekken Niall'a Louis'in konuşmalarına kulak kesildim.
Louis: Dostum . Sen Bella'yı gerçekten çok seviyorsun.
Niall: Evet.
Louis: Ve onun Harry'i öpmesi zoruna gitti.
Niall: Evet. Deliye döndüm. Bak Louis bunu sadece sen , ben ve Ellie biliyor. Başka kimsenin bilmesini istemiyorum.
Louis: Peki Bella'ya be zaman söyleyeceksin.
Niall: Zamanı geldiğinde !
Ohaaa!!! İnanmıyorum ! Nasıl ya ? Duyduklarıma inanmakta güçlük çekiyorum. Niall beni seviyor ve Ellie bunu biliyor olmasına rağmen bana söylemedi. Şaka gibi !! En güvendiğin insanın sana , gözünün içine baka baka yalan söylemesi çok boktan bir durum.
Sayın okuyucu kitlem - çok resmi oldu - inşallah bu bölümü beğenirsiniz. Kısa oldu farkındayım ama napim oruçlu oruçlu bu kadar oluyor. Bir de unutmadan vote sayıları çok düşük böyle olunca hiç yazasım gelmiyor. Lütfen vote sayıları artsın !! Voteleyen herkese çooook teşekkür ederim :) Yorum yazmayı da unutmayın , bana hikayenin nasıl devam etmesini istediğinizi yazabilirsiniz , bende ona göre yazarım. Neyse çok konuştum sizleri seviyorum.
Filistin için dua :
Rabbim;
Ezanlar hürmetine ! ! Müslüman kardeşlerimize merhamet eyle , zalimleri perişan eyle !
AMİN ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomanceANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...