Sen ve senin gözlerin, ah onları ne çok severim

409 67 57
                                    

Yer yer kanlanmış bol kazağını dirseklerine kadar itip ellerini yere yasladı. Ayaklarını uçurum aşağısına sallandırmış ellerini geriye yaslayarak oturuyordu, rüzgar esse ve ellerini bastırdığı için bileği acısa da rahatını bozmak istemiyordu.

Arka fonda dalgaların sesi kafasındaki sahneyi susturacak kadar güçlü değildi, yeteri kadar karakter akmamıştı işte kendinden. Hala oynuyordu çoğu sahnesini, ölen yoktu neredeyse hiç, kendi karakteri dışında.

Neden rahat bırakılmıyordu ki?

Dakikalar içinde yanına ona zıt renkli biri oturdu. Tanımasa da umursamıyordu yanında varlığını belli eden kişiyi. Öldürecek olsa seve seve kabul eder, hatta ona zahmet ettirmeyi bırakarak ayakları altındaki kayalıklara atardı kendini.

Üzerine dönen gözleri görse bile görüş açısını bulutlu ufuktan çevirmedi.

"Bileğindeki güzelmiş."

Kendine söylenen iltifat(?) ile istemsiz başını çevirdi yabancıya, bu sefer de esmer tenlinin gözleri ufuktaydi. Güneşsiz bir hikayedeydi gözleri.

Açıkçası bunun üzerine yargılanmaya ve azar yemeye öyle alışmıştı ki iltifat almak şaşırtmıştı kar beyazı genci.

"Yargılarsın diye düşünmüştüm." Belli bir sohbet başlatmak değildi amacı fakat yine de konuştu. Kelime sınırı belliydi ne de olsa.

İçeri hakkında konuşmak yasak.

"Seni tanımıyorum ve beni ilgilendirmiyorsun. Yargılamam için hiçbir sebep yok; sadece, güzel görünüyor."

Gözlerini kar beyazına çevirip konuşan esmer oluşturdukları göz teması ile onu fark etmiş ve bu duraklatmıştı kelimelerini. İstemsiz çatık kaşları yumuşayarak düzeldi ve kafa sallayıp onu onaylayan genci inceledi belli ederek. Amacı rahatsız etmek değil de, merakını gidermekti.

Gencin gözlerindeki duvarlı bakış ardına sızmış ve karıştırmıştı onun zihnini. Şaşırdı kar beyazı genç, zihnindeki sahne bir anda son bulmuş karakterlerin hepsi gürültü çıkarır olmuştu. Kaçıp gitmesini yoksa onu öldüreceklerini söylüyorlardı ona, karakterler bile korkmuştu esmer gençten ve onun insan sarrafı kişiliğinden. Kopacaklardı belki kar beyazından, koparlarsa yok olurlardı. Sahne yarım kalır ve oyunun trajik sonu hiç tamamlanmazdı.

Kabul edemezlerdi bunu.

Etmeseler de kar beyazı o an esmerde kayboldu, karakterlerin gürültüsü yerini dalga seslerinden oluşan fona bıraktı.

Esmer gülümsedi, kar beyazı onun gamzelerini gördü.

Lekelenmiş gamzelerini.

kasımpatıları kadar acı kokuyorum • namgiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin