2

2.7K 173 16
                                    

Junmyeon ona sırıtarak bakan çocuğa döndü. Sert bakışlarını onun üzerinde gezdirdikten sonra en son gözlerinde durdurmuş adeta onu gözleriyle öldürüyordu. Baekhyun Junmyeon’un Wufan’a olan bakışlarını fark ettiğinde Wufan’ı olabildiğince çabuk bir şekilde oradan uzaklaştırmıştı. Wufan’ın gitmesine rağmen Junmyeon hala sinirli bakışlarla arkalarından bakıyordu.

Kyungsoo ve Jongdae şarkılarını daha iyi söylebilmek için çalışıyorlardı. Yanlarından Baekhyun’un ve Wufan’ın hızla geçmesiyle kafalarını dışarı uzattılar. Junmyeon koltukta oturmuş gördükleri en sinirli haliyle oturuyordu. Onu sakinleştirebilmek için hızla yanına oturup onun aklını değiştirmek için değişik konular hakkında konuşup duruyorlardı ama Junmyeon hiç birini dinlemiyordu.

Saçma sapan bir konudan dolayı Wufan’a kızmıştı. Üstelik Wufan’ın bir suçu bile yoktu. Boşu boşuna ona kızıyordu. Hala da kızgındı. Aslında Wufan’a değil gruplarını ayırmak isteyenlere kızgındı. Ufacık bir şeye bile sinirlenir olmuştu artık. “Kris hyung’a iraz daha iyi davranamaz mısın?”

Davranabilirdi elbette. Ama davranamıyordu. Wufan’ı gelişiyle gruplarının ikiye ayrılacağı kesinleşmişti. Sorunu buydu ama bütün sinirini Wufan’dan çıkarıyordu. Bu olaydan Wufan’ın haberi bile yoktu. Bu konuyu daha fazla düşünmemeye çalışarak dikkatini Kyungsoo ve Jongdae’ye vermeye çalıştı.

“Bence kıyafetlerimizi kendimiz seçmeliyiz.”

Bu konuya nerden gelmişlerdi ki? Junmyeon kıyafet konularından hoşlanmadığı için onları dinlemeyip kendini çalışma odasına atmıştı. Yixing çalıştığı dansı yüzüncü kez tekrarlarken Jongin ise onu hoşnutsuzlukla süzüyordu. Sonunda Yixing yorulduğu için durduğunda Jongin’in ağzından koca bir ‘hıh’ çıkmıştı. Yixing onu takmamaya çalışarak üstündeki tişörtü çıkardıktan sonra yanında duran suyunu alıp içmeye başladı.

Jongin gözlerini bir an üstünden ayırmayarak Yixing’i inceliyordu. “Ne var Kai?” Jongin Yixing’in sorusuyla kendine geldiğinde hiçbir şey demeden o da çalışmaya başlamıştı. Yixing ne kadar onu takmamaya çalışsa da gözlerini Jongin’den bir türlü ayıramıyordu. Beyni ona ne kadar bakmaması için uyarıda bulsa da buna ne kalbi ne de gözleri izin veriyordu.

Jongin çaktırmadan Yixing’e bakmaya çalıştığında adımlarını şaşırıp yere düştü. Yixing hızla yanına koşup onu kaldırmak için gittiğinde Jongin onu reddedip ayağa kendi başına kalkmıştı. Yixing bu sefer gerçekten onun kendisinden nefret ettiğine emin olmuştu. Tişörtünü almadan dışarı çıktığında etrafta üstsüz bir şekilde dolaşıyordu.

“Oh, Neden üstsüzsün?”

Kyungsoo’nun sorusuyla tişörtünü dans odasında bıraktığını fark etti. Ama geri dönüp almak istemiyordu. “Çalışmadan geliyorum. Terledim ve biraz ıslak.” Kyungsoo anladığını belirten bir şekilde kafasını salladıktan sonra üstüne tişört alabilmek için soyunma odasına gitti. Jongin Yixing odadan çıktıktan sonra olduğu yere oturmuş Yixing’in tişörtüne bakıyordu. Kyungsoo’nun odaya girmesiyle kafasını kapıya doğru çevirdi.

“Lay’in tişörtü burada kalmış sanırım.”

Jongin kafasını hayır anlamında salladığında Kyungsoo odadan çıkmıştı. Neden tişörtün burada olduğunu söylemediğini bilmiyordu. Bildiği tek şey o tişörtü artık Yixing’e geri verecek olmamasıydı. Yerden kalkıp tişörtü de alarak dışarı çıktı. Tao oturmuş elindeki telefonuyla oyun oynuyordu.

