15.Bölüm: ''KAZA''

280 44 30
                                    

İlk defa bu kadar erken bir bölüm yayınladım umarım beğenerek okursunuz :)

Geçen bölüm gelmeden önce hikaye hakkında önemli bir Duyuru paylaşmıştım ama yanlışlıkla sildim :D Belki böylesi daha iyi oldu. Neyse bu bölümü 1 günde anca yazdım. 28-29 Nisan'da bana girecek olan bir sınav var biliyorsunuz. Onun için diğer bölüm baya geç gelebilir,şimdiden özür dilerim. Sınava girecek olan herkese başarılar diliyorum şimdiden. Lütfen siz de bana dua edin.Umarım güzel geçer... 

Bölüm şarkısı: Cem Adrian-Kurtar Beni

Duru'dan...

Gözlerimi açtığımda bana telaşla bakan gözlerle karşılaşmak isterdim ama olmadı. Ha bir de,yatağımda gözlerimi açmak isterdim. O da olmadı. İnsanın kimsesi olmayınca böyle oluyor işte. Yerden güçlükle kalktıktan sonra, acıyan popomu elimle ovuşturduktan sonra banyoya gittim. Soğuk bir suyla yüzümü yıkadıktan sonra dışarı çıkmaya karar verdim. Yani, evet hastaydım ama bu sahil kenarına gitmeme engel olamazdı. Tekrar odama geçip kıyafet dolabımdan, beyaz bir şort ve üzerine galaksi desenli bir tişört seçtim. Ağır çekimde giyinirken, Berk'in nerede olduğunu düşündüm. Beni burada öylece bıraktıktan sonra nereye gitmişti? Yağmur'un yanına falan mı?

Fazla bakımlı bir kız olmadığım için saçlarımı dağınık topuz yaptım. Telefonumu da cebime attıktan sonra dışarıya çıkıp yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum.Aslında planım yine her zamanki gibi sahil kenarına gitmekti ama bugün hastafonu olduğu için kalabalık olabilirdi. En iyisi kafa nereye ben oraya...

Yol boyunca ilerlerken ayağım bir taşa takıldı ve yere kapaklandım. Çevremde fazla insan olmadığı için bir yandan dua ederken,diğer yandan da kanayan dizime bakıyordum. Kan görmeyi fazla sevmediğim için yüzümü buruşturarak gözlerimi kapattım. Daha sonra ayağa kalkmak için hareketlenirken,önüme uzanan el kendime gelmemi sağladı. Kafamı kaldırıp elin sahibine bakarken,Berk olduğunu gördüm. Elini tutup ayağa kalktığımda tekrar kanayan dizime baktım. İğrenç! 

''Teşekkür ederim.'' diye mırıldandığımda Berk'de gözlerini benden ayırmadan ''Rica ederim.'' dedi. Sahte gülümsememi yüzüme yerleştirirken,Berk'in yanından geçerek tekrar yürümeye başladım. 

Arkamdan gelen ayak seslerini hissettiğimde olduğum yerde durdum. Arkamı dönmeden, ''Kanayan dizimle beni baş başa bırakırsın sanıyordum.'' dedim ve tekrar yürüdüm. Berk adımlarını hızlandırırken ben de daha hızlı yürümeye başladım. Berk yaklaştı ve kolumu sıkıca tuttu. ''Ya bıraksana!'' 

''Hadi bize gidelim.'' 

''Sapık!''

''Of Duru ya. Diyorum işte anlamıyorsun. Konuşmaya başladığından beri çocuk gibi davranıyorsun ve cidden artık sinirlerim bozulmaya başladı.'' 

''Başlarım senin sinirlerine ya! Konuşmayalım o zaman tamam mı? Ben konuşuyum ama sen benimle konuşma. Artık görüşmeyelim de. Hem neden görüşüyoruz ki biz hala? Neyinim ki ben senin? Sadece konuşamayan bir kızdım. Ama artık konuşuyorum.Yani görüşmemiz için hiçbir neden y-'' Sözümü bitirmeme engel olan kişiye baktım. Yağmur'un ta kendisiydi. 

''Evet Duru.Bence de artık görüşmeniz için hiçbir neden yok.'' Aptal kız ya! Bari sözümü tamamlasaydım. Nefret dolu bakışlarla önce Berk'e sonra Yağmur'a baktım. Zor duyulan bir sesle ''Sizden nefret ediyorum.'' dedim ve yürümeye başladım. 

Berk'ten...

''Şaka mısın kızım sen? Neden geldin buraya?'' Yüksek sesle konuştuğumdan dolayı çevredekiler istemeden de olsa, bakışlarını bize çevirmişlerdi. Yağmur'a biraz daha yaklaştım ve ''Benden uzak dur artık.'' dedim. Oh be. Sonunda söyledim.

FALL IN LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin