Wufan ve Junmyeon bu hafta içinde daha yakın olmuşlardı. Özellikle de son katıldıkları törende ilk defa rol yapmamıştı Junmyeon. Kazandıkları açıklandığında ödülü almak için beklemektense ya da Wufan’ın bir hareket yapmasını tercih etmektense Junmyeon gidip ona sarılmıştı. Junmyeon ve Wufan bu hafta ne kadar yakın olsalar da Yixing, Jongin’den kaçmaya başlamıştı.
Ödül töreninde herkes birbirine sarılırken Jongin ve Yixing birbirinden uzak duruyordu. Jongin sonunda buna dayanamamış Yixing’in arkasından sarılmıştı. Yixing onları şuan kameraların çektiğini bildiği için bir şey yapmadı. Elinde ödülü tutup gülümsemeye devam etti. “Eve gidince bunların hesabını ödeyeceksin.” Yixing’in yutkunmasını kimse duymasa da Jongin duymuştu. Artık ona bir yanıt vermeliydi.
Wufan’ın kolu hala Junmyeon’un belindeydi. İkisi de bu durumdan oldukça hoşnut gibiydiler seslerini çıkarmıyorlardı. Fakat Junmyeon ilk birincilikleri olduğu için çoğu üye gibi göz yaşlarını tutamamış kafasını Wufan’ın omzuna yaslamış ağlıyordu. Wufan ise konuşma işini diğer üyelere bıraktıktan sonra Junmyeon’a sıkıca sarıldı.
**
Junmyeon peçeteyle gidene kadar gözlerini silmişti. Üyeler ise onun bu halleriyle dalga geçiyordu. Yixing hariç. O yurda gidince Jongin tarafından verilecek olan cezasına boyun eğmiş bir şekilde oturuyordu. Beline değen elle şaşkınca sol tarafına baktı. Jongin ona gülümseyerek bakıyordu. Aslında bütün suç Yixing’teydi. Onu itmemiş hatta çocuğun üstüne atlamıştı. Şimdi de utancından kaçardı tabii.
*** Flashback***
( O çok merak ettiğiniz öpüşme anı asdk.)
Jongin dudaklarını Yixing’in dudaklarına bastırdığı gibi karşılık alması bir olmuştu. Jongin başta şaşkınlıkla gözlerini aralasa da Yixing’in kapanmış gözlerini gördüğünde o da kapatmıştı. Jongin dudaklarını yavaşça Yixing’ten ayırdı. Dudaklarını ısırıp karşısındaki çocuğa baktı. Yixing, Jongin’in gözlerine son kez bakıp tekrar dudaklarından öptü. Şuan bu cesareti nasıl buluyordu emin değildi ama bir saat sonra utancından kıpkırmızı halde gezmeye başlayacaktı.
***
Yurda vardıklarında herkes yorgunluktan gözleri kapanır hale gelmişti. Özellikle Baekhyun’u bütün ödül töreni boyunca sahnede koşuşturmuştu. Tao Baekhyun’u sırtına atıp odalarına doğru yürümeye başladı. Baekhyun başta dirense de sonunda Tao’nun sırtında uyuya kalmıştı. Yixing arabadan inip uykusunu bastırmaya çalışarak yürüyordu.
Jongin, Yixing’in belini sıkıca kavrayıp odalarına çıkardı. Ona aslında ne kadar ceza çektirtmek istese de kollarında uyuya kalması bütün planlarını suya düşürmüştü. Jongin, Yixing’i uyandırmamaya çalışarak yatağa yatırdı. Aslında üstünü değiştirecekti fakat Yixing’in korkmasını istemiyordu.
Jongin ne kadar Yixing’i uyandırmamak için çabalasa da çoktan uyanmış yarı kapalı gözlerle üstünü değiştirmiş Jongin’in üstüne uzanmıştı. Jongin, üstünde uzanan çocuğun saçlarını okşadıktan sonra yavaşça onu yanına yatırdı. Elini yavaşça Yixing’in yüzünde gezdiriyordu. Yixing uymuyordu Jongin bunu da biliyordu.
“Lay, sevgilim olur musun?”
**
Junmyeon sırtındaki ağrı yüzünden yüzünü buruşturarak uyandı. Yatakta oturur pozisyona geçtikten sonra yanında yatan bedene baktı. Wufan’ı görünce sırt ağrısını unutmuştu sanki. Elini istemsiz bir şekilde Wufan’ın saçlarında dolaştırmaya başlamıştı. Wufan gözlerini açıp Junmyeon’a bakmaya başladı.
“Neden saçlarımla oynuyorsun?”
Junmyeon Wufan’ın saçlarında olan elini çekmişti. Wufan güldükten sonra oda oturur pozisyona geçip Junmyeon’a bakmaya başladı. “Yoksa benden hoşlanıyor musun?” Junmyeon bu sorunun cevabını çok iyi biliyordu. Kendisine itiraf etmekten korktuğu bir soruydu bu ama biliyordu işte.
“Ye-Yemeğe gidelim.”
Junmyeon’un kaçışı Wufan için bir itiraf sayılırdı. Wufan, Junmyeon’un odadan çıkmasıyla üstünü değiştirmişti. Banyo yapmak istiyordu ama bugün izinli günleriydi her hangi bir saatte yapabilirdi. Saçlarını karıştırdıktan sonra yüzünü yıkadı. Aşağıya indiğinde çoktan bütün üyeler toplanmış masada kahvaltı ediyordu.
Junmyeon o sabah ilk defa mutluydu. Ne kadar Wufan’ın sorusuyla utanmış olsa da kahvaltının hazırlanmasında Kyungsoo’ya yardım etmiş hatta kendince şarkı mırıldanıyordu. Bütün üyeler ondaki mutluluğun sebebini anlamasalar da üstünde durmadılar çünkü mutlu bir lider mutlu üyeler demekti.
Masayı kurmuş bütün üyeler masaya üşüşmüştü. Wufan hala gelmemişti. Junmyeon endişeyle mutfaktan çıktığında Wufan’ın kapıda dikildiğini gördü. Gülümseyip Wufan’ı masaya çekiştirdikten sonra ikisi de masaya oturdular. “Sonunda seks falan mı yaptınız?” Jongdae’nin sorusuyla Junmyeon kıpkırmızı olurken diğerleri kahkahalara boğulmuştu.
“Yok, yapsaydınız şuan oturamaması gerekiyordu.”
Baekhyun’da ona katılmış iki yerden saldırıyorlardı.Wufan sonunda olaya el koymasının gerektiğinin farkındaydı ama ne yapacağını bilmiyordu. Derken Kyungsoo yardımına yetişti. “Siz ikinize sebze pişireceğim başka bir şey yok!” Baekhyun ve Jongdae mutsuzlukla başlarını öne eğip kahvaltılarında önlerine koyulanları yemeğe başladılar.
Wufan, gülümseyip masanın altından Junmyeon’un elini tuttu. Başını kaldırdığında Yixing ve Jongin’in gülümsemelerinden ve kırmızı suratlarından bir şey olduğunu anlamıştı fakat bunları onların ağzından duymak istediği için masanın altından Junmyeon ile uğraşmaya devam etti.
“Yapma.”
Junmyeon sadece Wufan’ın duyabileceği bir sesle mırıldanmıştı. Wufan ise onu umursamayıp baş parmağıyla Junmyeon’un elini gıdıklamaya devam ediyordu. Çocuk sonunda dayanamayıp kıkırdadığında herkesin bakışları onlara dönmüştü. Junmyeon tekrar kıpkırmızı olurken dikkatleri Yixing ve Jongin çekmişti.
“Size söyleyeceğimiz bir şey var.”