-13-

13.3K 1.2K 1.6K
                                    

Titremelerini durduramayan aciz vücut, kırdığı eşyalara pişmanlıkla bakıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı, yapamadı. Yüreğine oturan kaybetme korkusu daha derine indi, nefesini kesiverdi. Jimin, nefes alamıyordu.

Bir kere daha denedi ayağa kalkmayı, dolaba tutunmasına rağmen titreyen bacakları yine onu zorluyordu. Başı dönüyordu, fazla korku yeni bir tehlike doğuruyordu. Porselen vazonun kırıklarına basmamaya çalışarak ilerledi ve albümü kavradı. Kriz esnasında bile ona zarar vermediğini görünce derin bir nefes aldı. Üzerindeki camları temizledikten sonra karalanan yazıya, inanmak istemiyor gibi tekrar baktı;

".... bir yerlerde, ufak bir ..... her...."

Zar zor okuyabildiği kelimeler dışında cümleyi okumak imkansızdı. Albümü kapatıp yerine koydu. Kalbi sıkışıyordu.

Saat başı çalan alarmın sesini duyduğunda, sinirle saati kavrayıp yere fırlattı. Titreşen saat yüksek bir sesle parçalara ayrılmıştı. Sakinleşecek gibi olduğu her saniye yeni bir nesne üzerine geliyordu sanki. Bir an önce Jungkook'un gelmesi için dua etti. Yarım saat önce canlı yayından çıkıp acilen eve gelmesi için onu aramıştı ve hala bekliyordu. Bu aptal olaya onun ne tepki vereceğini merak ediyordu. Bir yandan da, korktuğu için bir koruyucuya ihtiyaç duyuyordu.

Anahtar sesleri duymaya başladığında, korkuyla bacaklarını kendine çekti. Başını eğip titremelerini durdurmaya çalışsada zorlanıyordu. Tanıdık sesi duyduğunda olabilirmiş gibi kendini daha da sakladı büyük odanın içinde.

"Jimin?"

Normalde her koşulda onu güvende hissettiren tını bile şuan ona az önceki alarm sesinden farklı gelmiyordu. Ondan kaçar gibi geriye sürükledi kendini, halbuki kaçmaya çalıştığı şey o değil düşünceleriydi.

"Ah, buradasın."

Odanın dağınıklığını umursamadan korkuyla ona doğru ilerleyen Jungkook'u görünce gözyaşları şiddetlenmişti. Jungkook eğilip ondan kaçmaya çalışan bedeni kendine çekti, kriz sonrası anlarını yaşadığı titremelerinden belli oluyordu.

"Şşh, sakinleş biraz."

Kadife sesiyle fısıldadığında Jimin yutkundu. Yanında olmasının verdiği huzuru hissetmeye çalıştı. Korkusu yine önüne geçmiş, titremelerini durduramamıştı.

"Korkuyorum."

Güçsüzce fısıldadığında Jungkook sırtını sıvazladı. Daha önce hiç bir rüya onu bu kadar etkilememişti. Yerde duran albümü görünce kaşlarını çattı;

"O albümün yerde ne işi var?"

Jimin sönük bakan gözlerini yerdeki albüme çevirdi. Bunu görmeye hakkı vardı.

Titreyen elleriyle albümü alıp Jungkook'a uzattı. Jungkook ifadesizce albüm kapağına bakıyordu.

"Ee?"

"İlk sayfayı aç."

Jimin merakla onun tepkisini beklerken, gayet sakin bir şekilde ilk sayfayı açtı. Her sayfasını ezbere bildiği albüme neden bir daha baktırdığını çözememişti. Fakat sonra, gözleri karalanan kısma takıldı. Kafa karışıklığı içinde önündeki manzarayı izliyordu.

"Bu ne sikim böyle?!"

Düşüncelerini kaldıramadı, kötü ihtimallerin tüm iyi ihtimalleri yok etmesine çaresizce izin verdi. Beyni bundan başka bir işlevi yapamıyordu bu durumda.

"Bilmiyorum. Ben sadece, korkudan delireceğim sanırım."

Jungkook'unda ondan farkı kalmamıştı, aynı ihtimal üstüne gelmeye başlayınca ruhsuz bir kıkırtı koptu dudaklarından;

Porn Link 2 | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin