n5rve

4.3K 349 120
                                    

Çocuk gözlerimin içine bakarak şarkı söylerken Jungkook bundan daha rahatsız görünmezdi.

"Ne yapıyor bu?"dedim.

Jungkook telefon ekranından nerve listesini gösterdi,"Gördün mü? Listede yükseklerde bir oyuncu."dedi, telefaonu kendine çevirip,"Ji alt tire Minah?"diyerek kullanıcı adını okumaya çalıştı.

Telefonumu açarak listeye baktığımda onu gördüm, Tepedeydi, @ji_Minah.

En sonunda serenatı bizim masaya gelerek noktaladığında bütün bar ıslıklar eşliğinde onu alkışladı, reverans yaparak tebrikleri kabul ettikten sonra yanıma oturdu,"Merhaba,"dedikten sonra telefon ekranına baktı,"Kimkimiseul."dedi.

Kullanıcı ismimi okumuştu, aynen bizim gibi."Merhba Jimin-ah?"dedim bende yüzümü ona dönerek.

"Ah.."dedi kafasını geriye atarak,"Kızların bana böyle seslenmesinden aşırı hoşlandırım."dedi.

Kaşlarımı kaldırdım,"Kullanışlı bir isim öyleyse."dedim.

"Iseul."dedi Jungkook kendini hatırlatmak istercesine,"En son gidiyorduk."dedi.

"Ah evet, başarılar Jimin-ah!"dedim masadan kalkmak için hareketlenirlen.

Tam o sırada ikimize de Nerve'den yeni bir görev geldi.

Ekranda yazan net ve kolaydı.

Onunla git.

Kaşlarımı çatarak koltuktan kalktım,"Onunla git..?"diyerek seslice okuduğumda Jimin'in yüzünde bir gülümseme vardı,"Benden bahsediyor."dedi telefon ekranını göstererek.

Onu merkez'e götür.

"Şehir merkezinden mi bahsediyor."dedim.

"Bu saat oraya gitnek için  çok geç."dedi Jungkook.

"Erkek arkadaşın her zaman senin için kararları kendi mi verir?"dedi Jimin.

"O benim erkek arkadaşım değil."dedim.

"Neyse ne.. ben çıkıyorum. Anlaşılan izleyiciler takım olmamızı istiyor. Eğer devam ediyorsan, yeni göreve kadar seni bekliyor olacağım."dedikten sonra gitti.

Jungkookla bir kaç saniye bakıştık.

Hareket edince,"Hayır."dedi.

Onu dinlemeyerek kapıdan çıkarken peşimden yine,"Hayır!"diye bağırsa da onu dinlemedim.

Jimin-ah bir motorsiklete yaşlanmış bekliyordu.

"Geleceğini biliyordum, senin için pembe bir kaskım bile var."dedi.

"Bu şey güvenli mi?"dedim temkinlice ona bakarak.

Göz ucuyla motora baktıktan sonra 'ciddi misin?' bakışlarıyla bana baktı.

Omuz silkti."Tabi.."dedi.

"Pekala.."dedim. "Sadece merkeze gidiyoruz ve ayrılıyoruz."dedim.

Yine tabi dedi.

¬

"Vay Canına!"diye uzunca bir çığlık attığımda Jimin bu halime güldü,"Beğendin galiba?"dedi.

Hayranlıkla çevreme bakıyordum, hiç saf havaya bu kadar süratli temas etmedim.

"Belimi sıkı tutmayı unutma."dedi.

Tutuşumu sıkılaştırıp kendimi ona yaklaştırdım. Bastırdım desem daha doğru olur.

Jimin hiç utanmayıp, sanki kasklarına bir iletişim düzeneği hiç koymamış, sanki onu duyamacakmışım gibi,"Ah.."diyerek inledi.

Merkeze geldiğimizde motor durdu.

Jimin bir mağazanın önüne  park ederek moturdan indi.

"Son duraak!"dedi neşeyle. Kaskımı çıkarmama yardım  etti.

"Pekala, başarılı bir işti ortak."dedim elimi uzatarak.

"Altı yüz dolarını eğlenmek için harca."dedi.

Tam zıt yönlere ayrıldık.

Biraz ilerledikten sonra yeni görev geldi.

Artık yeter, bırakıyordum.

Bu kararla açtığım görevin kolaylığı beni fikrimden caymaya yönlendirdi.

Bu giysiyi dene.

ͺfotoğaf

Bunu yapmak çocuk oyuncağıydı.

Geri dönüp motoru önüne  park ettiğimiz mağzaya girdim.

 NERVE ; 𝐩𝐣𝐦 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin