-26-

10.2K 1K 1.6K
                                    

Jimin yorulmuştu.

Vücudu bedensel ve ruhsal yorgunluktan çökmüştü. Taehyung onları bu depoda kilitlemiş ve birazdan gelmek üzere gitmişti. Bakışları yerde dolanırken, karnında hissettiği hafif kıpırtılar ile Jungkook'a baktı ve gülümsedi.

"Bebeğimiz hareket ediyor."

Jungkook'ta onun gibi gülümsemişti. Gülüşünün sahteliğini ilk bakışta anlasa da yadırgamadı, böyle bir durumda ufakta olsa mutlu olabilmek gerçekten zordu. Bebeğinin güvende olabilmesi için dua etti. Taehyung'un şuana kadar karnına herhangi bir müdahelede bulunmaması büyük bir şanstı onlar için. Yine de, oğullarına zarar gelecek diye korkuyorlardı.

Jungkook, Taehyung'un yokluğundan istifade ederek ellerini bir kere daha çözmeye çalıştı. Parmakları ipin bağına ulaşabiliyordu fakat sadece dokundurabiliyordu. Çözmek neredeyse imkansızdı. Elleri kan gitmediği morarmaya başlamıştı ve bilekleri acıyordu. Aynı durumun Jimin için geçerli olduğunu düşündükçe deliriyordu. Korkarak sordu;

"Bileklerin çok acıyor mu?"

Jimin başını iki yana salladı. Bunu yaptıktan sonra gözlerini kaçırmıştı. Evet, bilekleri acıyordu fakat bu durumda bunu dile getirmek Jungkook'a acı vermekten başka hiçbir işe yaramazdı.

Deponun dışından adım sesleri gelmeye başladığında sustular. Jungkook kapıya bakmaya başlamış, Jimin ise başını yere eğip gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı. Bebeğinin hayatta kalabilmesi için Tanrı'ya yalvarıyor, yardım istiyordu.

Kapı açıldığında daha sıkı yumdu gözlerini. Tüm vücudu gerilmişti. Kısa bir süreliğine bile olsa onları yalnız bırakması şüphe çekiciydi. Adım sesleri giderek yaklaştığında kapattığı gözlerini açıp başını dikleştirdi. Taehyung'un elinde demir bir kova vardı ve içi ağzına kadar doluydu. Ne olduğuna bakmaya çalışıyor fakat bir türlü başaramıyordu. Jungkook'ta en az onun kadar merak ediyordu kovadaki sıvıyı.

Ortamda korkunç bir sessizlik vardı, Taehyung'un çıkardığı sesler dışında kimse ağzını açmıyordu. Jimin başta kovanın içindeki şeyin buzlu su olduğunu düşünmüştü, fakat bu sefer o kadar insaflı olmayacağını biliyordu. İçindeki tarifsiz öfkeyi net bir şekilde görebiliyordu.

Taehyung deponun ücra köşelerinden derme çatma, katlanabilen bir merdiven çıkardı. İkisinin de ne yapmaya çalıştığını anlamadığının farkındaydı. Merdivenle beraber getirdiği kalın ipi kovanın tutma yerine sıkı sıkı bağladı. Kovanın içineki şeyin ne olduğunu gördüklerinde çok şaşıracaklarına emindi. Dahice hazırladığı düzenek şeytanın bile aklına gelmeyeceği türdendi. Parmak uçlarına basarak tavana uzandı ve ipi deponun tavanındaki demir boruya doladı. Kovayı içindekini dökmemeye çalışarak Jimin'in başının üstüne hizalamıştı. Kalın ip boruya sıkı sıkıya asılmıştı. Jimin başını havaya kaldırıp üstünde duran kovaya anlamsızca baktı. Ne yapmaya çalışıyordu?

İpin bir kısmını boruya doladıktan sonra geriye kalan uzun kısmı kendisiyle beraber aşağı indirdi. Yaptığından ikisinin de hiçbir şey anlamamış olması kahkahalarla gülme isteğini uyandırıyordu. Bu düzeneği oluşturması fazla zamanını almıştı. Jungkook'un yanına ilerledi ve önce ipe sonra ona baktı. Sinsi bakışlarından bir şey anlamadığı belli oluyordu. İpi bağlı bedenin etrafına sarmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?!"

Jungkook rahatsızca kıpırdanmış, ipleri üstünden atmaya çalışmıştı fakat başaramadı. Taehyung tüm ipi onun vücuduna doladıktan sonra sıkıca bağladı ve ellerini birbirine vurduktan sonra gülümsedi;

"İşte hazır!"

Jungkook ona sarılan iplere ve ipin gittiği yola bakıyordu anlamsızca. Yaptığı şeyi anlamadığı için saçma geliyordu. Jimin üstündeki kovayı ve ipin gidişatını uzun uzun izledi. Ne yapmaya çalıştığını anlayınca gözleri şokla açılmıştı.

Porn Link 2 | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin