MY LİFE

Seni kaçırıyorum

Telefonumun melodisiyle gözlerimi açtım. Yorganı büyük bir güçlükle tekmeleyerek yataktan fırladım. Telefonumu aramaya koyuldum. Bu saatte kim arar ve beni güzel uykumdan uyandırabilir ki !! Telefonumun melodisini takip ederek buldum. Arayan Ellie'di. 

- Efendim Ellie .

Ellie: Sanada günaydın Bella !

- Sabahın köründe aranır mı kzım ya ! Uykumu böldün . 

Ellie: Sabahın körü mü? Saatten haberin yok heralde . Saat 12. 

Kafamı duvarda asılı duran saate çevirdiğimde gerçekten de saatin 12 olduğunu gördüm. 

- Umm ... Hiç farkında değilim. 

Ellie: Kalk elini yüzünü yıka bir kendine gel. Bugün ben , sen , Alex biryerlere gidelim. Evde canım sıkılıyor.

- Olmaz. Bugün evde kalıp dinlencem , uyucam ben ya!

Ellie: Off Bella! Kış uykusuna mı girdin ?

- Bugün günlerden pazar canım .Bırakta biraz uyuyayım. 

Ellie: İyi tamam uyu !

- Öptüm bay . Size iyi eğlenceler. 

Ellie: Bay bay uykucu !

Gülümsedim ve telefonu masanın üzerine koydum. Yere fırlattım yorganımı alıp yatağa fırladım. Saatin kaç olması umrumda değil. Uyucam ben !

* * *

Annem: Bella  ! Bella ! 

Annem başımda hem ismimi sayıklıyor , hem de dürtüyordu. 

- Ne var ? diye mırıldandım ve yorganı kafama kadar çektim.

Annem: Dışarıda bir genç var . Seni soruyor. 

- Hmm  tamam ... NEE !!! Diyerek yataktan fırladım. 

- Kim ki ?

Annem: Bilmiyorum. Bir bak istersen. 

Camdan dışarıya baktığımda gelen  kişinin Harry olduğunu gördüm. Ne işi vardı burada ? Neden geldi ki ? Diye düşünürken bana bakıp gülümsediğini gördüm. Hemen perdeyi çektim. 

Annem: Kim o çocuk ? 

- Arkadaşım . 

Annem: Yanına uğra bi istersen.

- Tamam. 

Merdivenleri ikişer ikişer inerek kapıya ulaştım. 

- Gü... nay ... dın ! Neden kekeledim ki !

Harry: Günaydın. Hadi hazırlan kaçırıyorum seni !

- Kaçırıyor öusun beni ! Ama neden ? Nereye ?

Biraz düşündükten sonra ne kadar saçma konuştuğumu anladım ve ağzımı kapattım.

Harry: Gidince görürsün . Dedi ve gülümsedi. 

- Umm. Tamam o zaman. Ben hazırlanayım. Dedim ve arkamı döndüğümde annemle göz göze geldim. Gülümsedi ve Harry'i içeriye davet etti. Ben de merdivenleri koşarak ve ikişer ikişer çıkıp odama ulaştım. Saate baktığımda 2 olduğunu gördüm. Vay be ne kadar çok uyumuşum !  Ellie'nin deyişiyle kış uykusuna yatmıştım sanki ! Yakında ayıya dönüşeceğim . Aynanın karşısına geçtiğimde hala pijamalarla olduğumu gördüm. Olamaz ! Harry'im karşısına böyle mi çıktım ben şimdi ! Sünger boblu pijamalarım , ponponlu terliklerim ve dağınık topuzumla , süperr !! Gardrobumun başına geçtim ve kıyafet aramaya başladım. Hava pekte kötü sayılmazdı. Dizlerimin üzerinde biten , su yeşili , pileli bir elbise giydim. Üzerime ceketimi giydim. Havaya aldanmamak lazım ne olur ne olmaz. Tedbiri elden bırakmamak lazım. Ayakkabı olarakta beyaz tomslarımı giydim. Saçlarımı salık bıraktım. Son olarakta eyekliner ve rimel sürdüm. Parfüm sıktım ve aşağıya indim. Ben hazırım dememle tüm dikkatleri üzerime çektim. Harry ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı.