12.Bölüm: "TEDAVİ BAŞLIYOR"

224 43 25
                                    

Geçen bölüm Yağmur'a ve Berk' sövenler,Duru'ya acıyanlar baya fazlaydı. Neyse bu bölüm biraz daha içime sindi umarım siz de beğenirsiniz. 

Bölümün baya geç geldiğinin farkındayım ama kusura bakmayın zamanım olmadı.Dediğim gibi bölümlerin gelme süresi sizin elinizde.Ayrıca hikayenin silinip silinmemesi de sizin elinizde saygılar hörmetler .s.s.s 

Duru'dan...

Uyanmamla yerimden sıçramam bir oldu.Kanter içindeydim ve nefes nefese kalmıştım. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken yutkundum.Elimin tersiyle alnımda toplanan ter damlacıklarını sildim ve gözlerimi kapadım.

Sadece bir kabustu diye tekrarladım içimden.

Geniş odanın penceresinden içeri süzülen güneş ışıklarını görebiliyordum. Sanırım saat sabahın altısıydı.

Berk'in benim için gönderdiği yaşlı adam bana bu odada kalmam gerektiğini söylemişti. Ve bugün öğlen de tedavilere tamamen başlayacaktık. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerlerken soğuk bir duşun kendimi iyi hissetmemi sağlayacağını düşündüm. 

Başımdan aşağıya soğuk sular dökülürken, düşünmek istediğim en son şey rüyamda gördüklerimdi. Tek derdim rahatlamaktı ama o rüyadan sonra rahatlamak çok zordu. Uzun bir süre soğuk suyun altında kaldıktan sonra,havlumu üzerime sardım ve odaya geçtim.

 Neden hala bu kabusun etkisinden çıkamıyorum? Yoksa....Yoksa gerçeklik payı var mı? 

Biraz rahatlamak için odadan dışarıya çıktım. Hastanenin hemen yanındaki küçük bir otelde kalıyordum ve kuş cıvıltıları kendimi iyi hissetmem için yeterliydi. Oh,temiz hava!

**

Birkaç saat bahçede kitap okuduktan sonra odama tekrar girmek için ayaklandım. Ama arkamdan gelen ses sayesinde tekrar geri döndüm.

''Hastaneye geçelim bence.Zaten seni tedavi edecek doktor saat 12'de gelecekmiş. O zamana kadar kantinden bir şeyler atıştırırsın.'' yaşlı adam bana doğru yaklaşırken hala gülümsüyordu. Ben de gülümsedim ve başımla onayladım. Kolumdaki saate baktıktan sonra adamın peşinden gitmeye başladım. Saat şuan 10:45'ti. Yani doktorun gelmesine daha çok var.Ama yemek yerken zaman geçer heralde.

Büyük hastaneye girdiğimizde,dün düşmemden dolayı bana kahkahalar atan kız yine aynı yerde oturmuş insanları izliyordu. Ona gülümseyerek baktığımda o da bana gülümsedi.Pardon kahkaha attı. Komik bir durum mu var? 

Merdivenlerden çıktıktan sonra düşmediğim için kendimi tebrik ettim. Bu dik merdivenlerden düşmeden çıkmak da zor iş yani! Yaşlı adam eliyle hastanenin kantinini işaret etti ve oturmamı söyledi. Dediklerini aynen yaptım. Birkaç dakika sonra elinde kahvaltı tepsisi ile yanıma geldi. ''Sen güzelce karnını doyur doktorun gelince ben haber veririm.'' dedikten sonra yanımdan uzaklaştı. Of kaldım tek başıma.

**

Kahvaltımı yaptım ve hala yaşlı adamı bekliyorum. Ya saat de 12 olmak üzere. Bir an önce başlamak istiyorum.

''Duru.'' Kapının yanında beliren yaşlı adam ve yanındaki adam bana bağırıyorlardı. Ayağa kalkıp yanlarına gittiğimde yaşlı adam ''Murat. Berk'in çok güvenilir bir dostu.Bundan sonra tedavilere yeni doktorunla devam edeceksin.'' dedi. Adının Murat olduğunu öğrendiğim doktora bakarken sevinmiştim. Tedavilerim artık başlıyor. Artık yepyeni bir hayata başlamak için tedavi olacağım. Bundan daha güzel bir şey var mı?

Berk'ten...

Dünden beri Yağmur'la görüşmedim. İstesem de görüşemem ki zaten! Of,nefret ediyorum kendimden nefret!!!!

