Selam canlar ! Tatilden daha yeni döndüm ve daha fazla bekletmeden yeni bölümü yazayım dedim. İnşallah bu bölümü beğenirsiniz . Keyifli okumalar ... :)
HARRY'İN AĞZINDAN ;
Sabah alarmın iğrenç sesiyle uyandım ve çalar saate bir tekme savurdum. Banyoya gidip bir duş aldıktan sonra üzerimi değiştirdim ve okula gitmek için aşağıya indim. Ellizabeti mutfakta bana kahvaltı hazırlarken gördüm. Beni gördü ve " Günaydın Harry Bey , kahvaltınız birazdan hazır olur. " Dedi ve gülümsedi.
- Boşuna hazırlama . Aç değilim. Dedim ve dış kapıya yöneldim.
Ellizabet : Dün akşam babanız aradı. Bu akşam buraya geleceğini söyledi. Sizi bilgilendirmemi söyledi. Sizi aramış ama ulaşamamış.
Ne ! Siktir ! Babam mı geliyor ? Nerden çıktı bu şimdi !
- Tamam . Dedim ve arabaya atlayıp rotayı okula sürdüm. Arabayı parkedip okula doğru yürüdüğüm sırada yine tüm gözleri üzerime çekmeyi başarmıştım. Derken Bella'yı gördüm. Elinde kağıtlar vardı. Fotokopi odasına giriyordu. Çantamdan herhangi bir testi çıkartıp fotokopi çektirmek bahanesiyle odaya girdim. Böylece Bella'yla konuşma fırsatı yakalayacaktım. Odaya girdiğimde Bella'nın arkası dönüktü. Hafifçe öksürerek odada olduğumu belirtmek istedim.Bella arkasına döndü ama hiçbir şey söylemedi. Sanırım bu iş sandığımdan daha zor olucak. Ama ben asla pes etmem. İstediğim şeyi alırım.
- Naber ?
Şuan için söylenecek en iyi söz buydu. Yanıt alamayınca kolundan tutarak yüzünü yüzüme doğru döndürdüm. Bir hışımla kolunu çekti ve : Ne zannediyorsun sen kendini ! Senin gibi birisi benim arkadaşım olamaz . Sadece bir kez zor durumda kaldığım için evine geldim . O kadar ! Daha fazlası olmaz ! Diye bağırdı. Sinirlendiği her halinden belliydi.
- Beni tanımadan nasıl beni yargılayabiliyorsun ?
Bella : Ben seni senden daha iyi tanıyorum. İnsanları kendinden küçük görüyorsun ve istediğin herşeyi yapabileceğini zannediyorsun. Dünya senin etrafında dönüyor zannediyorsun !
Söyledikleri karşında diyecek bir laf bulamadım. Belkide haklıydı. Bilmiyorum...
- Bi beni dinlesen. Oturup konuşsak . Lütfen Bella ! Beni dinlemen lazım.
Bella: Konuşacak birşey yok . Dedi ve eline fotokopilerini aldı. ve odadan dışarıya adımını attı.
- Herkes hata yapar Bella ! Ama bir şansa ihtiyaçları vardır. Bir dinlesen beni !
Bella durdu ve bana döndü.
Bella: Peki. Bir şans veriyorum. Bugün okul çıkışı Fransız kafesinde buluşup konuşalım.
Evet ! Bu sandığımdan da kolay oldu.
BELLA'NIN AĞZINDAN ;
Bana ne anlatacak gerçekten çok merak ediyorum. Acaba kabul etmekte iyi mi yaptım. Kötü mü yaptım ? Bilmiyorum. Ama her zaman herkesin ikinci bir şansa ihtiyacı olurdu. Ben hayattan böyle öğrendim. Annemden böyle öğrendim. Annem babamın onu aldattığını öğrenince ona ikinci bir şans verdi. Ama babam o şansı da kaçırdı. Annem aşık olduğu adamı bırakmak zorunda kaldı. Şuan ne kadar babamdan nefret ettiğini söylesede onu hala çok sevdiğini biliyorum. Bazı günler odasında sessizce ağladığını biliyorum , cüzdanının resim bölümünün en arkasında babamın resmini taşıdığını biliyorum. Canının ne kadar yandığını biliyorum. Ama elimden hiçbir şey gelmiyor ne yazık ki !
Zil çaldığında sınıfa girdim ve fotokopileri sınıftakilere dağıttım. Gözüm Niall'ı aradı ama yoktu. Bugün okula gelmemişti heralde. Louis'e kağıdı uzatırken Niall'ın nerde olduğunu sordum. Bilmediğini söyledi. Önemli birşey yoktur umarım. Fotokopileri herkese dağıttıktan sonra Ellie'nin yanına oturdum. Bugün Harry'le aramızda geçen konuşmayı , okul çıkışı Harry'le Fransız Kafede buluşacağımı anlattım. Anlattıklarım karşında Ellie'nin ağzı bir metre açık kaldı. Derken hoca içeriye girdi. Ders Edebiyattı. Tam bir uyku dersi. Tüm ders boyunca elimden olmadan Harry'i düşündüm. Gülüşünü , gamzelerini , saçlarını düzeltişini.
***
Ellie : Bana bak Bella. Eve döndüğünde beni aramazsan senle görüşürüz ona göre ! Bana her şeyi harfi harfine anlatacaksın anlaştık mı ?!
- Tamam Ellie. Anlatacağım söz. Zaten senden başka kime anlatabilirim ki !
Ellie : İyi tamam. Hadi öptüm. Louis'e yetişeyim ben bay .
Dedi ve Louis'in yanına gitti. Harry'in arkamdan seslendiğini duydum. Yanına gittim. Arabasına bindim. İkinci kez (!) . Arabayı çalıştırdı ve park alanından çıktık. Arabanın içinde uzun bir sessizlik hakimdi. Sessizliği bozan Harry oldu.
Harry : Teşekkür ederim.
- Ne için ?
Harry : İkinci bir şans verdiğin için .
- Şansını iyi değerlendirirsin umarım.
Harry : Emin olabilirsin . Dedi ve gülümsedi. Belediye çukurunu andıran gamzeleri ortaya çıktı .
Harry : Radyoyu açmamı ister misin ?
- Olur.
Radyoyu açtığında Demi Lovato skycraper - yanlış yazmış olabilirim - çalmaya başladı .
- Bu kalsın !
Harry : Demi Lovato'yu sever misin ?
- Hem de nasıl !
Harry : Tesadüfe bak. Ben de severim.
- Sevindim.
Yol boyunca bu şarkıyı dinledik. Fransız kafeye geldiğimizde Harry kafenin önüne arabasını park etti ve arabadan indik. İçeride cam kenarında bir masada oturduk. İki fincan kahve istedik.
Harry : Bella senle açık konuşacağım. Ben ... Evet biliyorum. Başına bir sürü olay açtım. İlk başlarda canını çok acıtmak istedim. Çünkü ben hep böyleyim. birilerinin canını acıtırım. Bu benim işim.
Bu sırada kahvelerimiz geldi. Garson gittikten sonra anlatmaya devam etti.
Harry : Sonra sen karşìma çıktın. Konferans salonunda yanıma gelmen , bana söylediğin sözler , tokat atman, hepsini düşündüm. Haklı olabileceğini düşünmeye başladım. Anladım ki birilerinin canını acıtınca , kalbini kırınca eline birşey geçmiyo , sevilmiyorsun , aksine herkes senden nefret ediyor, korkuyor. İlk başlarda insanların bemden korkması hoşuma giderdi. Ama seni tanıyınca , bana dediklerini hatırlayınca , düşünce hiç te böyle olmadığını gördüm. Ne olur affet beni Bella . Bir şans ver !
Dediklerinde ciddi gibi görünüyordu. Ve nedense içimden bir ses Harry 'i affetmemi , bir şans vermemi söylüyordu.
- Ben ... Bilmiyorum. Kafam çok karışık.
Kafasını önüne eğdi ve gülümsedi. Ama bu gülümseme öyle değildi. Buruk bir gülümsemeydi sanki.
Harry : Hemen karar veremezsin zaten. Hemen beni affetmeni bekleyemem. Biraz düşün sonra bana söyle. Bu süre zarfında karşına çıkmamaya çalışırım.
- Teşekkür ederim.
Harry : Asıl ben teşekkür ederim. Sayende gerçekleri gördüm.
Gülümsedim. İlk defa Harry 'e gülümsedim. Ve bu gülümseme çok içtendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomansaANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...