Forgive //Final

132 7 5
                                    

21.08.2023

Onlarca metre aşağıdan, suyun içinden onlara katılmam için bağıran Jeff'e güldüm.Halleri o kadar komikti ki kıkırdamaktan suya atlamayı unutmuştum.

Kıyı kesimde çok sayıdaki uçurumlardan birinde belki biraz heyecan arayışından belki de eğlence yaşama isteğinden dolayı bulunuyorduk.Beş kişilik bir grup olarak sabah bir arabaya sıkışıp gelmiş, ilk önce kahvaltı yapmış sonra da dalmaya karar vermiştik.

Yaz mevsiminde olmamıza rağmen su muhtemelen bir insanın uzun süre katlanamayacağı kadar soğuktu.Briana ve Sam şakalaşırken Briana suda daha fazla kalamayacağını haykırarak kendini kıyıya attı.Onları hala yukarıdan izliyordum ve hala beklediğim için Jeff suratını asmıştı.

Her zaman üşüyen biri olarak o dondurucu suya girmek niyetinde değildim.El sallayıp yer yer yeşilliklerin fışkırdığı koyu gri kayaların üstüne oturup bacaklarımı aşağı sallandırdım.

Sonra aklıma yıllardır tutmayı başardığım o söz geldi.Hayatımı dolu dolu yaşamak ve mutlu olmak zorundaydım.İlginç bir şekilde, yıllardır tuttuğum bu söz beni hiçbir zaman istemediğim bir şey yapmaya zorlamamıştı.Mutlu olabilmek için yaptığım her şey makul ölçütlerde seyretmişti.Şimdiyse istemediğim bir şey yapmak üzereydim.

Kolumdaki saati ve cep telefonumu büyük ağacın altındaki gölgeliğe bıraktım ve sandaletlerimi çıkardım.Küçük adımlarım beni kenara taşırken huzursuzca derin nefesler alıp durdum.

Jeff'in omuzlarına çıkmış Anasta beni cesaretlendirmek için adımı son ses bağırdı.Tedirgin bir şekilde gülümsedim ama görüp görmediklerinden emin değildim.

Gözlerimi sıkıca kapattım, o sırada dudaklarım bir mantra gibi adını tekrarlıyordu.Sonra kendimi bıraktım.

°

Islak saçlarımı Sam'in çantasından çıkan berenin altına saklarken arabanın koltuğuna daha ne kadar yapışabileceğimi düşünüyordum.Büyük bir titreme tüm bedenimi içten içe ürpertti.Hemen yanımda oturan Jeff çıplak kollarımı ovuştururken direksiyon başındaki Sam sıcak şeyler içebileceğimiz bir yer arıyordu.Briana onunla gideceği yol hakkında inatlaşırken başım ağrımaya başlamıştı.Sanırım hasta olacaktım.

Jeff ve Anna beni suya girmek hakkında zorladıkları için özür dilemeye başlamışken herkesi susturup başımın ağrıdığını söyledim.Bu sefer de elime bir hap ve bir şişe su tutuşturulurken sessizce iç geçirdim.Onları ne kadar seversem seveyim bazı boşluklar asla dolmazdı.

Sam'in kırmızı jipi sonunda Anna ile kaldığımız apartmanın önünde durduğunda kendimi eve koşmamak için zor tuttum.Ara ara kendini hatırlatan bu sızılar hala hayatta olduğumu gösteriyordu aslında.

Neyse ki duştan çıktığımda salonumuzdaki iki kişilik koltuğa gömülmüş dizi izleyen bir Anna, sakin bir akşamın başlangıcını haber veriyordu.Günün son ışıkları aralık perdelerden içeri sızıyordu.Bir yandan burnumu çekip bir yandan saçlarımı havluyla kurutarak yanına gittim.Bacaklarını havaya kaldırıp boşalan yere oturdum ve bacaklarını kucağıma uzatmasına izin verdim.

Üç yıldır Amerika'da yaşıyordum.Anna ile aynı evde kalmamızın sebebi ikimizin de neredeyse metelik parası kalmadığı bir anda kalacak yer arıyor oluşuydu.Şimdiyse hayat daha basit gibiydi.

Benim için yaptığı bitki çayını masaya uzanarak elime verdi.Yüksek lisansı henüz bitirmediğim ve inek öğrencilerin başını çektiğim için birkaç şeye göz atmak amacıyla koltukta, hemen yanımda duran laptopu kucağıma aldım.

Tam konsantre olmaya başlamıştım ki Anna yerinden öyle bir zıpladı ki neredeyse elimdeki koca bir fincan sıcak çayı bacağına ve laptopun üzerine boca edecektim.Kızmak için nefesimi toplayıp ağzımı açtım ama benden önce davranarak laflarımı ağzıma tıktı.

Too Bad At GoodBye's // c.h.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin