Bugün hiç okula gidesim yoktu. Annemin zoruyla okula gittim. Okula adımımı atar atmaz herkesin bana bakıp konuştuğunu gördüm. Tanrı aşkına başka işleri yokmuydu bunların! Hızlı adımlarla merdivenlerden çıktım. Sınıfa girecekken koridorda ELF grubuyla karşılaştım. Beni görünce yanıma doğru gelmeye başladılar.
Harry: Bak bak bak! Kimleri görüyoruz! Şu üzerime kahve döken sakar kız değil mi?! Dedi gülerek. Koridordaki herkes bize bakıyordu - Amma meraklı bir okulmuş - .
Harry: Bana bak kızım. Galiba sen bu okulda daha yenisin. Çünkü daha bizim kim olduğumuzu bilmiyorsun. Ama yakında öğrenirsin, öğretiriz! Dedi ve gittiler. Ellie ve Niall hariç koridordaki herkes bana bakıp konuşuyordu.
- Ne?! Ne bakıyorsunuz! Başka işiniz yok mu sizin?! Diye bağırdım. İşe yaramıştı. Koridordaki herkes dağılmıştı. Koşarak ve ağlayarak okuldan çıktım. En nefret ettiğim şeylerden biride sinirlendiğimde göz yaşlarımı tutamam. Arkamdan Ellie'nin geldiğini gördüm. Bir banka oturup ağlamaya başladım. Ellie koşarak yanıma geldi ve oturdu. Bana sarıldı. Canım arkadaşım o olmasaydı ne yapardım bilmem. İşte arkadaşlar bu günler içindir...
ELLİE'NİN AĞZINDAN
Bella çok kötü görünüyordu. Bu okula geleli üç gün olmasına rağmen başına gelmedik kalmamıştı. Bugün koridorda yaşananlar gerçekten berbattı! Bella evine gitmek istemediğini annesinin bir sürü soru sorup kafasını şişireceğini söyledi. Ben de bizim eve gelmesini söyledim. O da kabul etti. Eve geldiğimizde annem daha işten gelmemişti.
Abim odasından çıkıp: Hoşgeldiniz kızlar. Ellie arkadaşın sanırım. Dedi Bella'yı göstererek.
- Evet abi.
Abim: Merhaba. Ben Robert. Dedi elini uzatarak.
Bella: Ben de Bella. Dedi ve el sıkıştılar.
Abim: Neyse kızlar. Size iyi eğlenceler! Ben arkadaşların yanına gidiyorum. Dedi ve gitti. Bella'yla odama çıktık. Sohbet ettik. Bella'yı güldürebilmek için kırk takla attım ve başardım. O gülümsemeyi hak ediyordu çünkü!
BELLA'NIN AĞZINDAN
Ellie'lerin evine gitmek ve sohbet etmek çok iyi gelmişti. Oradan ayrılıp eve geldim.
Annem: Neredeydin Bella?
- Anne ne olur bana birşey sorma!
Annem: Nasıl sormayayım! Annenim ben senin! Bağırarak konuşuyordu.
- Anne... Ne olur çok kötüyüm. Üzerime gelme! Dedim ve ağlamaya başladım. Tanrı aşkına bugün ne kadar çok ağladım öyle!!!!
Annem: Tamam... Tamam ağlama. Dedi ve sarıldı. Sarılma faslı bittikten sonra odama geçtim ve birazcık kestirdim.
Ertesi gün bilerek okula geç gittim. Derse hocayla birlikte girmiştik. Yerime geçtim ve dersi dinlemeye başladım. Zil çalınca Ellie'yle koridorda dolaşmaya başladık. Bir de ne göreyim!!! Şu baş belası grup bir çocuğu mu kenara sıkıştırmış yoksa bana mı öyle geliyor! ELF grubu bir çocuğu köşede sıkıştırmış konuşuyorlardı. Ama bu dostça bir konuşma değildi. Çocuk neredeyse ağlayacaktı. Sonra gruptan Liam'ın bir kaç çocuğa işaret ettiğini gördüm. Olamaz! Çocuğu dövdürteceklerdi. Buna izin veremezdim. Koşarak yanlarına gittim. Ellie'nin arkamdan bağırışlarını duymamazlıktan geldim. Koşarak Liam'ın önüne geçtim.
- O çocuğa durması gerektiğini söyle çabuk!
Liam: Ne diyorsun be ! Bi defol git!!
O sırada yanıma Ellie ile Niall geldi.
Niall: Bella ne yapıyorsun sen?
Ellie: Bella haydi ne olur gelgidelim buradan!!!
Gözüm hiçbir şey görmüyordu. O çocuklar kim oluyordu da her önüne geleni korkutup dövebiliyorlardı.
Zayn: Arkadaşını dinlesen iyi olur! Yoksa işler daha da kötü olucak!
- Ne yaparsın! Beni de mi dövdürürsün!!! Çabuk bırakın o çocuğu yoksa....
Harry lafımı keserek: Yoksa ne?
- Yoksa polisi ararım! - Ne biliyim aklıma ilk bu geldi- Bu cevabı vermemle herkes bana kahkahalarla güüyordu.
Harry: Hadi canım! Çok korktuk! Korkudan elim ayağım titriyor! Dedi dalga geçerek ve beni ittirerek gitti.
Niall: Ne yapıyorsun sen! Nasıl insanlar olduklarını bilmiyor musun?
- Nasıl insanlar olduklarını bildiğin halde, neden bana bunu yaptın?!
Niall'ın bana verecek bir cevabı yoktu. Söyledğim karşısında sessiz kalmayı tercih etti. Ama şuan bununla uğraşamazdım. Koşarak arka bahçeye gittim. Küfür sesleri ve ve inleme sesleri duydum. Seslerin geldiği yöne doğru gidince çocuğu köşeye sıkıştırdıklarını ve dövdüklerini gördüm. Arkamdan Ellie'nin sesini duydum.
Ellie: Bella! Napıyorsun?!
- Ellie çabuk polisi ara!
Ellie: Ama....
- Ellie ne diyorsam onu yap! Lütfenn!!!
Ellie: Tamam.
Çocukların karşısına geçip: Heyyyyy!!!! Bırakın çocuğu !! Hepsi dönüp bana baktı. Napıyordum ben cesaretlilik hapı felan mı içtim ben !
İçlerinden birisi: Nedenmiş o!
- Polisi aradım. Birazdan gelirler. Defolun şimdi! Hadii!! Ufo görmüş masum köylü gibi suratıma bakıyorlardı.
Arkamdan bir ses: Dağılın! diye bağırdı ve hepsi gittiler. Arkamı döndüğümde ELF grubuyla karşılaştım. Yanlarında da Ellie vardı. Ellie hemen yanıma geldi.
Harry: Bak sakar kız!
- Adım Bella! - bana sakar kız diye seslenmesinden nefret ediyordum-
Harry: Bana bak Bella! Boyundan büyük işere kalkışıyorsun!
- Derdini polislere anlatırsın
Harry: Polis, hiç sanmıyorum!. Ellie'ye dönüp sorgulayıcı gözlerle baktım.
Ellie: Aramama izin vermediler.
- Aman tanrım!!
Harry: Zavallı skar kız! Bu yaptıklarına çok pişman olucaksın!! Dedi ve gittiler. Onlar gider gitmez ben ve Ellie yaralı çocuğun yanına gittik. Çocuğun kaşı ve dudağı patlamıştı ve kanıyordu. Çok kötü görünüyordu.
- Hiç iyi görünmüyorsun! Doktora gitmeliyiz!
Çocuk: Hayır ! olmaz! Sesi zar zor çıkıyordu.
- Saçmalama! Çok kötü durumdasın
Çocuk: Hayır gidersem çok soru sorarlar. Polis işin içine girer. Olmaz!
- Ne yapacağız peki?
Ellie: Niall!
- Ne olmuş Niall'a
Ellie: Onun abisi doktor. Ona götürebiliriz. Buralarda bir yerlerde küçük bir kliniği var. Dedi. Bu iyi bir haberdi. Tabi Niall kabul ederse!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİFE
RomanceANNESİNİN VE BABASININ BOŞANMALARI İLE BELLA VE ANNESİNİN YAŞADIKLARI ŞEHRİ ANILARINI ARKALARINDA BIRAKIP İNGİLTEREYE TAŞINMASI ÜZERİNE BELLA YENİ OKULLARINDA O BAŞ BELASI GRUPLA KARŞILAŞIR VE BAŞINA GELMEDİK KALMAZ...