4

2.2K 161 14
                                    

Jongin etrafta dolaşıp Yixing’e konuşabilmek için çeşitli yöntemler arıyordu. “Kai, otur yerine bir tarafa çarpacaksın şimdi.” İlk defa Baekhyun’un sözü dinleyip yerine oturmuştu. Yixing ve Kyungsoo masaya yemekleri taşıyorlardı. Minseok elini midesine götürdükten sonra ağzını şapırdattı. “Waah! Ziyafet var.” Kyungsoo onun bu haline kıkırdayıp sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu.

Junmyeon kendini oyuna kaptırmış çocuğa baktı. Wufan ondan büyüktü evet ama sonuçta gruptaki pozisyonları aynıydı ve ondan daha çok stajyerlik yapmıştı. Sunbaesi sayılırdı. Düşüncelerinden sıyrılıp Junmyeonda Wufan’ın oyununa katılmış beraber oynuyorlardı. Herkes onların bu haline şaşkınca bakarken Junmyeon kendini çoktan oyuna kaptırmıştı.

“Hadi yemeğe!”

Kyungsoo’nun seslenişiyle herkes yerlerine doluşmuş yemeklere yumulmuştu bile. Kyungsoo ve Yixing yaptıkları işle gurur duyarken Yixing bir çift kol tarafından masaya çekildi. Yixing her zamanki yerine değil de Jongin’in yanına oturmak zorunda kalmıştı bu yüzden de Wufan ile Junmyeon yan yana oturuyordu.

Junmyeon bu durumdan rahatsız olmuştu, Yixing’in de olduğu gibi fakat seslerini çıkartmıyorlardı. Bunu düşünmek yerine tabaklarındaki yemeklerine odaklanmışlardı. Yixing’in Jongin’in elini bacağında hissetmesiyle Jongin’in elini bacağından çekmişti. Onu nasıl durduracağını bilmiyordu ve hemen bir çözüm bulmalıydı. Kafasını kaldırıp umutla Sehun’a baktı. Sehun olayı anlamıştı.

“Hyung, bana biraz daha hareketleri gösterir misin?”

Yixing’in de Sehun’un da yemeği bitmişti. “Kyungsoo-ah sen toplarsın dimi masayı?” Kyungsoo başını salladıktan sonra ikisi de masadan kalkmışlar ve arkalarında kıskanç bir şekilde onlara bakan bir Jongin bırakmışlardı. Junmyeon’da yemeğini bitirdiği gibi masadan kalkmıştı. Bu ani kalkış Wufan’ı korkutunca masadaki herkes gülmeye başlamıştı bu gülüşmelere Junmyeon bile katılmıştı.

Wufan kendini sakinleştirdiğinde bunun için intikam planları kafasında çeşitli senaryolarla oluşmaya başlamıştı bile. Ama öncelikle hiçbir şey yokmuş gibi davranmalıydı. O da onlarla gülmeye başladıktan sonra herkes Kyungsoo’nun uyarmasıyla susmuşlardı. Liderler bile yemek zamanları Kyungsoo’nun sözünü dinliyorlardı.

Burası Wufan’ın beklediğinden daha sıcak bir ortamdı. Yixing ve Jongin hariç birde Junmyeon. Junmyeon o hariç herkesle anlaşıyordu. Yixing ve Jongin de sadece birbirleriyle anlaşamıyorlardı fakat birkaç gündür sanki herkes birbirine o kadar alışmışlardı ki. İçlerinde sevgili olanlar elbette vardı ve kimse buna takılmıyordu. Büyük ihtimalle zaten bu konu yüzünden bu kadar yakınlardı.

Wufan yerinden kalkıp yemek yüzünden yarıda kalan oyununa devam ederken diğer üyeler salonda bir konu hakkında konuşuyorlardı. Oyuna o kadar konsantre olmuştu ki konunun onun hakkında olduğundan beri haberi yoktu. Baekhyun bacaklarını Tao’un bacaklarının üstüne koymuş koltukta uzanıyordu.

“Tanrım. Hyung, biraz düzgün otursan da bize de yer kalsa”

Jongin’in sitemiyle Baekhyun bacaklarını çekmiş Tao’yu kendine daha da yakın oturtturmuştu. Jongin koltuğa yayılırken içeriye ter içinde kalmış iki kişi gülerek girmişti. Jongdae yine çenesini kapayamamıştı. “Seks falan mı yaptınız?” Luhan Jongdae’nin ağzını kapatmıştı fakat biraz geç kalmıştı.