Herkes çalışırken oyun oynayacak zamanı nasıl buluyordu Baekhyun bunu hala çözememişti. Aslında yakında çıkışları gerçekleşecekti. Albüm kayıtlarını bitirmişlerdi sonuçta. Wufan’ın gelmesiyle her şey daha hızlanmış ve kolaylaşmıştı. Bunu Junmyeon da biliyordu ama itiraf etmek istemiyordu.

Çıkış yapmalarına iki gün kalmıştı. Herkes etrafta koşuşturuyordu. Baekhyun bulduğu boş vakitte dinlenme odasına gittiğinde Tao’nun uyuduğunu gördü. Yanına gidip Tao’yu inceledikten sonra üstüne bir battaniye örttü. İçeriye çocukların girmesiyle onları sessiz olmaları için uyardı.

Çocuklar Baekhyun’u dinleyip sessiz olurken Tao çoktan uyanmıştı bile ama bu fırsattan istifade ederek Baekhyun’u inceliyordu. Onunla tanıştığı için mutluydu. Ona göre biraz minyatür kaçsa da sonuçta hyungu ve sevgilisiydi. Baekhyun Tao’ya döndüğünde hızla gözlerini kapattı. Fakat Tao biraz geç kalmış Baekhyun onu fark etmişti.

“Uyumadığını biliyorum Tao.”

Tao gözlerini açıp Baekhyun’a baktı. Baekhyun koltuğa oturup Tao’nun yüzüyle oynamaya başladığında odada yankılanan öğürme sesiyle Jongin’e döndüler. “Gidin kendinize oda falan bulun.” Jongin somurtarak koltuklardan birine oturduğunda Baekhyun onun hassas noktasından vurmaya karar vermişti.

“Ne o Lay seni artık takmıyor mu?”

Jongin’in siniri yüzünden açıkça okunuyordu. Baekhyun doğru yerden vurduğunu bildiği için gülümseyerek Jongin’e bakmaya başladı. Ama bu Jongin’in daha çok sinir olmasına neden olmuştu. İçeriye Yixing ve Wufan’ın beraber girmesiyle Jongin’in sinir seviyesi artarken bir anda Baekhyun ağzından kaçan kahkahalarını durduramıyordu.

Herkes ona anlamsız bakışlar atarken Jongin onu aklında öldürme yolları planlıyordu. Baekhyun nihayet sustuğunda Yixing Wufan ve Jongin’in arasında oturuyordu. Yixing belinde dolaşan elle rahatsız olunca Jongin’e baktı. Jongin ise onun dokunuşunu tanıdığı için içinde anlamsız bir mutlulukla gülümsemeye başlamıştı.

Yixing yerinde rahatsız bir şekilde hareket edince Jongin Yixing’in belindeki elini de hareket ettirmişti. Tek çare olarak Wufan’a doğru kaydığında Wufan Yixing’e baktığında yüzündeki rahatsız ifadeye görmesi uzun sürmedi. Aniden kalktığında odadaki herkesin bakışları ona çevrilmişti.

“Lay, biraz daha çalışalım mı?”

Yixing, Wufan’ın önerisiyle adeta yerinden fırlamıştı ardından da arkalarında sinirli bir Jongin bırakarak odadan ayrıldılar. Baekhyun Jongin’e baktığında hiçbir şey demeden o da arkalarından odadan çıkıp gitmişti. Ve yine en başta olduğu gibi ortam sessizleşmişti. Jongin onların nereye gittiklerini takip ediyordu. Fakat kolunun tutulmasıyla durmak zorunda kalmıştı.

“Rahat bırak Kai.”

Junmyeon’un sesiyle kendine geldiğinde Yixing ve Wufan çoktan oradan uzaklaşmışlardı. “Ondan hoşlanıyor musun yoksa nefret mi ediyorsun bilmiyoruz ama sadece artık kavga etme.” Junmyeon Jongin ona bir şey demesine izin vermeden yanından gittiğinde arkasında kafası karışmış bir Jongin bırakmıştı. Bu gün ne kadar da çok yalnız kalmıştı. Oysa tek ihtiyacı olan bir kişi tarafından yalnız bırakılmamaktı ama o da onu hiçbir zaman sevecek gibi görünmüyordu. 

New Appa | SuRis ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin