Öğle molasında Ellie'yle yemekhaneye gittik. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu. Duyduklarım beni doyurmaya yetmişti zaten. Ellie'yle Niall'a hiçbir şey çaktırmamıştım. Ellie birkaç kez "birşey mi oldu? solgun görünüyorsun?" diye sorsada onu "Birşey olmadı. Sadece uykumu alamadım." diye geçiştiriyordum. Yiyeceklerimizi alıp herhangi bir masaya oturduk. Niall ve Louis her zaman bizim yanımıza otururdu. Ama bugün tam tersi oldu yanımızda değilde arkamızdaki masada oturdular. Galiba o bana ben de Ellie'ye kırgındım.
- Ellie bana anlatmak istediğin birşey var mı?
Daha fazla dayanamadım ve sordum.
Ellie: Ne gibi ?
- Bilmem. Mesela benden sakladığın birşey var mı ?
Ellie'nin ağzındaki yemek boğazında kalmış olacaktı ki birden öksürmeye başladı. Masada duran suyu açıp eline verdim ve içti.
Ellie: Ne...Neden böyle birşey dedin şimdi?
- Hiç merak ettim. Benden sakladığın birşey olmadığına emin misin ?
İçimden Ellie'nin bana doğruyu söylemesi için dua ediyordum.
Ellie: E... Evet , eminim .
Ellie gözümün içine baka baka bana yalan söylüyordu !
- Ellie Niall beni seviyormuş .
Ellie elindeki suyu masaya bıraktı. Hiçbir şey demedi.
- Sen biliyordun ve bana söylemedin !
Ellie: Bella
Ellie'nin sözünü kestim.
- Gözümün içine baka baka yalan söyledin ! Ben sana güvendim Ellie. Benden birşey saklamaz dedim. Sen ne yaptın ! Güvenimi sarstın ! Dedim ve gittim. Ellie arkamdan bağırdı ama duymamazlıktan geldim. Ağlayarak bahçeye çıktım. Harry'i arkadaşlarıyla konuşurken gördüm. Beni gördü ve bana doğru gelmeye başladı. O bana doğru yaklaştıkça adımlarımı hızlandırdım.
Harry arkamdan: Bella nereye ? Bi bekler misin ?
- Git başımdan !
Harry peşimden gelmeye devam ediyordu. Kolumdan tutup beni kendine doğru çekti. Yüzüne bakamıyordum. Dün olanlar yüzünden utanıyordum. Sonuçta onu istemeyerek de olsa öpmüştüm. İlk defa bu kadar yakınına gelmiştim. Şuanda Harry'le aramızdaki mesafe yok denecek kadar azdı. Parfümünün kokusu etrafı sarmıştı. Kolumu hala tutuyordu.
- Bırak kolumu. Dedim ve Harry'i ittirdim. Daha doğrusu ittirmeye çalıştım. Fazlasıyla güçlüydü.
Harry: Nereye gidiyorsun ? dedi ve kolumu bıraktı.
- Sanane ! Sen ne karışıyorsun. Bu okula geldiğimden beri beni rahat bırakmadın , şimdide hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun ! diye bağırdım.
Harry sinirlenmiş gibi görünüyordu. Dediklerime karşı söyleyebileceği birşey yoktu. Sessiz kalmayı tercih etmişti. Sahile dolaşmaya gittim. Hava almaya , sakin kafayla biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Sahilin temiz havası yüzüme hafifçe dokunuyor, sevinçle uçuşan martıların çıkardığı sesler , deniz dalgalarının hafif sesi insanın içini rahatlatmaya yetiyordu. Derin düşüncelere dalmışken telefonum çaldı. Arayan Ellie'ydi. Ona çok kırgındım. Bu yüzden telefona cevap vermedim.
Ellie'nin ağzından
Bella gittikten sonra onu aradım ama cevap vermedi. Telefonu umutsuzca kulağımdan indirirken arkamdan Niall geldi.
Niall: Ellie neler olduğunu anlatacak mısın ?
- Neyi anlatmamı istiyorsun ?
Niall: Neden Bella'yla tartıştınız ?
- Bella senin onu sevdiğini öğrenmiş.
Niall: Nee!! Na...nasıl öğrenmiş?!
Şaşırdığı her halinden belliydi.
- Bilmiyorum.
Niall: Kahretsin ! Sen söylemediysen , ben söylemediysem kim söyledi. Dedi. Çok sinirliydi. Niall'ı hiç böyle görmemiştim. Hızla yanımdan uzaklaştı. Ben de peşinden gittim. Hızla sınıfa girdi ve arkadaşlarıyla konuşan Louis'in yanına geldi ve yakasına yapıştı.
Niall: Sen mi söyledin lan Bella'ya !!
Sesi çok yüksek çıkıyordu. Louis neye uğradığını şaşırmıştı.
Louis: Ne diyosun be sen ! Dedi ve Niall'ın elinden kurtuldu ve üzerini düzeltti.
Niall: Bella öğrenmiş ! Dedi ve parmaklarını saçlarının arasından geçirdi.
Louis: Nereden öğrendi bilmiyorum ama ben birşey söylemedim !
Niall: Deliricem lan ! Kim dedi o zaman nereden öğrendi bu kız!
Sesi yüksek çıkıyordu. Sıraya oturdu. Başını iki elinin arasına aldı. Yanına gidip oturdum. Elimi omuzuna koydum.
- Sakin ol Niall eninde sonunda öğrenecelti zaten.
Niall: Biliyorum. Ama benden öğrenmesini isterdim. Şimdi sırası değildi. Bi de benim yüzümden senle Bella'nın arası bozuldu.
Cevap vermek yerine susmayı tercih ettim. Niall bir of çekerek yanımdan uzaklaştı.
- Nereye ?
Niall: Bella'yı bulmam gerek. Dedi ve gitti. Bende bahçeye çıktım. Bahçedeki banklardan birine oturdum. O sırada bacağıma basketbol topu çarptı.
Birinin "Heyy! Topu atsana !" dediğini duydum. Söyleyen kişiye baktığımda onun ELF grup üyelerinden Zayn'nin olduğunu gördüm. Emir verir gibi konuşması çok sinirimi bozmuştu. Ama yine de ona topu verecektim. Ama kolay kolay değil!
- Adam gibi istersen veririm! Diye bağırdım ve topu elime aldım.
Zayn: Uğraşamam senle ver şu topu!
- Vereceğim. Ama adam gibi istersen !
Zayn bir of çekti ve yanıma geldi.
Zayn: Bir daha tekrarlamayacağım. Ver şu topu !
Elimdeki topu arkama sakladım ve dudak büzdüm.
Liam arkadan: Hadi ama Zayn. Getir şu topu! Diye bağırdı.
- Yerinde olsam arkadaşlarımı bekletmezdim.
Zayn dudaklarını ısırdı. Derin bir nefes aldı. Sinirlendiği her halinden belliydi.
Zayn: Topu verebilir misin lütfen ? Sesi yok denebilecek kadar az çıkıyordu.
- Duyamadım.
Zayn: Şansını çok zorlama bence!
- Hı !
Zayn: Topu verebilir misin ? !
- Hıh şöyle ! Al bakalım. Dedim ve arkamda tuttuğum topu eline verdim. Bana kötü bir bakış attıktan sonra arkadaşlarının yanına gitti.
Selam ;) yeni bölümü inşallah beğenmişsinizdir. Yorum atan ve voteleyen herkese çok teşekkür ederim. Yeni bir karar aldım. Artık sınır koymayı düşünüyorum. +12 vote
+6 yorum
Sınır geçmezse yeni bölüm koymayı düşünmüyorum. Üzgünüm :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomanceANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...