24. Bölüm

1.7K 156 137
                                    

- EDWARD-👆👆

Gözlerim kapalı idi ve açmaya çalışsam da başaramıyor tekrar tekrar deniyordum. Aniden ufak tıkırtılar duymaya başladığım da ister istemez ürpermiştim.

Duyduğum bu tıkırtılar ayak seslerine benziyordu. Gitgide daha da artan tıkırtılar... Evet, bunlar ayak sesleriydi... Sesler yaklaştıkça, sesin sahibinin aldığı nefes seslerini de duymaya başlamıştım.

Bedenimin kaskatı kesilmesine bir anlam veremez iken gözlerimi açmaya zorlayıp ayağa kalkmaya uğraşıyordum. Bu pek de mümkün değildi. Gözle görülmeyecek şekilde çırpınıyordum. Hareket etmediğimin farkındaydım. Bu durum beni daha da umut yoksunu bir hale getiriyor ve çabalarımın boşa olduğunu kafama vura vura söylüyordu.

Gitgide yaklaşan ayak seslerinin kesilmesi ile daha da korkmuştum. Aniden dizlerimin altında ve belimi kavrayan bir çift el ile çığlık atmak istesem de çığlığım boğazıma takılmış ve ben yine tepki verememiştim. Yerden havalandığımda yine milim kıpırdayamamış gözlerimi bile aralayamamıştım.

Birinin kucağında olduğumu anlamıştım ancak kim olduğunu tahmin bile edemezken tedirgin oluyordum. Yürümeye başladığını hissettiğim o an aniden hiçbir şey hissetmemeye başladım ve bedenime olağanüstü bir ağırlık çöktü...

...

Gözlerimi açtıktan birkaç saniye sonra şaşkınlıkla karışık bir sevinç ışığı ufak bir tebessümle yüzüme yansımıştı. Yüzümü de hareket ettirmenin verdiği mutlulukla tebessüm daha da genişlemişti. Ellerimi havaya kaldırmaya çalışıp gözlerimin önüne getirebildiğim o anda sevinç mırıltılarım yükselmişti. Ellerimi yanlarıma koyup destek alıp yattığım yerden doğrulmuştum.

Etrafa ufak bir göz gezdirdim. Küçük boş bir odaydı. Sadece az önce üzerinde yattığım küçücük yatak vardı. Onun hemen yanında da ahşaptan yapılma küçük bir dolap bulunuyordu. Koyu kahve parkelerle örtülmüş zemin ve beyaz boş duvarlar vardı, başka hiçbir şey yoktu.

Burası Bay Tom'un evi idi. Buraya nasıl gelmiş olabilirdim? En son yaşadıklarımı düşünmeliydim... Evet, hatırladım! Birinin kucağında olduğumu hissettiğimde kim olduğunu görememiştim. O kişi kesinlikle Bay Tom idi o halde...

" Ooo uyanmışsın."diyen ses arkadan gelmişti ve hızla ayağa kalkıp oraya döndüm. Karşımda gülümseyerek bana bakan Bay Tom belli etmese de ufak bir tedirginlik vardı üzerinde. O gülümsemesinin altına atılıp saklanmayı bekleyen tedirginliğini fark edebilmiştim. Belli etmemek için çok uğraşıyordu ancak bunu başaramıyordu...

" Burada ne işim var diye sormayacağım. En son neler yaşadığımı anlatıp neden böyle olduğunu da sormayacağım. Biliyorum ki bir şey demeyeceksiniz. Hatta diyeceksiniz ' Her şey zamanında'. İşte bu kelimeleri duymamak ve boşuna nefesimi tüketmemek için gidiyorum." dediğim anda arkamı dönmüş kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım. Bir şeyler söylemesini umuyor iken hala kapıya doğru yürümeye devam ediyordum.

Kapıdan çıktım ama tek bir kelime bile duyamamıştım. Ne yani bu muydu? Bir şeyler söylemesi gerekmez miydi? Kısada olsa bir kelime... Uzun olmasa da bir cümle...

Sıkıntı ile nefesimi dışarı verdim ve ayaklarımı sertçe yere vura vura yürümeye başladım. Kimsecikler yoktu hatta en ufak bir hareketlilik bile yoktu. Sebebini anlamamakla beraber ürpermiştim.

Adımlarımı hızlandırıp eve doğru yürümeye devam ederken küçük bir tıkırtı ile duraksadım. Etrafima bir göz gezdirdiğim de gördüğüm şey her şeyin yerli yerinde olduğu idi. Sarmaşıklar... Tabelalar... Çiçekler...

Beyaz GüçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin