Görevli kadın beni süzdü.
"Bu kıyafeti mi?"diyerek beşinci kez sordu.
"Evet, bu kıyafeti denemek istiyorum lütfen."dedim.
"Pekala.."dedi kadın. Daha sonra giysinin bedenime uygun bedenini getirerek yanımdan ayrıldı.
Kamerayı bir kenara koyarak üzerimi giyindim. Ucu ucuna yetişmiştim. Kabinde ayna olmadığı için dışarıya çıkarak aynadan kendimi çektim. İzleyiciler sürekli kalp gönderiyordu.
"Bence saçlarını açmalısın."diyerek bir el tokamı çekip çıkardı. Kafamı telefon ekranından kaldırıp aynaya baktım. Bu şık giysiler içindeki Jimin'den başkası değildi.
"Tabi bir de ayakkabı gerekebilir."dedi ayağımdaki spor ayakkabılara itafen.
Güldüm."Iyi görünüyorsun."dedim.
"Sende fena değilsin."dedi bana göz kırparak.
Daha sonra görevli kadını çağırarak giysime uygun bir ayakkabı istedi.Sonunda onu da giydiğimde, bir ödül törenine katılabilirdim.
"Nefes kesici."dedi Jimin.
"Öyle mi?"dedim aynadan ona bakarak.
"Ha?"dedi,"Ceketin kol düğmelerinden bahsediyorum."
Utançla kafamı parlak siyah ayakkabılara eğdim.
Güldü."Sen de nefes kesici görünüyorsun. Bu arada ismin neydi?"dedi.
Ona gözlerimi devirerek baktım,"Kullanıcı adım?"dedim.
"Ah, evet Iseul."dedi.
"Evet Jimin-ah."dedim.
Biraz bana baktı, daha sonra"Pekala Iseul. Burada karşılaşmak güzeldi."dedi.
"Evet."dedim. Gülümsedikten sonra kabine geri girdim.
Kabine girdiğimde gülümsemem silindi.
Giysilerim nerdeydi?
"Jimin?"deiyerek kabinden fırladım."Giysilerim sende mi?"dedim."Eğer bu bir görev falansa hiç komik değil."
O da panikle kabinden çıktı,"Hayır."dedi."Benimkiler de yok. Ah, iyi ki motorun anahtarlarını ceketin cebinden çıkardım."dedi ceplerini yokalayarak.
"Ne yapacağız?"dedim.
Muzipce sırıtarak, "Biz ifadesini kullanman bizi bir takım mı yapar?"dedi.
"Bunu sonra tartışalım mı?"dedim."Bu mağazadan nasıl çıkmayı planlıyorsun?"dedim.
Aniden telefonumuzfa yeni görev ile ilgili bildirimler aynı anda geldi.
Mağzayı terk et.
"Ben kıyafet çalamam."dedim ekrana bakarak.
"Ne?"dedi, "Buradan çıplak çıkmayı falan mı planlıyorsun?"
Yaklaşık iki dakika sonra kabinde sadece iç çamaşırları ile duruyor olmamız fazla... uygunsuzdu.
"Bunu yapamam."dedim.
"Saçmalama."dedi Jimin bileğimden tutarak."Tamamen çıplak değilsin ya, bikini giyiyor gibi düşün."
"Nasıl bu kadar güven dolusun?"dedim.
"On bir dakika kaldı, ve sorunun cevabı karşında duruyor. Mükemmel vücudum."dedi kendini göstererek.
Göz devirdim.
"Üç dediğimde gidiyoruz,"dedi bileğimi kavradı kafasını kabini örten örtüden uzatark etrafı kolaçan etti.
Aniden "Üç."diyerek beni bileğimden çekti.
Olabildiğince küçülerek dikkat çekmeden ilerlemeye çalışsak da bu pek başarılı değildi. Hatta aksine daha da ilgi çekiyordu diyebiliriz.
"Asansör!"diyerek Jimin hızla işaret ettiği kabine ilerlemeye başladı, benden peşinden ilerliyordum.
Bu şekilde nasıl olduğunu bilmediğim bir biçimde kimseye görünmeden ilerlesek de çıkışa iki kat kala asansör durdu.
İnsanlar asansörde iç çamaşırlı farklı cinsiyette iki insan görmenin şokuyla asansöre binmedi.
İşime geldi doğrusu.
Mağazayı yangından kaçar bir hızla terk ettik.
Motorun yanına geldiğimizde denediğimiz pahalı giysiler orada davetkar bir biçimde duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERVE ; 𝐩𝐣𝐦 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfictionizleyici misin oyuncu mu? - nerve isimli filmden uyarlandı - *a n g s t*