1.Sezon 6.Bölüm

969 60 14
                                    

O akşam uyumak için yatağa girdiğimde, aklımda tek bir şey vardı. Aileme ne olmuştu? Belki de köyde hayatta kalmayı başarmışlardır. Belki de bir yerlerde saklanmış, beni bekliyorlardı. Kafamdaki bu düşüncelerle uyuyamadım. Bir şeyler atıştırmak için mutfağın yolunu tuttum.

Tam gofretimi yerken kafamı çevirdiğim yerde, tam önümde birisi duruyordu. Saçları uzun olduğu için kız olduğunu anlamıştım ama yüzü gözükmüyordu. Yoksa zombi miydi? ama nasıl olabilir ki? İçeri nasıl  girdiler. O anlık korku ve tedirginlikle beraber bıçağımı cebimden çıkarttım ve kendimi savunmaya geçtim.

Kız yaklaştıkça, yüzü daha çok belli olmaya başlamıştı. İyice yaklaştığında, yüzü seçilir olduğunda kızın Aydan olduğunu fark ettim. Bir anda kafamdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü.  O anki tedirginliğim yerine huzur gelmişti. 

Arda- Aydan, gece gece ne yapıyorsun ya. Korktum kızım.

Aydan- Arda sana çok önemli bir  şey söylemem gerek. Günlerdi aklımdan bunu geçiriyorum, bir türlü çıkmıyor. 

Arda- Aydan, kafam şuan çok dolu. Sabah sakin kafayla konuşsak olur mu? Lütfen

Aydan- Arda cidden çok önemli, günlerdir bunu düşünüyorum diyorum sana!

Arda- Cidden kafam almaz, iyi geceler sana

Ayda'nın Gözünden

Arda'ya bir türlü içimdeki hisleri söyleyememiştim. Eğer şimdi söylemezsem sabaha kadar içim içimi yerdi. O anlık adrenalin ve heyecanla odasının yolunu tuttum. Amacım odasına girip her şeyi itiraf etmekti. Arda'nın odasına vardığımda, kapıyı çaldım ve içeri girmek için izin istedim.

Arda- 2 dakika bekler misin? Üstümü değiştiriyorum.

Yaklaşık 2 3 dakika sonra tekrardan içeri girdim ve içimdeki bütün hislerimi, duygu ve düşüncelerimi ona dökmek için hazırlandım. Adrenalim tavan yapmış, elim ayağıma dolaşıyordu. Ağzımda bir kaç kelime kekeledikten sonra,

Aydan- Arda lütfen beni dinle, bu söyleyeceklerim çok önemli.

Arda- Aydan lütfen yarın konuşalım, kafam almaz şim...

O an içimden gelen bir şeyi yaptım. Bana konuşturma fırsatı vermeyene bende konuşma fırsatı vermedim. Bu yaptığım çok ayıp olabilirdi ama en doğru ve en kısa yol buydu. Sözcüklerle ifade edemediğim şeyi, hareketlerimle ifade etmiştim.

Arda'nın Gözünden

O an beni tutup öpünce, hemen ittirdim. Bu kız ne yaptığını sanıyordu? Ne yapıyor bu böyle? Herhalde kafası yerinde değildi, yoksa bu yaptığının herhangi bir manası yoktu. Bizi kapının aralığından izleyen Beto hemen herkesi ayağa kaldırdı.

Beto- Beyler bayanlar, kaydıraktan peynir ekmekle kayanlar. Şok Şok Şok, yeni bir aşk doğuyor.

Beto'nun bu manasız ve gereksiz sözleri beni iyice çileden çıkartmıştı. Beto'nun peşinden giderek kolundan tuttum ve kendime çevirdim.

Arda- Beto saçma salak konuşma, hiçbir şey göründüğü gibi değil

Beto- Tamam kanka, anladım ben seni. Siz çifte kumruları yalnız bırakalım. Hadi beyler bayanlar evi boşaltın. Arda beyimiz biraz meşgul de.

Beto bunları söylerken iyice damarıma basmıştı, kendime hakim olamadım ve bütün gücümle Beto'nun yüzüne bir yumruk geçirdim. O anlık öfkem bir nebzede  olsa dinmişti ama bu yetersizdi. O sırada bizi izleyenlerden birisi de Aydandı. Emre hızlıca odasından çıkıp yanımıza geldi. Bizi ayırmaya çalıştı. Eğer ayırmasaydı burada çok kan dökülecekti.

Arda- Beytullah, kendine gel yoksa alırım seni ayağım altına.

Beto- Alsana lan ayağının altına. Kızı öp yala, sonra ben söyleyince yumruk at. Senin erkekliğin bu mu lan Köpek.

O sırada Aydan arkamızdan bizi izleyip, ağlamaya başladı. Bir kaç bir şey söylüyordu ama ben o anlık sinirle hiçbir şey duymuyordum. Emre bizi sakinleştirince, odama çekildim. Kafamı yastığa koydum ve bu olan aptal olayları düşünmeye başladım.

Sabah olunca, yatağımdan doğruldum ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Burnuma gelen nefis kokularla daha da kendime geldikten sonra bizimkilerin yanına, bir şeyler yemeye gittim. Tam oturup, 2 gram bir şeyler yiyecekken,

Emre- Arda, bir bakar mısın?

Arda- He efendim

Emre-Beytullah nerde

Arda-Ne bileyim oğlum ben, odasındadır köpek. Git bak

Emre odaya gidince bende kalktım. Emre'nin yanına gittim.

Arda-ne oldu burada değil mi?

Emre-Hayır

O sırada zil çaldı, ben hala bu malın nereye gidebileceğini düşünürken Emrede kapıyı açmak için yola koyuldu. Kapının deliğinden bakarken bana seslendi.

Emre- Arda, bu Beto değil. Tanımadık birisi var.

Arda- Bekle geldim, kızlar çabuk saklanın. Ne olur Ne olmaz.

Emreyle ben silahların namlularını kapıya dayadıktan sonra kapıyı yavaşça açtık. Çocuğun arkasında Beto vardı. Her haltın içinden bu çocuk çıkıyordu.

Arda-Beto, bu çocuk kim? Neden getirdin buraya?

Beto-Kusura bakma ama sana hesap vermek zorunda değilim.

O an yumruğu çakacaktım ama Emre elimi tuttu ve sakin ol işareti yaptı. Ne yapayım, sakin olmaktan başka çaremizi yoktu. Çocuğu içeri götürdükten sonra bize döndü ve şöyle bir süzdü. Esma sormasa belki çocuğu bizle tanıştırmayacaktı bile.

Esma-Beytullah bu kim ?

Beto- Hemen açıklayalım. Bu arkadaş Anıl, erzak ararken buldum. Bir yerde oturmuş, tam intihar ederken ben yakaladım. Annesine tecavüz edip, öldürmüşler. Babasına ise işkence ettikten sonra zombilere yem etmişler.

Arda- Kim ki onlar.

Beto- Eziciler, Çete gibi bir şeyler. Toplu örgütlenme yani 

Çocuğa cidden çok üzülüyordum. Mecburen yanımıza almak zorundaydık. Ne de olsa onun da yaşamaya hakkı vardı. Belki de bize yardımcı olabilirdi.

ZOMBI SALGINI 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin