Bugün okul çıkışı Alex'le birlikte Kells' e gidecektik. Daha önce bir kaç defa duymuştum bu barın adını ama gitmememiştim. Barlardan oldum olası uzak durmaya çalışırdım. Ama Harry'in ısrarlarına dayanamadım ve kabul etmek zorunda kaldım. Dün gece Ellie evine gittikten sonra Alex'i aradım ve olanları anlattım. Gelip gelemeyeceğini sordum. Geleceğini , beni orada yalnız bırakmayacağını söyledi. O da gelmeseydi ne yapardım bilmiyordum. İlk defa böyle bir ortamın içine girecektim ve nasıl davranmam gerektiğini bile bilmiyordum. Eve gittim ve üzerimi değiştirdim. Annemle birlikte aldığım beyaz elbisemi giydim. Kolyemi ve bilekliklerimi de taktım. Saçlarımı açık bırakıp hafif dalgalandırdım. Telefonumu ve cüzdanımı kırmızı çantama koyduktan sonra topuklu ayakkabılarımı giyip Alex'i aradım.
- Alo Alex. Ben hazırım. Sen nerdesin ?
Alex: Kapınızın önündeyim
-Tamam geliyorum.
Annemle dün gece konuşmuştum. Herşeyi anlatmıştım. İzin vermeyeceğini düşünmüştüm ama annem beni şaşırtmayı başarmış , izin vermişti. Merdivenlerden aşağıya koşar adımlarla indim. Alex'i gördüğüm an ağzım açık kaldı çok güzel olmuştu. Kırmızı dizlerinin üzerinde olan elbisesi üzerine tam oturmuştu ve çok güzel duruyordu. Hafif makyajı ve dalgalı saçları güzelliğine güzellik katıyordu. Taksi kapının önünde bekliyordu. Alex'e sarıldım.
- Çok güzel olmuşsun canım.
Alex: Sen de öyle.
Taksiye bindik ve adresi verdim. Kells'in önünde indiğimizde dışarıdan baya lüks görünen bir yerdi ve l kapısında iki tane kaslı , takım elbiseli adamlar dikiliyordu. Alex önde ben arkada içeriye girdik. Bizi Harry karşıladı.
Harry: Geldin . Dedi ve gülümsedi.
- Evet geldim. Dedim ve gülümsedim.
Harry beni baya süzdükten sonra: Tanrım müthiş görünüyorsun ! Dedi ve sırıttı. Elma gibi Kızardığıma yemin edebilirdim. Gülümseyerek teşekkür ettim.
Harry: Merhaba. Ben Harry Dedi ve elini Alex'e uzattı.
Alex: Alex. Memnun oldum. Dedi ve el sıkıştılar. Harry gibi bir çocuğun bu kadar kibar olması beni çok şaşırtmıştı. Ama ne yalan söyleyeyim yeni Harry'i sevmiştim. Harry bardaki terli ve içkili üniversite öğrencilerinin oluşturduğu kalabalığı yararak bize yer açtı. En ön sıralarda geçtik ve Harry yanımızdan ayrıldı.
Alex: İyi birine benziyor.
Omuz silktim. Tam geldiğimize pişman olduğum sırada , sahneden ELF grubunun sesi duyuldu. Mikrofonda Harry görmek umuduyla sahneye baktım. Gözlerim Harry'le buluştuğunda içten bir gülümseme gönderdim. Alex'le birlikte barın boş bulduğumuz köşesine yaslandık. ELF grubu "with or without you" adlı parçayı seslendiriyordu. En sevdiğim şarkılardan birisiydi ve bunu Harry'in ağzından duymak ayrı bir güzeldi. Sesi tahmin ettiğimden daha güzeldi. Hiç sıkılmadan günlerce dinleyebilirdim. ELF'nin ne anlama geldiğini Harry'e sormam lazımdı. Öğrenmezsem meraktan çatlayabilirdim.
Alex: Sesi gerçekten etkileyici.
- Evet öyle.
Alex: Harry'le tanışalı ne kadar oldu ?
- Aslına bakarsan ilk tanışmamız biraz kötü oldu. Ama şuan eskisi gibi değil .
Alex: Eskinden nasıldı ki ?
- Kendini beğenmiş , sadece kendini düşünen , başkalarının canını acıtmayı seven biriyidi. Ne olduysa değişti. Dedim ve Harry'e baktım. Nasıl oldu da bu kadar değiştin ? Nasıl da herşeyim oluverdin ? Ne kadar seni sevmediğimi dile getirsemde kalbime dinletemedim. Ve korktuğum başıma geldi sana aşık oldum be çocuk !
* * *
Liam: Buraya kadar gelip bizi dinlediğiniz için çok teşekkür ederiz. Dedi ve etraftan alkış sesleri geldi.
Harry : Beni kırmayıp gelen ve beni iyi hissetiren tek kişiye çok teşekkür ederim.... Herşey için. Dedi ve gözlerimin içine baktı. Etraftan alkış sesleri ve geliyordu ve herkes gözü üzerimdeydi ve bu benim kızarmama neden olmuştu. Bakışlarımı Alex'e çekirdiğimde bana otuz iki diş sırıttığını gördüm. Kafamı tekrardan Harry'e çevirdiğimde sahneden inip arkalara doğru ilerlediklerini gördüm. Sanırsam gecenin sonuna gelmiştik. Çok güzel bir zaman geçirmiştim.
Alex: Ben içecek birşeyler almaya gidiyorum. İstediğin bir şey var mı ?
- Yok sağol. Ben dışarıda seni bekliyor olacağım. Dedim ve dış kapıya doğru ilerledim.
HARRY'İN AĞZINDAN ...Sahnede performansımızı sergiledikten sonra soyunma odamıza indik. Acaba Bella şuan da neredeydi. Soyunma odasına inmeden önce bakınmıştım ama onu görememiştim. Masanın üstünde duran su şişeni aldım ve bir dikişte yarısına kadar geldim. Zayn tekli koltuğa oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Liam ise beyaz tişörtünü çıkarıp bir kenara attı ve siyah tişörtünü üzerine geçirdi.
Zayn: Hala oyuna devam mı ediyorsun. Ne yalan söyleyim işini iyi yapıyorsun adamım! Senden korkulur. Dedi başını telefonundan kaldırarak. Oyun .... Tamamen aklımdan çıkmıştı. Artık bu oyuna bir son vermek istiyordum. Artık Bella'nın canını eskisi gibi acıtmak istemiyordum. Artık eski Harry olmak istemiyordum. Bella'nın canını acıtmak isterken aslında kendi canımı acıtıyordum. Kendi gerçeklerimle yüzleşiyordum ve her defasında kendimi dibe çekiyordum. Öğrense kim bilir ne yapardı ? Ne tepki verirdi ? Çok üzülür müydü ? Ağlar mıydı ? Kahretsin ! Bunları düşünmemem lazımdı. Sonuçta benim amacım onun üzülmesini , ağlamasını sağlamak değil miydi ? Neden şimdi karar değiştirip duruyordum.
Liam: Bella gerçekleri eninde sonunda öğrenecek ! Ondan sonra ne yapacaksın? Bak beni dinle vazgeç şu işten. Başka şekilde intikam al ! İşin içine duyguları karıştırma !
Cevap vermek için ağzımı açacağım sırada kırılma sesiyle irkildik. Kim vardı orada ! Kapıya doğru ilerledim ve aralık olan kapıyı biraz daha açtım. O burada ne yapıyordu ? Bizi mi dinliyordu ? Hayır hayır lütfen duymamış olsun ! Daha çok erken ! Şimdi olmaz !!!
Selam canlar ! Uzun bir aradan sonra yeni bölümle karşınızdayım. Beğenmişsinizdir umarım . Beğeni sayısı ve yorum sayısı beni çok üzüyor ve yazma hevesim kaçıyor. Lütfen vote sayıları artsın. Yorumlarda artsın. Görüşleriniz benim için çok önemli . Multimedia da Bella'nın Kells' de giydiği kıyafet var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomanceANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...