Öncelikle Teog sınavını atlattığım için çok mutluyum. Ama o kadar da iyi geçmedi malesef :(
Finale yaklaştığımız için falza güzel olmadı bu bölüm ama umarım siz beğenirsiniz. Keyifli okumalar :) <3
Bölüm Şarkısı: Murat Kekili - Çılgın :D
Duru'dan...
Aynadaki görüntüme bakıyordum da... Daha önce hiç bu kadar kötü, paramparça göründüğümü hatırlamıyordum. Soğuk suyla, birkaç kez yüzümü yıkadıktan sonra yavaş adımlarla banyodan çıktım.
Telefonumu ve kulaklığımı alıp sıcak yatağımın içine girmek için hazırlandım. Tek derdim uyumaktı. Hatta ağlayarak uyumak ! Müzik listemden, Cem Adrian'ın şarkılarını ararken yatağa girdim. Kafamı yastığa gömdüğümde, şarkı kulaklarımda yankılanıyordu. Yine aklıma annem geldiği için gözyaşlarıma engel olamadım. Ellerimi ağzıma sıkıcak bastırarak ağlıyordum. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum çünkü Berk'in duymasını istemiyordum. Eğer duyarsa, yanıma gelip beni teselli etmeye çalışacaktı ama bunu gerçekten istemiyordum.
Annemin ölümünden tam 1 hafta geçmişti ama sanki daha dün gibi hatırlıyordum kazayı. Cenazede bayılmıştım hatta. Artık ne yapacaktım peki? Zaten yalnızdım, şimdi bin kat daha yalnız olmuştum. Başımı okşayan bir annem yoktu artık. Kim sevecekti beni? Kim teselli edecekti, Berk mi? Hiç sanmıyorum. O da diğerleri gibi birkaç gün daha yanımda kalıp evine giderdi. Öyle yapması gerekiyordu çünkü. Onun da bir ailesi vardı ve hep yanımda kalamazdı değil mi?
Gözyaşlarım yavaş yavaş durulurken, şarkı da bitmişti. Düşüncelerimden sıyrılarak uyumayı deniyordum ki Berk kapıdan içeri girdi.
''Duru. İstersen dışarıya çıkalım.'' Oh, teselli etmediğine sevinmiştim. Başımla onayladım ve yataktan kalkıp dolabımın başına geçtim. Berk, beni odada beklediğini söyledi ve gitti. Ben de aceleyle üzerimi değiştirdim. Ne giydiğimin önemi yoktu. Sadece rahatlamak istiyordum. Uyuyarak da rahatlayabilirdim ama bu evde daha fazla kaldıkça annem aklımdan çıkmıyordu. Hatta Derin'i bile özlüyordum.
Tamamen hazır olduğumda, aynada son kez kendime baktım ve odadan çıktım. Berk'in de ceketini giydiğini görünce yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim ve ''Ben hazırım,çıkabiliriz.'' dedim. Telefonumu cebime koyduktan sonra dışarı çıktık.
Hava kararmak üzereydi ama hala insanlar dışardaydı. Berk'e, arabayla gitmek istemediğimi söyledim ama beni dinlemedi. Zorla arabaya bindikten sonra yaklaşık yarım saat süren bir yolculuktan sonra, lunaparkın önünde durduk. Neden buraya geldiğimizi tahmin edemiyordum. Berk'e baktığımda yüzünde aptal bir gülümseme olduğunu gördüm. ''Ne işimiz var ki burda?'' dediğimde, daha da içten bir gülümsemeyle, ''Eğlenmek için.'' dedi ve arabadan indi. O kadar olaydan sonra eğlenmeyi düşünecek durumda olduğumu hiç sanmıyordum. Oflayarak arabadan indim ve, lunaparkın kapısında sabırsızlıkla beni bekleyen Berk'e doğru yürümeye başladım. Yanına gittiğimde bana baktı ve ellerime yapıştı. Şaşkın gözlerle ona bakarken, o umursamıyordu bile. Bende, Berk'in ellerini daha fazla sıkarak ona sokuldum. Böyle olmak hoşuma gitmişti sanırım. Şaşkınca etrafımı izlerken, deliler gibi çığlık atan insanların sesleri kulaklarımı tırmalıyordu. Sanırım en son 10 yaşımda lunaparka gelmiştim ve o zaman da çığlık atacak bir sese sahip değildim.
Berk heyecanlı bir şekilde, ''Hadi korku tüneline ne dersin?'' diye sorunca gözlerimi kocaman açarak, ''Altıma yaparım heralde.'' dedim. Berk kahkaha atarken, gözüm insan çığlıklarının geldiği tarafa doğru kaydı. Oha! O insanlar nasıl bindiler o şeye ya?
İçimden, o şeye asla binmem diye geçirirken, Berk yine tüm düşüncelerimden sıyrılmama sebep oldu. ''Kamikazeye mi binmek istiyorsun yoksa? Hadi o zaman.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FALL IN LOVE
Teen FictionHayatı sessizlikten ibaret olan bir kız... Şimdiye kadar hiç aşık olmamış bir erkek... İlk görüşte aşk olur mu sizce? Bence olur. Çünkü Duru,Berk'i ilk gördüğü andan itibaren seviyor.