''Kendinden nefret etmemelisin bence.'' Arkamı dönüp Yağmur'a baktığımda şaşırmıştım. İyi de sesimi nerden duydu bu? Ah,sanırım en son kelimeyi sesli söylemiştim. Elimle başımı kaşıdıktan sonra ayağa kalktım ve ''Hoşgeldin.'' dedim. ''Hoşbulduk.'' diye karşılık verince dün olanlar aklıma geldi. Sahi dün neler olmuştu öyle ya? Ben Yağmur'un hıçkırıklarını duyunca gitmekten vazgeçmiştim ve aptal gibi gidip ona sarılmıştım. Yağmur'da uyumak istediğini söylemişti. Sonra, sonra da beraber benim yatağımda uyumuştuk. Sadece uyumuştuk! 

Başımı utançla yere eğerken aklıma bu sefer de Duru geldi. Ah,Duru ya. Keşke sen de benim seni sevdiğim kadar beni sevseydin. 

''Duru'yu mu düşünüyorsun sen yine?'' Yağmur'un bu alaylı sorusu üzerine sinirle ona baktım ve ''Hayır!'' dedim. Aslında evet ama hayır...

''Kafanın dağılması gerekiyor Berk. Hadi sinemaya gidelim.''

''İşim var Yağmur!'' biraz yüksek sesle konuşmuş olmamdan dolayı Yağmur ürkmüştü ama ben aptal gibi yanına gidip hemen özür diledim.

''Beni yalnız bırakır mısın?'' Gözleri açılmıştı.Şaşırmış mıydı? Hayır ama onu istemediğimi düşünüyordu. İyi de zaten istemiyorum ki...

''Hayır tabiki de. Beraber takılalım bence.'' Of Yağmur of! 

Çaresizce başımı olumlu anlamda salladım ve oturdum. O da yanıma oturdu ve kafasını göğsüme yasladı. Ah,kokusu! 

''Karnım acıktı benim.'' Hiçbir tepki vermeyerek Yağmur'u kızdırmış olmalıyım ki avcumda olan ellerini daha da çok sıktı. ''Ne var ya!'' diye bağırırken Yağmur'u üzmüştüm. Ama bu sefer özür dilemek yok,yok,yok!

''Sadece acıktığımı söylemiştim,özür dilerim.'' derken yüzü asılmıştı ve avucumda olan ellerini çekmişti. ''Kahretsin ya! Senden uzaklaşmaya çalışıyorum ama sen her defasında beni kendine çekmeyi başarıyorsun!'' Hafifçe gülümsedi ve ''Bu senin hoşuna gidiyor mu peki?'' diye sordu. Cevap vermeyince tekrar gülümsedi ve bana iyice sokuldu. ''Seni seviyorum. Duru'nun sana olan aşkının iki katından daha fazla seviyorum hatta.'' diyince birden afallamıştım. Yağmur'u üzerimden ittim ve ayağa kalktım. Yüzümde değişik bir ifade olduğuna adım gibi emindim. 

Gözlerimi Yağmur'a dikerek, ''Duru'nun beni sevdiğini sen nerden biliyorsun?'' diye bağırdığımda Yağmur, alt dudağını kemirmekle meşguldü. ''Sana diyorum Yağmur! Nerden biliyorsuun?'' 

Yağmur'un gözleri dolarken bana baktı ve ''Bakışlarından.'' dedi sadece. 

Anlamadığımı belirten gözlerle Yağmur'a bakarken o da ayağa kalktı.

''Sanırım söylemenin zamanı geldi. Ya Duru seni seviyo hem de çok fazla. Sana olan bakışlarını görmedin mi? Seninle konuşurken bana ne kadar sinirli davrandığını,senin onunla ilgilenince yüzünde oluşan mutluluğu,sevgiyi görmedin mi?''  

Bir an düşündüm de aslında Yağmur haklıydı. Hastaneden çıktığımızda ben Yağmur'a sarılırken Yağmur'a attığı bakıştan ben bile korkmuştum. Hatta havaalanında ona,onu sevdiğimi söyledikten sonra bana öyle bir bakmıştı ki... Ama ben umursamamıştım.Umursamalı mıydım? Ah,tabiki de evet!

Eğer bana olan sevgisini biraz olsun hissetseydim, şuan her şey cok daha farklı olabilirdi. Ama beni sevseydi daha çok belli edebilirdi degil mi? Tabiki de evet. Ama o sadece uzaktan sevmeyi tercih etti. Ve böylece beni kaybetti.

FALL IN LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin