Multimedyadaki SARE arkadaşlar.♡ Keyifli okumalar ♡
Hızlı koşmaktan kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Senin neyine meraklılık Sare, o işleri en güzel bizim apartmanda ki beşinci katta oturan elli yaşında olup kendini yirmi dokuz yaşında gibi hisseden Sabriye teyze iyi beceriyor deyip kendimi kaldırımın kenarına bıraktım.
Beyaz olup ama beyazdan eser kalmamış ayakkabılarıma bakıp kaldırım da oturur pozisyonundan yatmak pozisyona geçip sırtımı kaldırıma bıraktım ve ellerimi karnımın üstünde birleştirdim.
Yıldızlar bugün mü bu kadar ışıl ışıldılar? Yoksa ben mi ilk defa gökyüzüne baktım. Ellerimi gökyüzüne kaldırıp yıldızları parmaklarımın arasına aldım.
Erken çıkmış olmama rağmen yine eve geç gidecektim. Annem gelmiş yorgunluktan uyuyakalmıştır genelde öyle oluyor, babam desen eve geldiği yok evi bırak benim gibi bir kızı olduğunu biliyor mu? Onda bile şüpheliyim. Beni sadece para makinesi olarak görüyor.
Yıldızlar bu kadar parlaksa saat epey ilerlemiştir ya da sokak kapkaranlık olduğu için o kadar belirgindiler.
Bunları düşünürken bir arabanın korna çalıp yanımda durmasıyla kendime geldim.
Yavaşça ayağa kalkıp tam önümde duran, mat siyah lamborghini'ye kaşlarım çatık birşekilde baktım. Arabanın markasını bile tam söyleyemiyordum. Bir ara kafenin önündeki otoparkta bundan vardı ve Kayra çalışırken arabaya asılıyordu resmen. Her camdan onu gördüğünde '' bebeğim nasılsın? '' deyip onu çağıran müşteriye bakıyordu. Ama bir göze dışarıdaki arabadaydı. Ondan duya duya ezberlemiştim markasını.
Arabayı süren kişinin camı açmasını bekledim lakin beni yanıltıp arabanın kapısı açılınca bir anda yerimden kalktım.
" Ne bu şimdi? Bu seferde ayaklarını mı ezme mi istiyorsun? " deyince yüzüne baktım etraf kapkaranlık olmasına rağmen sanki bütün yıldızlar onun yüzünü aydınlatmak için bir araya toplanmış gibiydi.
" Ne alakası var sende kaldırımın dibinden sürme arabanı " deyip sinirle ona doğru bir iki adım attım benden uzun olduğu için yüzümü yukarı doğru kaldırmak zorunda kaldım.
Bu - bu çocuk o çocuk dedim kendi kendime.
Kafenin kapısının önünde de böyle olmuştuk. Yüzüne bütün olarak bakamıyordum zaten, gözleri yine ön plandaydı.
"Pardon ama araba dediğine dön bir bak derim " deyip havalı bir şekilde ellerini dar pantolonun ön ceplerine soktu. Tek kaşını kaldırıp arabayı gösterirmiş gibi başını arabanın olduğu yöne doğru salladı.
Arabasına doğru baktım ve umursamazca tekrardan ona dönüp üst dudağımı yalayıp alt dudağımı ısırarak gözlerimi ayaklarıma indirdim ve tekrardan ona baktım.
" Bence uzatmayalım arabana bin ve git " deyip kendimi geri çektim yerde ki sırt çanta mı alıp küçük adımlarla ilerliyorken kolumu tutması ile duraksadım ona dönünce başını arkaya kadar yaslayıp gökyüzüne baktı ve yutkundu. Sanki bunu adem elmasını daha çok görmem için bilerek yapmıştı derin bir nefes alıp gözlerimi ondan kaçırdım saçlarını arkaya doğru attı.
"Haklısın bu kadar yakışıklılık karşısında o kadar yakın durmak akla zarar, fikirlerini de kirletebilir " deyip kolumu bıraktı ve bir kaç adım ile arabasına bindi ve gaza bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK NEVALE
Ficción General" Mesafelerin sevmek için önemsiz olduğunu o mezar taşını öpünce anlıyorsunuz aslında... " Her şey Sare'nin o akşam ki merakıyla başladı ve Saraç'ın umursamaz tavrıyla devam etti. Oyunun içinde geçmişini bulacak olan Saraç her şeyden habersiz itmişt...