18.09.2017 Pazartesi.
Selam, yine ben.
Bu mektupları artık daha az tuhafsar oldum.Haftalık rutinlerden birisiymiş gibi.Bu haftanın tek farkı bu mektubu kendi evimde yazmıyor oluşum.Bugün Mali ile birlikteyim.Beni alışverişe çıkarmak istediğini söyleyerek sabahın erken saatlerinde kapımda beliriverdi.Zaten uyuyabildiğimi söyleyemem, bu yüzden kabul ettim.Ama kafedeki işimden atıldım, haberinin olmadığı bir şey daha, ve herhangi bir şey almayı düşünmediğimi söyledim.
Tüm gün alışveriş merkezinde bir dükkandan diğer dükkana koşuşturup durduk.Zihnimin anılar tarafından esir alınmasına engel olamadım.Nasıl olacaktım ki sanki? Senaryo bu kadar tanıdık olunca senin bir yerlerden ortaya çıkıp elimizdeki poşetleri evinize kadar taşıyacağını sandım.
Liseye yeni başladığımız dönemlerde Mali ve ben sürekli alışverişe çıkardık çünkü lisede haddinden fazla ihtiyaç doğabiliyor.Diğer tüm kızlardan daha iyisini başarmak isterdik.Sen bunu hiç anlamadın ama yine de gelirdin, bizi bir nevi desteklemek için.Mali ve ben bir ekiptik ama arka plandaki kahraman sendin Calum.
Her neyse, en sonunda dişlediğim dudaklarımı serbest bırakıp gözlerimin dolmasına izin verdim ve o an aslında Mali'nin de aynı şeyi düşündüğünü anladım çünkü onun da gözleri doldu.Bir süre birbirimiz dışında her yere baktık.Artık bu tür şeyleri paylaşmak için fazla kırık hissediyorum, belki o da öyledir.Seni görememek onu da üzüyor ama o en azından sesini duyabiliyor.Bense bu gerçekliğin içinde sıkışmış durumdayım.
Beni alışverişe çıkarmanın çok da iyi bir fikir olmadığını sonunda anlamış olmalı ki beni hemen oradan çıkardı.Şükürler olsun.Çıkarken aklımdan alışveriş merkezinin her santimini dolaşmak geçti, hastalıklı bir fikir olduğunu biliyorum ama sen oradan veya oralardan bir yerlerden geçmiştin.Yani senin izini taşıyormuş gibi hissettim ama bunun üzerinde kafa yoramadan Mali beni dışarı sürükledi.
Aslında tek dileğim evime gitmek ve bir duş aldıktan sonra her zamanki gibi yatağa gömülmekti, belki ertesi sabah için bir iş görüşmesi bile ayarlayabilirdim.Şu sıralar buralardaki kafeler oldukça seçici.Ama Mali annenin evde olmadığı gerekçesini öne sürerek beni sizin evinize götürdü.
O kadar acı çekiyorum ki Calum, sanki ruhum çığlık çığlığa parçalanıyor gibi.Bu şeyi yazmak için yaslandığım masanızda hazırladığımız yemekler bile artık gerçekçi gelmiyor.Oysa hafızam iyidir.
Sadece masa değil, evin her yeri benim için İsa'nın çarmıhı gibi.Mali bugün benim lehimde kararlar veremiyor olabilir ama beni yalnız bırakmak istemediğinin de farkındayım.İnsanlara intihar edecekmişim gibi bir izlenim mi veriyorum acaba? Hmm...
Mali şimdi ikimiz için akşam yemeği hazırlıyor ve beni de dinlenmem için salona gönderdi.İnsanların uzun süredir bunu yaptığını görmek beni rahatsız ediyor ama elimden gelen hiçbir şey yok.Bana kırılgan bir cisimmişim gibi davranıyorlar.Sen varken tüm dünyaya karşı dimdik durabilecekmişiz gibi hissederdim, hissederdik.İçimizde yanan ateşin kıvılcımları yol göstericimiz olurdu ve doğru ya da yanlış sadece yaşadığımızı bilirdik.Sabahları uyandığımda enseme vuran nefesin bunu bana hissettirirdi.Soğuk kış gecelerinde bana yün çoraplarımı giydirdiğinde ve en sevdiğimiz şovlar hakkında aptalca şakalar yaptığında.
Odana bakmaya cesaretim yok.Yaklaşık sekiz aydır hiç kullanılmadı ve oraya girecek kişi olmaya hazır mıyım bilemiyorum.Kırık kalplerimizin parçalarını onardığımız yerdi orası ama artık parçalar benimle bile değil.Orada olmadığının da farkındayım ve bu oldukça can sıkıcı.Farkındalık.Sekiz aydır tüm dünyanın farkındayım ve bu bana bir avantaj sağlamadı.Dikkat ettiğim tek ayrıntı olmanı özlüyorum.
Haftaya odana girip girmediğimi öğreneceksin, umarım heyecanlısındır.Sen veya kafamda mektupların ulaştığını hayal ettiğim başka bir Calum-hayal-Hood.Önemi kalmadı gibi görünüyor.
Kiminle olduğun veya nerede olduğun önemini yitiriyor Calum.Dediğim gibi, hiç var olmamışsın gibi.Mali ile sadece arkadaşmışız, seninle genetik bir bağı yokmuş gibi.Veya çocuklarla senin sayende tanışmamışız gibi.Sorun şu ki, sen düşüncelerimdesin.Düşüncelerimden kurtulmamın tek yolu yok olup gitmekse bana ne önerirsin? Öneremezsin öyle değil mi? Bir duvara konuşuyorum sadece.Unut gitsin.
Tüm nefretimle,
Kiera.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Too Bad At GoodBye's // c.h.
FanfictionRuhumun seninle lekelenmiş kısımlarını mürekkeple akıtacağım ve en sonunda Calum Hood, sen hiç var olmamış olacaksın.