Suho yeni üyenin gelmesini merakla bekliyordu. Bir tek o gergindi diğer herkes birbirleriyle uğraşıyordu resmen. Baekhyun Tao’nun kucağına oturmuş saçlarıyla oynuyordu. Minseok ile Kyungsoo ise bir konu hakkında tartışıyordu. Sehun, Jongin ve Yixing dans çalışması yapıyorlardı Chanyeol onların dans edişlerini izliyordu Jongdae ile Luhan ise.. Sahi? Onlar nerdeydi?
Resmen dışlanmıştım. Herkes birbiriyle ilgileniyordu. “Ommanızı satışınızı unutmayacağım çocuklar!” Onlarla nerdeyse bir yıldır beraberdik ve çıkış yapmaya uğraşıyorduk. Sanki Yixing Exo-M’i yönetemeyecekti. Baekhyun sonunda Tao’nun kucağından kalkmış yanıma gelmişti. “Omma, belki yeni appamızı seversin?” Appa mı? “Yah! Appa demeyin ona!” Baekhyun benim bu halime kıkırdayarak yanımdan uzaklaştığında zaten içine çökmüş olduğum koltuğa daha da sinerek kendimi gizledim.
Önce Jongdae ve Luhan arkasınında da menajerlerimiz ve tanımadığım sarışın bir çocuk içeri girerken sonunda sindiğim koltuktan çıkma vakti gelmişti. “Suho?” on çocuğun arasından geçip şarışınla göz göze geldiğimizde nefesimi tuttum. Tanrım ne kadar gergindim böyle. Maknaemiz ile uğraşmak bile daha kolaydı. Şuan benim ellerim mi titriyor? Yok artık. Saçmalama Junmyeon.
Karşımdaki çocuk gözlerini üzerimde gezdirirken yerimde rahatsızca kıpırdandım. O sırada Yixing kolunu omzuma atmış konuşulanları dinliyordu.“Omma, tek boş oda senin appayla paylaşacaksın değil mi?” Karşımdaki çocuk ona appa denmesinden mi yoksa odasını benimle paylaşacağı için şaşırmasından mı bilmiyordum ama şuan çok garip bakıyordu.
“Yah! Baekhyun benim sana daha kaç kere ona appa dememen gerektiğini söyledim.”
“Ama o bizim yeni appamız omma. O da bir lider. Sen ommamızsan o da appamız oluyor.”
Herkes bizim kavgamızı izlerken adını bilmediğim ama Baekhyun’un appa diye seslendiği çocuk, Tanrım ona bu şekilde seslenemezdim. Çok uzun. “Bu arada benim adım Wu YiFan ama Kris denilmesini tercih ediyorum. Yarı Kanadalı yarı Çinliyim. Ve appa demenizde sakınca yok eğer kimse için sorun olmayacaksa” Cevap vermemiştim. Demek adı Kris’ti.
Herkes kendini tanıttıktan sonra sıra bana gelmişti. Exo’nun lideriyim. Adım Kim JunMyeon ama Suho denmesini tercih ediyorum.” Herkeste olduğu gibi bende de kafa sallamıştı. “Ve Baekhyun’un dediği gibi oda arkadaşınım.” Geldiğinden beri gülümsememiş olan bu çocuk şimdi gülümsüyordu. Hayır, efendim onunla paylaşmak istemiyordum odamı.
Ben somurtmaya devam ederken herkes kendi işlerine dönmüştü. Jongdae ne olduğunu sorarcasına bana bakmaya başladığında yanıma gelmesini işaret ettim. Sakin bir şekilde yanıma gelip koltuğa oturdu. “Onunla aynı odada kalmak istemiyorum.” Herkesin dikkatini çekebilecek bir şekilde kahkaha attığında yanımda duran yastıkla ona vurmaya başladım. O hala kahkaha atıyordu. Bizim kavgamız yüzünden herkes başımıza toplanmıştı. Wufan bile bize gülüyordu.
“Yah! Daha fazla böğüremedin mi?”
Ayağa kalkıp üstümü temizlediğimde yine kimse bize aldırış etmeyip işlerine dönmüşlerdi. Fakat yere düşen bir şeyin sesiyle hepimiz Jonginlerin tarafına döndük. Yixing ile Jongin birbirlerini adeta öldürecek gibi bakıyorlardı. Jongdae kolumdan tutunca bütün dikkatim dağılmıştı.