YENİ BÖLÜÜM. KUSURA BAKMAYIN SÖYLEDİĞİM GÜNDE YAZAMADIM BAZI SORUNLARDAN DOLAYI . BUNUN İÇİN HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLERİM. İYİ OKUMALAR. OY VE YORUMU UNUTMAYIN.
MULTİ: AFRA
Gün sıkıcılığıyla devam ederken 3. Dersin sonlarına doğru sınıfın kapısı çaldı ve nöbetçi girdi. Tabi hepimiz pür dikkat onu izliyoruz. Sınıfın geveze erkekleriyse kızı alt sınıf olduğu için delici bakışlarıyla rahatsız ediyorlar. Elindeki kağıdı hocaya verdi ve beklemeye başladı. Hoca kağıdı okurken biz tabi ki hemen kaynadık. Önce bağırdı susmamız için sonra baktı susmayacağız masaya sertçe birkaç kez vurdu. Hayır eliniz acımıyor mu sizin oraya vururken. Ben geçen vurayım dedim elim kırılıyordu.
Biz susunca hoca nöbetçiyi gönderdi. Ardından bize dönüp "gençler bu dersten sonra kurul toplantısı olacak bu yüzden dersler boş. Teneffüste hepiniz servislerinize binip evlerinize gidiyorsunuz. Kaçmayı düşünmeyin sakın. Velilerinizin bu durumdan haberi var."
Sınıf öyle bir çoştu ki sanırsın Beşiktaş sahaya çıktı. Biz sevincimizi yaşarken zil çaldı ve hoca gitti. Tabi sınıftakilerde çok beklemeden çıktılar. Biz de çantamızı toplamaya başladık. Gizem kitaplarını toplarken "Kankalar bugün bir şeyler mi yapsak? Ne zamandır birlikte dışarı çıkmıyoruz zaten gidip sahilde takılırız. Hem deniz havası alırız hem de manzara keyfisi yaparız." Diye bir fikir sundu. Aslında fena fikir değildi. Tabi izin koparabilirsem. Yağmur'la birbirimize baktık sanırım aynı şeyi düşünüyorduk.
"Olur kanka ama annelerimizi arayıp izin alalım önce sonra meraklanırlar. Ona göre kararlaştıralım." Dedim.
"Tamam o zaman " dedi Gizem'de. Çantamın en ücra köşelerinde telefonumu aramaya başladım. Dizilerdeki gibi özel okullarda okumadığımız için telefonlarımızı çantanın en ücra köşelerine saklıyoruz. Yoksa hocalar radar gibi gördüğünü alıyor. Büyük uğraşların sonunda çıkartabildim. Ben bile bu kadar zorlanıyorsam hocaların bunu bulması imkansız.
Telefonu açıp hemen annemi aradım. Çaldı, çaldı, çaldı ve açtı.
"Alo"
"Annelerin bir tanesi, e güzeli, en tatlısı, en minnoşu nasılsın?"
"Ne istiyorsun Afra çabuk söyle güne geç kaldım."
Tek derdin güne geç kalmak olsun annem. Ya benim gibi yazılı, sözlü derdin olsaydı. Neyse lafı uzatmadan çok sinirlendirmeden izini isteyeyim."Anne bugün derslerimiz boş. Bizde kızlarla dedik ki bir şeyler yapalım. Yapalım di mi annecim?"
"Keyfiniz bilir ama abin de arayıp sor. Sonra seni dışarıda falan görür haberi olmazsa sinirlenir." Şu an hayretler içerisindeyim ben bana şantaj yapıp tüm evi temizlemem karşılığında kabul edeceğini sanıyordum ama çok çabuk kabul etti. Şansımı zorlamayıp "tamam anniş ararım" deyip kapattım telefonu. Sonra hemen abimi aradım. İlk çalışta telefon suratıma kapandı. Ben öylece ekrana bakarken telefon tekrar çalmaya başladı. Tabi ki telefonda benimle 'efendim canım kardeşim' diyerek konuşan bir abim yok. Hatta bir 'alo' bile demez.
"Uzatmadan anlat Afra" dedi sanki izin isteyeceğimi hissetmiş gibi. Öküz dedim içimden abim "anlamadım" deyince çok da içimden söylemediğimi anladım. Ama şimdi abimi sinirlendirmemem gerektiği için lafı çevirmeye çalıştım. "öksürdüm abi öksürdüm. Yoksa sakın sana öküz falan dediğimi düşünme. Neyse şimdi onu boş ver lafı çok uzatmadan anlatacağım ve senden dışarı çıkmak için izin isteyeceğim. Hem de kızlarla. Dersler ne olacak diye düşünme sakın toplantı mı ne bişey varmış hocalar orada olacak. Yani bizde fırsattan istifade biraz vakit geçirelim dedik. Bence geçirmemiz gerekiyor abi. Sence de geçirmeliyiz değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YANIĞI
Teen Fictionİnsan hayatı boyunca çok fazla zorlukla baş eder ama gün gelir kendi çıkardığı zorluklarla baş edemez hale gelir. Başlarda zoru zorla yenebileceğini düşünürken başına gelenlerle işi daha da zorlaştırdığını anladı. Onun hayatı annesi, abileri ve ark...