Odayı kahkahalar doldururken Chanyeol ve Jongin sinirli bakışlarla kapıdaki iki gence bakıyor açıklamalarını bekliyordu. “Yah! Hyung neden öyle diyorsun! Biz sen miyiz aklımız fikrimiz orda olsun.” Jonngdae aldığı cevapla susarken Jongin ve Chanyeol onlara hala meraklı gözlerle bakıyordu.

“Sadece çalıştık. Çalıştık anladın mı?”

Sehun’un cevabı üzerine ikisi de rahatlarken Yixing yine ortadan kaybolmuştu. Jongin yerinde duramayıp odasına gitti ardından herkes odalarına çekilmişti. Salonda tek Wufan ve Junmyeon kalmıştı. “Kris, hadi odamıza gidelim bırak şunu.” Wufan oyunun en heyecanlı yerinde olduğu için bırakmamak için direniyordu.

“Kris, hadi yarın çok yorulacaksın ödül törenimiz var.”

Wufan yine Junmyeon’u dinlememiş oyununa devam ediyordu. Junmyeon sonunda dayanamamış Wufan’ın elinde duran joystick kumandasını almıştı. Wufan sinirle ona bakarken bir yandan da elinden kumandayı almaya uğraşıyordu fakat Junmyeon boyunun kısa olmasının avantajını çok iyi bir şekilde kullanıp o kumandayı almaması için elinden geleni yapıyordu.

“Yah! Suho kumandayı bana ver.”

Junmyeon odanın içinde koşuşturmaya başlamış Wufan’dan kaçıyordu. Wufan durup sinirle elini saçlarının arasından geçirdi. Junmyeon onu dinlemiyor odanın en uzak köşesinden ona bakıyordu. “Suho, hyungunu dinle.” Wufan’ın aldığı cevapsa Junmyeon’un ona dil çıkarması olmuştu. Wufan sinirle ona doğru yürürken Junmyeon’un artık kaçacak bir yeri kalmamış duvarla Wufan arasında sıkışıp kalmıştı.

“Sana. Kumandayı. Ver. Dedim.”

Wufan Junmyeon’un üzerine eğilip bir elini Junmyeon’un kumandayı tutan elinin üstüne koydu diğerini ise duvara yapıştırıp Junmyeon’un kaçmasını engellemişti. “Yah! Önümden çekilsene ölmek mi istiyorsun?” Wufan onun yüzüne doğru eğildikten sonra elindeki kumandayı alıp yanından uzaklaşmıştı.

Wufan onun yanından uzaklaştığında Junmyeon ayaklarını tutamadığını hissetti. Wufan’ı takmayarak odasına doğru yürümeye başladı. Odaya geldiğinde üstünü değiştirme gereği duymadan kendini yatağa attı. Wufan oyununa tekrar kaldığı yerden devam etmeye başladığında duyduğu ayak sesleriyle oyununu tekrar durdurmak zorunda kalmıştı. Eğer Junmyeon tekrar gelmişse onu yine dinlemeyecekti.

Ama gelen o değildi. Yixing sarsak adımlarla merdivenlerden inip Wufan’ın yanına oturmuştu. “Uyku mu tutmadı.” Yixing kafasını salladıktan sonra o da Wufan’ın oyununa dahil olmuş beraber oyun oynuyorlardı. Yixing o kadar kötü oynuyordu ki Wufan sonunda oyunu durdurup Yixing’e bakmıştı. O ise hala tuşlara basıyordu. Wufan Yixing’in elinden kumandayı alıp kenara koydu.

“Neyin var? Konu Jongin mi?”

Yixing yavaşça başını salladıktan sonra ayağa kalktı ardından Wufan da kalmış odalarına doğru yürümeye başlamışlardı. “İyi geceler Lay” dedikten sonra odasına girdi Wufan. Yatakta uyuyan bedene bakıp gülümsedi ardından pijamalarını giyip Junmyeon’un yanına uzandı.

Yixing odaya girdiğinde Jongdae ve Luhan birbirine sarılmış yatıyorlardı olabildiği en sessiz haliyle Jongin’in yanına yattı. Jongin onu beklemişti. Uyumamış onun gelmesini beklemişti. Yixing geldiği gibi Jongin kollarını ona dolamış kendine çekmişti. Bir an ne yapacağını şaşırsa da Jongin uyuduğu için hiçbir şey yapmamaya karar verdi. Onu böyle çok rahat bir şekilde izleyebilirdi.

“Keşke beni sevsen Jongin-ah”

Jongin duyduğu sözlerle mutlu olurken içindeki duygularını bastırmaya uğraşıyordu. En kısa zamanda Yixing’e duygularını söylemeliydi. Özellikle böyle bir itiraf aldıktan sonra Yixing gözlerini kapatıp kendini Jongin’in kollarında derin bir uykuya bıraktı.

New Appa | SuRis ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin