Kapıdan içeriye girdiğimde yine en iyi bildiğim yer: orman. acaba ben orman bilimcisi falan mı olsam ne baksana hiç ormanlardan ayrılamıyorum. Neyse yola koyulduk. Baya zaman hayvanları avladık. Elimizde belkide 1000den fazla dantian alemi çekirdek vardı.
O gün akşam Martin "oğlum sen ne zaman duble alem 8. seviye oldun? Sadece 1 günde ne yaptın sen? Ayrıca savaşçılığın ve büyücülüğün duble alem 9 element ustalığın dantian 1 oldun. bu bir insan için çok fazla yoksa sen insan değil misin?" dedi.
Ben bu sözlerden sonra az daha kalp krizi geçirecektim. Martin "şaka lan şaka şaka" dedi. Ben konu kapansın açılmasın diye konuyu değiştirmeye çalıştım "şu seviye ölçen tekniği bana versene" dedim. Martin elini sallamasıyla bir kitap belirdi. Kitabı elime aldığımda hemen kenara geçip okumaya başladım. Zaten kısa bir şeydi ayrıca dünyada okuduğum kitaplarda da böyle şeyler geçtiği için birden bitti. Tekrar okumaya başladığımda fark ettim ki ezberlemiştim
Kalktığım gibi Martin'in yanına gittim. Hemen tekniği açıp "sanki sen benden çok farklısın ya duble alem 8 savaşçılık savaşçılığın 8 element ustalığı 7. seviye" dedim. lan bir dakika bu daha geçen gün duble 1 değil miydi. Ne ara bu kadar güçlendi bu O anda Sefer'le Alperen geldi ve "ne kaynatıyorsunuz bakalım" dedi. Martin hemen atlayarak "kenan 1 günde 7 seviye atlamışda ayrıca savaşçılığı ve büyücülüğü duble 9 element ustalığı dantian 1 olmuş" dedi.
Bunu duyan Alperen bir anda yüzü mosmor oldu. sanki bana canavar görmüş gibi bakıyordu. " ne oldu ki?" dedim. Alperen "böyle kendi seviyenden daha yüksek olmak için ya uzmanlar tarafından dünyayı değiştirecek bir büyüye maruz kalırsın yada bir tür değişim tekniği alırsın ki bu tekniklerden sadece 5 tane var." dedi. Ben "bilmiyorum ki bugün bir tane kadın çıktı ve bana şöyle bir teknik verdi." Dedim.
Elimde Sercan ablanın bana verdiği anka tekniğini gösterdim. Tabiki uyduruyordum. Tekniği daha yeni aldım. Bırak bakmayı ne olduğunu bile bilmiyorum şu anda. "Ha birde o abla - onu sadece sen kullanabilirsin. Sen haricinde kullanmaya çalışanlar ölecektir. Onun üzerinde kadim zamanlarda yapılan bir zehir var-dedi."dedim.
O elimden alacaksın bir an tereddüt etti. Sonra almadan "peki bu teknik neymiş"dedi. "Bu teknik bir anka değişim tekniği henüz bende tam bilmiyorum sadece iki kuşu ankaya dönüştürebiliyorum."dedim. Sanki odaklanmış gibi yapıp Ankaları üzerindeki mührü çözdüm. Ankalar büyürken bir anda çığlık atıp gökyüzüne uçtular. Ben kenara geçtim. Tekniği okumaya başladım.
Yaklaşık bir veya iki saat en azından tahminen çünkü malum ben kitap okurken kendimden geçiyorum. Aslında bir şey fark ettim. Ben kitap okurken çoğunlukla en rahat pozisyonda enerji çekiliyordu. O zaman ben niye meditasyonu kitap okurken yapmıyorum. Değişik ve güzel bir fikirdi.
Neyse okumayı bitirdiğimde yine tekniği ezberlemiştim. Direk ankaya dönüşmeye çalıştım. Olmadı ,tekrar denedim yine olmadı. Ama bunu yapacaktım. Eninde sonunda tekrar denedim. Yine olmadı. Sinirlendim madem teknik bende ben o tekniği uygularım lann. Bir anda dönüşmeye başladım.
Gökyüzünde duran kuşlar hemen ankaya dönüşerek yanıma geldiler. Çocukların hepsi bana bakıyorlardı. Kara koşarak yanıma geldi. Benim içimde inanılmaz bir özgürlük duygusu vardı. Sanki kendimi en inanılmaz canlı gibi hissediyordum. Kendimi bir kuş hatta kuş değil bir anka gibiydim. Bir Zümrüdü anka.
Martin'den
Ne olduğunu anlamadım. Bir anda kuşlar ankaya dönüştü. Kara adlı kurt sahibinin yanına gitti. Önünü kapatmışlardı. Etrafından 14 farklı ışık saçtı. Kırmızı, açık mavi, kahverengi, mavi, sarı, buz mavisi, beyaz, siyah, koyu kırmızı, kapalı gri, burası tamamen boştu burayı niye boş olduğunu anlamasamda neyse, mor, kırmızıya turuncu arası bir şey, son olarak mor.Bu renkler neyi ifade ediyorlar hiç bir fikrim yok ama ilerde göreceğiz anlaşılan ışıklar bittiğinde bir şey gökyüzüne çıktı. Gölge gibi bir şey tam göremeden gökyüzüne çıktı.
Gezegenin tamamen bilinmeyen başka bir yerinde
"Efendim efendim sonunda oldu." diye bağırarak koşuyordu. Sonunda dev gibi kapının önünde durdu ve "çabuk kapıyı açın yüce efendiyi görmem gerekiyor." dedi. Görevliler hemen kenara çekilerek koşan adama izin verdi. O içeriye girdikten sonra hızlıca kapıyı örtüler ve görevlilerden biri " bu adam harbi deli baksana"dedi. Diğeri "sus lan sus yüce efendi duymasın yoksa başın çok pis belaya girer."dedi.Adam içeriye girdikten sonra hızlıca selam verdi. Burası çok büyük bir odaydı. En sonunda bir taht vardı ve onun üstünde de bir adam odanın geri tarafı karanlık nede ve " yüce efendim sonunda oldu. Efsane'nin doğuşu gerçekleşti. Anne tarafını biliyor artık onun annesi bir anka " dedi.
Tahtaki adam "normalde bana yüce dediğin için öldürürdüm ama sırf bana bu haberi verdiğin için kurtuldun."dedi. Hızlıca yanındaki keseye adama fırlattı ve işine devam et"dedi. Adam hızlıca dışarıya çıktı.
Çıkar çıkmaz yanında başka biri belirdi. Bir kız olduğu o kadar belliydi ki "baba merak buyurma o çocuk bende bilirsin kimse benden kaçamaz" dedi. Adam "onu normal olarak düşünme o gerçek efsane şu kendine ben efsaneyim diyip herkesi inandıranlardan değil"dedi. Kız "baba merak etme ona öyle bir oyun oynayacağım ki bizim tarafımda olmaktan başka şansı kalmayacak"dedi.
Babası ne kadar kızına güvensede sonuçta karşındaki Efsane'ydi. Gerçek Efsane. Eskilere göre tek hareketiyle gezegenleri parçalayan ve tüm kainatın düzenini sağlayan Efsane Efsanelerdeki anlatımı bile eksik olan efsane. Şu anda inanılan tanrıları elini sallamasıyla yok edebilen efsane. Yüceler yücesi Kadim Efsane.
Kenan'dan
Ben dönüştükten sonra son hız gökyüzüne uçtum. Uçmamla gökyüzüne çıkmam bir olmuştu. O kadar hızlıydım ki ben bile göremedim çıkışımı. Tabi şaşkınlıktan kanat çırpmayı unutup bir an aşağı doğru düşsemde son anda hatırlayıp tekrar yükseldim. Artık kuşlar gibi özgürdüm. Hemde en güçlü kuş Zümrüdü anka kadar. Hahahaha çok güzel.Bir anda gökyüzünde bir ses duydum "gel buraya dönüşmüş anka 3 ankanın ve 1 kadim kurdun sahibi gel yanıma gel ve ne yapabileceğini göster."dedi. Bana diyordu. Ama nasıl beni bilebilir ayrıca o kim ama gidecektim ve ne olduğunu öğreneceğim. Ben Türk'üm asla korkmam ve sonuna kadar giderim.
Zihnimle kara'ya olanları anlattım. Sonra son surat uçmaya başladım. Çok güzeldi. Düşünsenize gökyüzü tamamen sizin durdurulamazsınız veya engellenemezsiniz. Gerçekten merak ettim. Kim Ki bu acaba baksana benim herşeyimi biliyor. Acaba king usta veya muhafız Metin abi mi ki neyse nasıl olsa gidince anlayacağım.
Yaklaşık yarım saat boyunca uçtum sonunda bir mağara buldum. Girişi kocamandı benim anka halimle bile en azından 4- 5 katım içeriye girerken hemen insan halime döndüm ve "sen kimsin ve benden ne istiyorsun?" dedi. Aynı ses "buraya ruhlar giremez Aide dışarıda dur" dedi.
Ben gülmeye başladım. Ne zaman mağaraya girsem Ustam dışarıda kalıyor nasıl bir şansı varki acaba? Ustam "offfff ben burada bekliyorum ama eğer bir şey olursa hemen dışarıya koş" dedi. Ben başımı salladım. İçeriye girdim. İçeride bir şey yoktu zifiri karanlık ve duvarlar biraz parlıyordu. Duvarda sanki bir tür yazı vardı. Ama ben okuyamıyorum. Ses geldi tam karşımdan "boşuna uğraşma onları okuyamazsın. En azından ben olmadan "dedi. İleriye baktığımda nerdeyse korkudan ölecektim. Karşımda...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Evet arkadaşlar yeni bir bölüm geldi. Dediğim gibi babam Telefonumu almıştı o yüzden atamadım. Aranızda ben yazılı versem buraya atabilecek var mı. Varsa yapacak ben ona bölümleri kağıda yazıp watsapptan atayım. 1089 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsanevi Muhafız (Yaz Tatiline Kadar Ara Verildi)
FantasíaAmimus: "boşuna debelenme Kenan o ipler her türlü element gücünü emerler hiç kimse o iplerden kurtulamaz" dedi. ve: "biliyor musun anneni ben öldürdüm" dedi. İçimde öyle bir öfke meydana çıktı ki yer sarsılıyordu. Gök yüzü kararmaya başladı. Sanki b...