Bende tam bu anı bekliyordum. Son hızımla onun sağ eline yani kılıcını tuttuğu elini kestim. Kılıcı yere düşmüştü. Ben tam tekrar vuracakken Ali geriye kaçtı. Son hızla ona doğru koştum. Fark ettim ki kılıcını diğer eline almış. Bana saldırdı.
Gerçekten yorulmaya başladım. Aynı zamanda hırslannaya. Baya uzun zamandır ilk defa bu kadar uzun süredir savaşıyorum. Çok güzeldi. Ben artık sıkıldığımı hissederek o fark etmeden ağır kılıcı çıkardım. Onun bundan haberi olmadığı için normal kılıçla benimkine vurdu. O hızla ağır kılıç Ali'yi duvara gömerken benimde elimden kılıcım parçalandı. Galiba biraz sert vurdum. Ali'ye baktım yaşıyormu diye ki yaşıyormuş. Lakin kaburgalarının hepsi parçalanmış ve bilinci gitmişti. Ben fazla acı çekmesin diye yıldırım lordunu çıkararak bir kaç salise içinde kafasını kopardım.
Dışarıdaki herkes bana bakıyordu. Ben tam dışarıya çıkarken Alperen "şu andan itibaren Ali'nin bütün savaş araç gereçleri senindir. Onun parmağındaki yüzüğü al. Bundan sonra herkes bilsin ki Kenan benim sağ kolum ona yanlış yapan bana yapmış demektir. Her türlü şeye izni var." dedi. Bana "senin ustam var mı?" dedim. Ben "evet King usta var." dedim. Alperen "vay bence okuldaki en iyi ustayı seçmişsin. Okulda güçsüz olarak bilinsede ben onun yanına her gittiğimde içim ürperiyor. Sanki onda inanılmaz bir güç varda tamamen saklıyormuş gibi. Eğer onunla ilgili bir şey öğrenirsen banada söyle olur mu?" dedi. O anda bana göz kırpıyordu.
Tam o anda zil çaldı. Bu okulda zil çaşacağı aklıma bile gelmemişti. Nasıl bir cehennemin içine düştüm lan ben ustam "evet cehenneme hoş geldin benim cehennemin" dedi.
( lan unutma artis dünyadaki okulu gerçek cehennemi tabi okul ne güzelll -uğur böceğinden alıntılar-) ustam "asıl gerçek cehennemi sen daha yaşamadın. Önce ailenin intikamını al. Sonra konuşuruz." dedi. Ben tam geri döndüm gidiyordum ki arkamdan Metin ve Sefer tuttu. "Hadi bakalım ilk dersin vatana millete hayırlı uğurlu olsun." dedi. Ben "bazen gerçekten düşünüyorum da siz gerçekten türk olmadığına emin misiniz. Ben bazen sizi dünyadakilerle karıştırıyorumda" dedim. Ustam "salak bu insanların soyları sence nereden geliyor akıllım." dedi. Ben "doğru haklısın be usta yine çok haklısın" dedim. Ustam "tabiki ben haklıyım. Ben her zaman haklıyımdır." dedi.
(Come to kendini beğenmişlik)Neyse zorla bir sınıfa girdim. Ben "burası neresi?" dedim. Martin konuşacakken Sefer atladı. "Burası savaşçılar için gidilecek bir sınıf dur bekle hoca geliyor." dedi. O anda kapı açıldı ve baya kaslı güçlü gibi görünen usta King ortaya çıktı. "Merhaba çocuklar ben yeni savaş eğitimi hocanız King şimdi hepinizin ismini sormayacağım. Çünkü benim kaybedenlerle işim olmaz. Şimdi herkes dışarıya çıksın. Çünkü en iyi savaş sadece savaşarak öğrenilir." dedi.
Sınıf yavaş yavaş yürüyerek arenaların yanına gittik. Sonra bağırarak "şimdi arenada savaşanlar savaşı bıraksın yoksa direk ben savaşa dahil olurum. " dedi. Yaklaşık 10 saniye içinde tüm arena boşalmıştı. Martin ve Sefer'i gösterip "hadi bakalım siz ikiniz hemen savaşa başlayın"dedi.
Martin ve Sefer'in daha ilk elde yan yana gelmeleri çok büyük bir şaşkınlık yapmıştı. Sonra King usta devam etti " bu savaş için büyü veya element kullanmak yasak sizi geçici süreliğine kitliyorum." dedi. Sonra bir şeyler geveledi ama biz anlamdık.
Tabi ben kendi adıma konuşayımda Martin ağır kılıç kullanırken Sefer ikiz kılıç kullanıyordu. Sefer elinden geldiği kadarıyla Martin'in kılıcından kaçarken bir yandanda kendi saldırmaya çalışıyordu. O anda fark ettim ki bunların savaşçı yetenekleri Martin'in duble alemi 1 Sefer'in duble alemi 2 bunu nasıl yaptığımı anlamadım. Sadece aniden aklıma seviyeleri geliyordu.
O anda Martin kılıcıyla Sefer'e vuracakken Sefer onun kaslarına vurarak elini uyuşturdu. Kılıçlarıyla Martin'in boynuna tuttu. Martin silahını bıraktı. Teslim olmuştu.
King usta beni ve bilmediğim bir çocuğu gösterek "şimdi sıra sizde birde Kenan senin ustanım diye kayıracağımı düşünüyorsan daha çok beklersin. Haberin olusun dedim. Onay vererek arenaya girdim.
Şimdi savaş vaktiydi. Gerçi bugün bir çok savaşa girdim. Bir çok savaşa girdim derken sadece 2 defa ama ölümüne olunca sıkıntı büyük oluyor.
Neyse arenaya girdim. Elime yıldırım lordunu aldım. Hemen hızlıca saldırdım. Anlaşılan bunu beklemiyordu. Ama mevzu bahis ben olunca herşeyi bekliyeceksin. Eline vurdum ama kesmedi. Çünkü usta king buraya girmeden önce kılıçlara efsun yapmıştı.
Arenadan çıkıcıncaya kadar kılıcın ucuna toprakla sardı. Gerçi benim silahıma ben yaptım. Benim kılıcım yalnızca benim sözümü dinliyor. Hiç kimseninkini dinlemiyordu. Hatta ustamın bile. Bunu ona sorduğumda cevap vermedi. Anlaşılan zamanı gelince söylenecek. Biz savaşa dönelim. Çocuğun eline vırduğumda kılıcı düştü ve bende kılıcımı boynuna bastırdım. Böylece savaşı bitirmiştim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Biraz kısa oldu ama affedin bundan sonra okul bitinceye kadar bölüm atamaya bilirim. 698 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsanevi Muhafız (Yaz Tatiline Kadar Ara Verildi)
FantasyAmimus: "boşuna debelenme Kenan o ipler her türlü element gücünü emerler hiç kimse o iplerden kurtulamaz" dedi. ve: "biliyor musun anneni ben öldürdüm" dedi. İçimde öyle bir öfke meydana çıktı ki yer sarsılıyordu. Gök yüzü kararmaya başladı. Sanki b...