"Ne yapıyorsun?"
"Sanane ne yaptığımdan Simge"
"Yarkın konuşalım mı biraz"
"Ne konuşcaz"
"Özel ... Biraz bahçeye inelim mi?"
Toplum içinde özel deyip Yarkın bahçeye indirdi
Bu ne terbiyesizlik ya tamam sevmiyorum Yarkını ama onun tapusu bende ne hakla götürür
Odaya çıkmak için ayaklandım
"İyi geceler herkese"
"Sana da gelin"
Şeytana uyup dinlemek istesemde yapmadım odaya çıktım vücudum hiç bir iş yapmadan yorulmuştu kendimle çelişkiye giriyorum bu eve girdim gireli
Ben kimim ?
Neden burdayım?
Neden bu adamla evliyim?
Ve neden ona itaat ediyorum?
Aynanın karşısına geçip kendimi incelemeye başladım
"Bu sen misin melodi aciz bir kadın mısın bakımsız kendinden geçmiş çehrene bir bak eski den gülümsediğin zaman gözlerinin içinde ışıltılar olurdu şimdi ise güldüğüme şaşırır oldum her güldüğüm de kendimi suçlu hissediyorum böyle ruhsuz insanların içinde eski melodi olmak da kolay değil"
İç çektim ve dolaba gittim geceliğimi aldım giyindim tam kendimi yatağa bırakacakken kapı çaldı bezmiş tavırlarla
"Gel"
Diye seslendim açıldığında içeri Zana girdi
"Melodi sana vermek istediğim bir kaç emanet var ama bir türlü zaman bulamadım"
"Gelsene içeri"
Utana sıkıla girdi ve ve koltuğa oturdu
"Çok kilo vermişsin"
"Öyle mi hiç farketmemiştim "
"Bak ben herşeyin suçlusu olduğumu biliyorum ne kadar abime yakın davranmaya çalışsanda ona karşı birşey hissetmediğini biliyorum Melodi... Ben çok özür dilerim böyle olsun istemezdim ama oldu artık elimden gelen bişey yok olsa inan bir dakika düşünmeden yaparım... İnan bana kötü bir insan değil abim-"
"Bana el kaldıran bir insan iyi olamaz Zana"
"Bak o aslında hiç bir kadına el kaldırmaz-"
"Ne yani yalan mı söylüyorum bana inanmıyorsan konakta ki herkese sorabilirsin... Ama annene sorma olur mu çünkü onun cevap vermeye yüzü bile yok bana annem el kaldırmamışken kaynana dayağı yedim... Annemle Yekta seni el üstünde taşıyorlarken ben burda bir kere olsun huzurla koyamadım başımı yastığa... Neyse eski konuları açtım kusura bakma şimdi ne vericeksen ver uyuycam "
Başını eğdi elinde ki 3 paketi uzattı büyük görünüyorlardı daha sonra kapıya gitti
"Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim iyi geceler"
Dedi ve çıktı bende kutuları açtım
İkisi gri parlak hediye paketiyle kapalıydı 1 tanesi kırmızıydı
"Kelebeğim"
Yazanı kesin babam yolladı diye geçirdim içimden ve açtım
İçinde yüklü miktarda para vardı ve benim orda unuttuğum kolyem vardı notu açtım
"Canım kızım biliyorum babana çok kızgınsın ama affet seni kurtaramadım ama ne olursa olsun karnında bebeğin de olsa seni alıcam ordan gelmememin nedeni var ve bunu şimdi sana söyleyemem o adamın yanında kalmıycaksın ve ona muhtaç kalmaman için yolladım bunları sana kendine dikkat et...
Seni çok seviyorum kelebeğim."
Diğer paketi açtığım da küçük sandık vardı anahtarı da minik bir hediye paketine sarılmıştı açtım ve hemen kilitli çözdüm bir sürü fotoğraf vardı ailecek çekilmiş olan ve küçüklüğümden kalan minik çorap ve saç tokaları bunda not yoktu
Kırmızı olanı açtım bu sefer de iki tane gümüş yüzük çıktı ve bir mektup
"Canım kızım sana bu mektup u inan yazmak istemezdim ama Barış evlendiğini öğrenmiş ve yüzüklerinizi babana vermeye karar vermiş babanın yanına gidecekken onu tuttum zar zor ikna etmeye çalıştım ama o melodi benim aileme girmiycekse kendi ailesinden babasından olur dedi ve biraz konuştum ikna oldu daha doğrusu şimdilik susuyor seni çok seviyormuş meğer sen de barış sevmiyor diye kuruntu yapıp kendini üzüyormuşsun ama aşkın karşılıksız değilmiş kızım isterdim ki sevdiğin adamla ol ama kader kızım kendine dikkat et ve bu yüzükleride hep sakla olur mu o senin ilk aşkının simgesi umarım Birgün yollarınız kesişir de birbirinize elveda edebilirsiniz sizin aşkınıza böyle bir veda yakışmadı"
Son cümleden sonra derin bir iç çektim artık ağlayamıyordum bile
elimdeki mektupları ve yolladıklatı malzemeleri dolapta bana ayrılmış bölüme çamaşırlarımın içine sakladım yatağın üzerine oturdum ve bacaklarımı kendime çektim
Barış beni seviyormuş ben onu hep yanlış anlamışım...
Kapı açıldı ve içeri Yarkın girdi ve Pantalonunu tişörtünü çıkartı duşa girecekken arkasını döndü
"Bana rahat şeyler çıkart"
Sustum istediklerini çıkarttım kendim de deri koltuğa bıraktım
