Omzumdaki yazıya tekrar tekrar baktım, 500 dolar için yapılacak şey değildi.
'takım çalışması, rüyaları gerçekleştirir.'(Y/N; team works makes dream works falan.)
Jimin'e doğru baktım, bana gülümseyerek bakıyordu. Bu kalbimin bir hortuma doğru çekilmesi gibi bir his uyandırıyordu.
Aşık mı oluyorsun Iseul?
"Bence çok güzel oldu."dedi. Gülümsemesi o kadar aydınlatıcıydı ki.
"Katılıyorum."dedim.
Neden bakışmayı kesmiyorduk?
Yeni görev bildirimi gekene kadar bakışmak bana film sahnelerini anımsattı. İyi hissetiriyordu.
İki sokak ötedeki parkta sizi bekleyen bir paket var.
"Ne olabilir?"diyen Jimin'in suratında bir soru ifadesi vardı.
Kafami salladım.
"Bilmiyorum. Bu oyun ne zaman bitiyor?"dedim.
Jimin bakışlarını yere sabitledi, "Bilmiyorum."dedi.
Bu tek kelime ürkütücüydü.
Her oyunun bir sonu vardır.
Vardır öyle değil mi?
-nerve'ün sonunu sevmediğim için o kadar dolandırmadan bitireceğim-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERVE ; 𝐩𝐣𝐦 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfictionizleyici misin oyuncu mu? - nerve isimli filmden uyarlandı - *a n g s t*