Doğan güneşin ışığı pencereden süzülüp gözlerine vururken yavaşça açtı acıyan gözlerini. Uzun bir süre hareket etmeden durdu ki hareket edecek gücü de yoktu.En son acıdan bayılmıştı. Şimdiyse her yeri ağrıyordu. Doğrulmaya çalıştığında belinde ki ve karnında ki acı ile seslice inledi. Gözleri çoktan dolmuştu. Sadece bir gündür bu evdeydi fakat ruhu ve bedeni o kadar yıpranmıştı ki eğer onu kimse kurtaramazsa iki üç güne her şey bitecekmiş gibi geliyordu.
Dünden beri karnı açtı ama o adamdan asla yemek istemezdi. Açlıktan ölürdü ama o adamın getirdiği şeylerden bir lokma almazdı.
Gücünün olmaması karşı koymasını da engelliyordu şuan gelip bi şey yapmaya çalışsa elinden bir şey gelmezdi. O kadar yorgundu ki kolunu bile kaldıramıyordu. Hani bazı acılar güçlendirirdi ya genç kız güçlenmek istemiyor en büyük acıyla ölmek istiyordu. Her anını her saniyesini onun tacizine uğramaktan korkarak geçiriyordu. Bu bir gün hayatınım en uzun günlerinden di bitmesi için dua ediyordu Allah'a. Ömer'in onu kurtarmasını bekliyordu. Lakin her geçen saniye umudu bir balon gibi sönüyordu. Geç kalmasından korkuyordu. Eğer geç kalacak ise kurtarmamalıydı. Çünkü yaşamak genç kız için çoktan bitmiş olacaktı. Tek temennisi her şey bitmeden onu bulmalarıydı.
kulaklarını tırmalayan gıcırdama sesi ile yüzünü buruşturdu. İçinden bağıra çağıra ağlamak geliyordu fakat dermanı yoktu.
Cahit elinde tepsi ile içeri girdiğinde yüzünde ki iğrenç sırıtmayla konuştu.
"Oo benim güzel kızım uyanmış. Sana kahvaltı getirdim. Bak çay da var."
Defne Cahit'in sesini duymasıyla yüzünü buruşturdu. Sesi midesini bulandırıyordu. Nasıl bir insandı bu? Ya da insan mıydı? Kendi öz kızına göz dikmiş manyağın tekiydi ki öz kızı olmasa bile bunu yapmaya hakkı yoktu. Sırf kadın diye dayak yemeye, taciz edilmeye, hor görülmeye mecbur değillerdi. Bir erkek ne kadar özgürse bir kadın da o kadar özgür olmalıydı.
Korkmamalıydı mesala, geç saatlerde sokakata yürürken, bir erkek topluluğu gördüğünde sırf laf atmasınlar diye yolunu değiştirmemeliydi. İstediğini giyebilmeli, istedigi gibi kahkaha atabilmeliydi. O pis bakışlara maruz kalmamalıydı. Ahlakçılık sadece kadın bedeninde olmamalıydı. Kadın sevişince orospu, erkek sevişince adam olmamalıydı.
Kızlar en çok babalarına güvenmeliydi mesala. Ama öyle bir zamanda yaşıyorduk ki öz kızının ırzına göz dikmiş binlerce pislik vardı bu dünyada ki genç kızın babası da o pislikler için de yer alıyordu.
Şimdi ona yaklaşan bu adam genç kızın en büyük kâbusuydu.
Mosmor gözleri ile delici bakışlarını gönderdi Defne, Elinde ki kahvaktı tepsisi ile pişkin pişkin yanına oturan adama.Son güç kırıntıları ile uzaklaştı adamdan. Cahit sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu. Döverdi fakat elinde kalmasından korkuyordu. Henüz istediğini alamamıştı ama çok çok yaklaşmıştı. Bu akşama kadar işini halletmeliydi. Akşam gelecek olan adamlara bu zevki bırakamazdı. Önce kendisi tadacaktı.
...
Ömer ağrıyan başı ile uyanmıştı. bir süre elleri başında öylece durdu. Saate baktığında iki olduğunu gördü şaşırmadı. Sabaha kadar uyumamıştı ve bu saate kadar uyuması normaldi. Yataktan kalktıktan sonra üzerini giyinip çıktı odadan. Bara indiğinde barmen bardakları temizliyordu. Bir kahve isteyip bar taburelerine oturdu.
Defne tam bir gündür ortalıklarda yoktu ve Ömer kendini kötü hissediyordu. Yokluğu büyük bir boşluk yaratmıştı sanki. Tedirgindi. Başına bir şey gelme ihtimali çıldırtıyordu. Elinden hiç bir şey gelmezken bu tuhaf duygular Ömer'i yiyip bitiriyordu.
Önüne gelen kahveden büyük bir yudum aldığında az da olsa kendine geldiğini hissetti. Aceleyle kahvesini bitirip parayı tezgaha bıraktı. Büyük adımlar ile arabasına ilerlerken iyi haberler almak tek umuduydu.
Arabasını emniyete sürerken duyacağı şeylere kendini hazırlıyordu. Hâlâ bir haber yok ise kendi halledecekti. Böyle eli kolu bağlı duramazdı daha fazla.
Karakola geldiğinde daha önce ki memurun yanına gitti.
"Ömer Bey hoşgeldiniz. Buyrun oturun."
"Hoşbulduk. Defne'den haber var mı?"
"Malesef aramalarımız devam ediyor. Fakat bir gelişme var. Kamera kayıtlarını izleyelim sizinle buyrun."
Ömer ve memur bir. Odaya girdiler. Bilgisayarın başında ki polis kamera kayıtlarını açtığında hataneden çıkan Defne'yi gördü Ömer kalbi deli gibi çarpmaya başladı. Az kalmıştı belkide onu bulmalarına.
Defne hastaneden çıkınca koşmaya başladı arkasından ise bir adam koşuyordu. Defne önüne bakmadan yola çıktığında gelen araç son anda fren yapıp çarpmadan durabilmişti fakat Defne bayılmıştı. Daha sonra peşinden koşan adam yanına geldi. Araçtaki adama birşeyler söyleyip taksi durdurdu. Defneyi kucaklayıp taksiye binip gitti.
"Ekibimiz taksi durağına gittiler büyük ihtimalle yerini tespit edeceğiz."
Ömer'in yüreğine su serpilmişti sanki. Rahatlamıştı. Bir gelişme olduğunu bilmek bile iyi gelmişti fakat bulduklarında neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Odadan çıktıklarında gelen haber ile arabaya binip yola koyuldular. Yerini tespit etmişlerdi.
...
Defne Cahit'in getirdiği tepsiyi yerle bir ettikten sonra Cahit sinirden elinden bir kaza çıkmaması için odadan çıkmıştı.
Defne acı ile kıvranıyordu. Yaralarının acısı geçmek yerine her saniye daha çok acımaya başlıyordu. Başına geleceklerden habersiz öylece yatıyordu.
Cahit ise salonda sinirden volta atıyordu. Çalan telefonuna baktığında adamların aradığını görünce hemen açtı. Karşı taraf tek bir şey söyleyip kapatmıştı.
"Kızı hazırla iki saate geliyoruz."
Cahit yüzüne yerleştirdiği pis sırıtma ile sessizce mırıldandı.
"Zamanı geldi demek."
Adımlarını Defne'yi kiltlediği odaya çevirdi. Her adımında heyecanlanıyordu. Sekiz yıldır hayalini kuduğu şey gerçekleşecekti.
Odaya girdiğinde hızla Defne yi kollarından tutup sırt üstü yatırdı. Dedne ne olduğunu anlayamadan üzerindeki gömleğin yırtılma sesi kulaklarında çınladı. Ne karşı koymaya ne de bağırmaya gücü vardı. Sadece sessizce ağlayarak kaderine boyun eğdi.
Defne içine fırlatıldığı bu hayatı kader bilip kabullenendi artık.
...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum hatam varda affola.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK KUYU +18
FanfictionHayatı zorluklarla geçen. Hiç bir zaman yüzü gülmeyen, yalnız, psikoloji öğrencisi genç bir kız ve psikolog aynı zamanda eğitimci bir genç adamın hikâyesi.