T
Evden çıktık arabanın önüne gelince kapıyı açıp bindim. Poyraz bir öküz. Onun açmasını bekleyemem. Poyraz' da binince arabayı çalıştırdı.
- Ee? Arkadaşların var mı?
- Evet.
- Kız?
- Evet.
- Adları?
- Gidince ögrenirsin.
- Annenler ne zaman gelir?
- Gelmez.
- Niye?
- Okul bitince ben gidecem.
- Ben?
- Sen ne?
- Burada tanıdım kişiler iki elin parmaklarını geçmez. Yada sadece bir el.
- Yarın Harika seni kafeye götürsün. Kendine göre birini bulursun.
- Ya bulamassam.
- Ee o zaman. Git kızın birine tokat at.
- Ben piskopat mıyım? Niye kıza durduk yere tokat atayım?
- O potansiyer biraz var gibi.
- Ne piskopatlığımı gördün?
- Yangın tappıkatında aşagı arkadaşlarınla horon oynayarak indiğini biliyorum.
- Harika mı söyledi?
- Harika senin viedolarını izlerken görmüştüm. Daha fazla da biliyorum.
- Başka ne biliyorsun?
- Müdüre akrostiş yaptığını. O ne saçma akrostişti? Keloş emice ne?
- Saçları var mıydı? Yoktu. Sırma saçlı mı deseydim?
- Bide imamdan nasıl izin aldın?
- İmam bizim din derslerimize giriyordu. Anahtarı Mehmet' e aldırdım. Nazlı' ya da imamı oyalamasını söyledim. İmam bizim dersteyken gidip akroştişimi okudum. Sonrada imamdan vaaz, babannemden azar, rehber hocasındanda nasihat yedik. Tabi tüm okuldanda övgü. Gelen gecen beni tebrik ediyor. Tabi bende kendimi övüyorum. Büyük iş yaptım sonuçta.
- Bak burada sakın öyle şeyler yapma.
- Niye?
- Başına bela alırsın.
- Hayata biraz heyacan katmak lazım. Sanki sende okulda süt çocuktun.
- İstanbul' da süt çocuk olmak. Çok mantıklı.
- Sen süt çocuk muydun?
- Seninle dalga geçiyom. Sende inanıyorsun.
- Sana çok kırıldım.
- O niye?
- Benimle dalga geçiyorsun.
- İnanmadım.
- Bende. Nerede kalmıştık?
- Hatırlamıyorum.
- Balık hafızalı.
- Sen söyle bakalım nerede kaldık?
- Süt çocukta.
- Ee?
- Açaba yeğenimin adını ne koysam?
- Sanane bundan? Anne babası düşünsün.
- Ben Teyzeyim. İstediğimi yaparım.
- Senin teyzeliğini yesinler.
- Yani sen teyze değilsin diye beni kıskanma.
- Ben istesemde teyze olamam.
- Niye?
- Sen ciddi misin?
- Evet. Neden ol... Aaa dogru sen teyze olamazsın ki. Sen anca amca ya da dayı olursun.
- Aferim sana küçük kız.
-Ben küçük değilim.
- Kesin değilsin.Deyip arabayı durdurdu. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Geldik herhalde. Diye arabadan indim. Poyraz da ininip yanıma geldi. Kolunu uzatıp.
- Seni sahipsiz sanmasınlar küçük cadı.
Koluna girip onunla beraber yürüdüm.
- Çok naziksin. İnsan bir Küçük hanım ya da hanım efendi der.
- Sen hanım mısın? Piskopat demek daha dogru.
- Burası iğrenç kokuyor.
- Ee bu ilk ve son gelişin olcak idare et.Diyip kızlı erkekli karışık bir gruba dogru yürüdük. Üst kattaydı.
- Niye? İlk ve son olacakmış.
- Çünkü ben İstanbul' a gidince gelemessin.
- Gelirim.
- Gelde ben seni göreyim.
- Sen İstanbul' da olacaksın.
- Benim kulağım deliktir.
- Küpe takmıyorsun niye deldirdin?
- Çok zekisin.
- Teşekür ederim.Deyip gülümsedim. Sonunda gelmiştik. İki kız ve iki erkek. Kızlar acayip güzel. Erkeklere acayip yakışıklı. Poyraz masadakileri göstererek.
Poyraz: Bunlar arkadaşlarım. Bu da kuzenim Koçari.
İlk baştaki erkek elini uzatıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koçari
ChickLitGemilerde büyümüş bir kızın. Bir gün ailesinin onu bulmasıyla herşey değişiyor. Laz kızı artık İzmir kızı oluyor. Hadi bir bakalım. Nasıl oluyor?