Adrien'a;
- Seninle aynı yastıkta uyumak benim için daha hoş olurdu. Ama yastık getireceğim.
"Yaa..." dedi çocuksu bir tavırla. O bunu daha da şirin yapmıştı.
- Madem çok istiyorsun olsun bakalım. Ama sen bu halde mi uyuyacaksın?
- Bana olacak eşyan yok mudur?
- Bir bakayım.
...dedim ve dolabımı karıştırmaya başladım. Kış ve hava soğuk. Kar yağacak sanırım. Dolabımda kıyafet ararken Adrien beni izliyordu. Hayır anlamıyorum Uğur Böceği'nin aşık etme mucizesi falan var da fark etmeden mi aktifleştirdim? Ama böyle bir şeyden Tikki bana bahsederdi. Neyse ben bunları düşünürken annemin bana yeni aldığı bana gayet bol ve büyük gelen üstünde kara kedi figürü olan (Yanlış anlamayın bu normal hayvan olan kedi.) , aynı şekilde siyah ve kedi kulakları olan pandufları gördüm. Onları aldım ve "Bunlar nasıl?" diye sordum. Bana gülümsedi. "Hoş bir seçim." dedi. Bunu derken ne kast etmişti ki? Anlayamadım ama neyse. "Sen giyinirken ben balkona çıkayım." dedim. "Arkanı dönmen yeter. Hava yeterince soğuk. Üşümeni istemem." deyip elimden pijamaları almak için yanıma geldi. Kıyafetleri ona verdim ve giyinmeye başladı. Bittiğinde onu baştan aşağı süzdüm ama gülmemek mümkün değildi. "Kara Kedi'ye çok benzedin. Hatta yer değiştirseniz kimse anlamaz bile." dedim ve kahkahayı bastım. Sonra annemlerin uyuduğunu hatırlayıp sesimin tonunu ayarladım. Adrien söylediklerim karşısında değişik tepkiler vermişti. Bi yandan gülerken bi yandan da sanki suçlu gibi hissediyordu. Nedenini anlamasam da umursamıyorum. Belki evimde kaldığı için tuhaf hissetmiştir düşüncesiyle kendimi tatmin ediyorum çünkü. "Hadi artık yatalım." dedim ve yatağa uzandım. Emre itaat edip o da yanıma uzandı. Ve ondan hiç beklemediğim bir şekilde bana sarılmaya başladı. Sesimi çıkarmadım çünkü bunu bende istiyorum. Ona karşılık verip bende ona sarıldım ve onun kokusuyla uyumaya başladım...
*Adrien'ın Ağzından:
Marinette benim Kara Kedi olduğumu çakmaz umarım. Eğer anlarsa kötü olabilir. Neyse. Şimdi dursun dünya. Ben artık yeni sevdiğimin yanındayım. Aslında başından beri onu seviyordum. Ama bir şekilde Uğur Böceği'ne olan aşkım Marinette'ye olanı bastırıyordu. Uğur Böceği artık benim için bir hiç. Ben, beni delice seven ve artık benimde sevdiğim bu güzel, şirin ve yetenekli kıza aşığım ve kararımdan dönmeyeceğim. Kararlıyım. Artık Marinette benim. O benim sevdiğim. Ve ilerde o benim sevgilim olacak...
[Sabah olur.]
*Marinette'nin Ağzından:
Ne güzel bir rüyaydı. Adrien tüm gece yanımda kaldı ve bu bir gerçek. Ama rüya gibi. Belki de her şeyi kafamda tasarlıyorum şu an.
Gözlerimi açtığımda Adrien'in zümrüt yeşili gözleri bana bakıyordu. Göz göze geldik. "Günaydın prenses." dedi ve alnıma bi öpücük kondurdu. "Sana da günaydın pisicik." dedim. Yine suçlu gibi suratında anlık bi düşme oldu. Sonra saate baktım. Birden fırladım. "Okula geç kaldık!" diye bağırdım. Yataktan uçarcasına çıktım ve banyoya fırladım yüzümü yıkayıp, dişlerimi hızlıca fırçaladıktan sonra Adrien'ın yanına gittim. O da dünkü kıyafetlerini giymişti. "Kitaplarım zaten okulda. Eve uğramıycam." dedi ve eliyle hadi gidelim der gibi işaret yaptı. Birlikte aşağı indik. Annem ve babam hala uyuyordu. Şanslıydık. Evden çıktık ve okul evin dibinde olduğu için hemen vardık. ilk ders başlayalı 5 dakika olmuştu. Hemen sınıfa girdik ve öğretmenden özür dileyip yerimize oturduk.
Dersler hızlıca ilerledi ve öğle arasına girdik. Nino, Adrien ile konuşma fırsatı bulamamıştı ama sınıfta sadece üçümüz kalmıştık ve gayet rahat hesap sorabilirdi. Adrien'ı karşısına alıp, "Bana dün neler olduğunu anlat." diye lafa girdi. Adrien olanları anlatırken bana bakıyordu. Kızardım ve yüzümü kollarıma gömdüm. Nino'nun sorgusu bitince Adrien yanıma yaklaştı ve "Bugün birlikte yiyelim mi?" dedi. Başımla onayladım. Elini benim elime uzattı. Elinden tuttum ve birlikte yürümeye başladık. Yemeklerimizi alıp okulun yanındaki parka gittik. Oturup sohbet ediyorduk. O sırada Adrien benden izin alıp lavaboya gitti. Adrien gidince parkta yalnız kalmıştım. Biri bana seslenince anlık bi şok yaşayıp sesin geldiği yöne baktım. Bu Nathaniel'di. "Merhaba Nath!" dedim. Gelip yanıma oturdu. Biraz şaşırdım ama kötü bi niyeti yoktur diye düşünüp onunla sohbet etmeye başladım. Sonra neden olduğunu anlamadan birden dudağıma yapıştı. Şok geçirdim. Madem öpücen azıcık yavaş ol! Yalan mı? Gerçi öpmesine de pek hevesli değilim ama...
*Adrien'ın Ağzından:
O Nathaniel mi? Marinette'yi mi öpüyor yoksa ben mi yanılıyorum? Yok ya baya baya öpüyo. Hemen yanlarına gitmeliyim!
- Marinette siz ne yapıyosunuz burda?
- Adrien benim suçum yok. Nathaniel birden üzerime atladı.
- Hadi ama Marinette yalan söyleme. Seni seviyorum diyen kimdi o zaman?
- Marinette bunlar doğru mu?
- Hayır Adrien. Güven bana. Sadece seni kıskanıyo. Senin geldiğini görünce dudağıma yapıştı ve benim çekilmeme izin vermedi.
- Sana güveniyorum prenses. Sana gelince domates kafa, bir daha bu kızın yanında dolaştığını görürsem seni salça yaparım bilmiş ol!
- Bu iş burda bitmedi Adrien. Mari benim olacak! Sadece benim!
- Hadi onu benden al da görelim. Göster marifetlerini. Ama şimdi defol burdan!
*Marinette'nin Ağzından:
Adrien bana güveniyor ve sahipleniyor. Bunun için çok mutluyum ama Nath beni oyuncağı gibi gördü. İstediği yerde istediği şeyi yapabileceğini sanıyo salak. Ama benim yakışıklı prensim geldi ve beni o pis sapığın elinden çekti aldı. Adrien ne kadar tatlı ve iyi biri.
Bunlar olurken öğle arası bitiyordu ve sınıfa gitmemiz gerekti. Sıramıza oturduk. Adrien arkasına döndü ve bana, "Dün annenden izin aldığımız gibi bugün çıkışta benimsin. Birlikte senin istediğin bi yere gideriz olur mu?" dedi. Onu başımla onayladım. O sırada Chloe bize pis pis bakıyodu. Beni boğmak, saçımın her telini eliyle yolmak istediğinden adım gibi eminim. Ama umurumda değil. Hatta kıskanması hoşuma gidiyor.
Alya Adrien'ın bana dediklerini duymuş olmalı ki bana, "Neler oluyo bakalım burda?" dedi. Olanları hemen üstünden anlattım ayrıntıya inmeden. Çok şaşırdı ve ona daha önce anlatmadığım için bana kızdı. Okulun sonuna geldik ve Adrien bana, "Hazır mısın prenses?" derken elini uzattı. Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim...
* Aşkadaşlar oy istiyorum biraz. Lütfen. Bakın okuması kolay ama yazması zor. Oy size hiçbir şey gibi gelebilir. Ama şu yıldıza basacağınız bir tık, benim yazımla gurur duymamı ve boşa uğraşmadığımı hissettirip daha çok yazma isteği veriyor. Kendiniz de kitap yazdıysanız bu duyguyu bilmeniz lazımdır. Lütfen emeğe saygı diyor ve hepinizi bol bol öpüyorum. ^3^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Kişi | Miraculous
Fanfiction❝Aynı kişiyi sevmek tuhaf...❞ | Yeni haliyle devam ediyor.