İkiside boş gözlerle kesik bileğe bakıyordu. Jungkook elini arkaya saklayıp, gözlerini onun gözlerine dikti.
"Bununla ben ilgileneceğim, tamam mı?"
Jimin'in ikna olmadığını görünce derin bir nefes verdi. Korkudan resmen titreyen bedeni kendine çekip başını kendi boynuna gömdü. Bir yandan turuncu tutamları okşuyordu.
"Kimseye zarar gelmeyecek."
Onu bu garip olayların içine dahil etmek istemiyordu, zarar görmesinden korkuyordu.
"Sana yemin ederim, hiç bir şey benim kontrolüm altında gelişmiyor."
Mutfakta sadece Jimin'in iç çekişleri, Jungkook'un boğuk çıkan sesi vardı. Sanki şuana özel bir sessizlik hakimdi. Beline sarılan bedeni güçlükle kendisinden ayırıp yüzünü elleri arasına aldı. Gözlerindeki korku tarif edilemeyecek türdendi. Titreyen dudakları görmesiyle yutkundu sessizce. Sevdiği adam, ona zarar gelmesinden deli gibi korkuyordu. Gözlerini kapatıp dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Jimin sanki bunu bekliyormuş gibi dudaklarını hareket ettirmeye başlamıştı.
Dudaklarını kullanarak birbirlerini sonsuza dek koruyacaklarını fısıldıyorlardı kalplerine. Günlerdir onu doya doya öpememenin verdiği özlemle asıldı dudaklarına. Sevgi, ikisininde ruhunu birbirine kenetlemişti. Görünmez bağ birbirlerinden kopmalarını imkansızlaştırıyordu. Jungkook ona bakmak için kısa bir anlığına gözlerini açtı. Kirpikleri kusursuz bir düzenle birbirini takip ediyordu. Her seferinde çocuksu bir heyecanla, sanki yıllardır ilk defa öpüyormuş gibi titriyordu bedenleri. Bitmek bilmeyen koca bir heves vardı içlerinde, kaç yıl geçerse geçsin değerini yitirmezdi öpüşmeleri. Sanki daha önce sevememiş gibi sevdi tekrardan Jimin'ini, dudaklarına daha önce hiç değememiş gibi öptü her santimini.
Ayrıldıklarında gülümsedi. Günlerdir hissedemediği dudaklara kalbinin ne kadar aç kaldığını farketti. Öylece gözlerine bakarken gelen mesaj sesi güzel anı bozmuştu. Jimin dudaklarını büzdü;
"Bakmasan olmaz mı?"
Jungkook kıkırdadı. Önemli bir şey olma ihtimaline karşı bakmalıydı.
"Hemen bakıp kapatacağım, iş yerinden çağırıyor olabilirler."
Telefonu açıp baktığında gelen mesajın doktorlarından olduğunu görmüştü. Jimin merakla onu izlerken, okuduğu şeyler ile heyecanla yerinde zıplamaya başladı.
"Hey, noluyor?"
Jimin neler olduğunu anlamamıştı. Jungkook heyecanla parıldayan gözlerini ona dikti ve sadece gülümsedi.
"Ne olduğunu söylemeyi düşünüyor musun Jungkook?"
Fazla ayakta durmaktan dolayı ağrıyan belini tutup diğer eliyle tezgaha dayandı. Bir yandan Jungkook'un cevabını bekliyordu.
"Bugün..."
Kalp atışları anormal seviyede hızlanınca elini göğsüne götürüp derin nefesler almaya başladı.
"Bugün ne?"
Jimin ellerini göğsünde birleştirip kaşlarını çattı. Onu bu kadar heyecanlandıracak şeyin ne olduğunu merak ediyordu.
"Doktor, bebeğin cinsiyetini öğrenmek için çağırıyor!"
"NE?!"
Aniden çığlık atmasıyla beraber tezgahta duran bardak lavabonun içine yuvarlanıp kulak tırmalayıcı bir ses çıkmasına sebep olmuştu. Jungkook başını sallayarak onu onayladı.
"Erkek olacak! Kocaman bir pipisi olacak Jungkook, göreceksin."
Jungkook kaşlarını havaya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Porn Link 2 | Jikook
ActionYağmurlar sahiden de, Olmasaydı eğer Hasret kalır mıydı güneşe insan? -------------------------------- #3 Porn Link adlı serinin ikinci kitabıdır. Mpreg içerir. Yaş sınırı: +15 DİKKAT: Angst içerir, birinci kitabın aksine mizah odaklı değildir. >K...