Selam! Size en bölüm getirdim sıcak sıcak... Bugün televizyonda ne var sorusunun cevabını bugün Soğuk Nevale var diyelim :) Ve bu oyların düşüklüğü beni üzüyor bilesiniz neyseee :/ Umarım beğenirsiniz... Bölüm bu kadar geç geldiği için kusura bakmayın. Öpüyorum sizi ♡ Yavaşça Saraç'ın zor zamanları geliyor. Hepinizin merakla beklediğini hissediyorum.
KEYİFLİ OKUMALAR! ♡
Önceki bölümden sahne:
Hızla koşarak Rasim Bey'in odasına girdim.
'' Saraç '' dedim yüksek sesle.
Rasim Bey şaşkın bir şekilde bana bakarken Aziz pisliği sırıtarak '' vay canına Sanem hanım pardon Sare Erkan'dı dimi? '' dedi ciddi bir şekilde ve ekledi '' demek senin kızındı. ''
Saraç elimi tutup beni kendine doğru çekti. Aziz oturduğu yerden yavaşça kalkıp Saraç'ın önünde durdu.
Kızgın bir şekilde ona bakarken, elimi yumruk yapıp tırnaklarımı avucumun içine batırdım.
'' Sen benim hayatımı araştıracağın yerde küçüklükten beri görmediğin cici annenin hayatını ya da babanın hayatını araştır, tercihi sana bırakıyorum '' dedi, elini Saraç'ın omzuna koyarak.
Şaşkın bir şekilde ona bakarken yavaşça Saraç'a döndüm.
Kaşları çatık, kızgın bir şekilde Azize bakıyordu. Omzundaki elini hızla ittirdi. Aziz son kez konuştu kapıdan çıkarken '' Cici annen ya da annen orasını bende bilmiyorum onu Rasim babana soracaksın, görmek istiyorsan bu akşam babana git. Hoş geldin dersin onca sene seni göremedi. Özlemiştir. '' dedi ve çıktı kapıdan.
YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM '' KIRIK GÖĞÜS KAFESİ ''
Hayatımızda kime güvenecektik? Ya da bu duyguyu kimin üzerine yakıştıracaktık. Ailemizden birinin yalanı ne kadar görünmez oluyor, oysa hep kendilerinin en doğru şeyi yaptıklarını öğretirler bize. Bu muydu, doğru olan?
Neydi doğru olan...
Yıllar sonra ortaya çıkacak yalanlar mı?
Saraç bunları duyunca öylece kaldı bir müddet. Oğuz, Azizin peşinden gitti bense hala daha odanın içindeydim.
Rasim Bey yüzü bembeyaz bir şekilde ayakta masanın başında Saraç'ın gözlerinin içine bakıyordu ama hiçbir mimik oynamıyordu suratında.
Sanki biri tek kelime etse bomba patlayacakmış gibi bir ortam vardı.
Saraç yavaş adımlarla masanın önüne doğru ilerledi. Şaşkınlığın onda yarattığı etkiyle güldü, dilini dişlerinin üzerinde gezdirip hafifçe dudağını dişledi sinirle.
'' Saraç oğlum '' dedi Rasim Bey tedirgin bir şekilde.
Saraç, '' bana oğlum deme! Ne diyor bu adam, bir açıklaman var mı? '' Diye sordu yüksek sesle. Sorusunun cevabını beklemeden devam etti, '' benim annem öldü! Ben onun üzerine toprak atılırken şahit oldum bütün acılarımla '' dedi, sesi titremişti cümlenin her kelimesinde.
'' Saraç öyle bir şey yok inan bana oğlum '' dedi Rasim Bey kendini savunan bir ses tonuyla.
Saraç bağırıp, '' bana yalan söyleme! '' dedi.
'' Bu kız çıksın, adam akıllı konuşalım. ''
Çıldırmış gibi görünüyordu dışarıdan bakınca, havada savrulan elleriyle elimi tuttu babasının söylediği şeyle birlikte.
'' Çıkmayacak. '' Dedi tok bir sesle. Sinirden kasılan çenesi kendini daha çok belli ediyordu. Keskin yüz hatları vardı ve ben ona hayrandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK NEVALE
Genel Kurgu" Mesafelerin sevmek için önemsiz olduğunu o mezar taşını öpünce anlıyorsunuz aslında... " Her şey Sare'nin o akşam ki merakıyla başladı ve Saraç'ın umursamaz tavrıyla devam etti. Oyunun içinde geçmişini bulacak olan Saraç her şeyden habersiz itmişt...