SEVECEĞİN GÜNLERDE GELECEK

27 10 2
                                    

geç geldiği için çok özür dilerim. iyi okumalar. bol oy ve yorumlu bir bölüm olur inşallah.hepinizi çok seviyorum.

Evin içinde bir tur daha atmamın ardından yorgunlukla kendimi kanepeye bıraktım. Ne mi yapıyorum? Esra'nın bahsettiği kapıyı arıyorum. Ama yok. Bir kapı nasıl saklanabilir ki?

"Ne oldu sana?" hazırlıksız olduğumdan irkildim. Kafamı çevirip Alp'e baktım. Bir şey demeden tekrar önüme döndüm.

"Kime diyorum?" deyince yine tepki vermeden önüme bakmaya devam ettim. Karşımdaki sehpaya oturunca kafamı çevirecektim ama çenemi tutmasıyla çeviremedim.

"Cevap ver bana." İnadına sustum. Sehpadan kalkıp yanıma oturdu. Biraz uzaklaşmak için yerimde kıpırdandım ama birden hareketlenmemle ne olduğunu anlamadan Alp'in kucağında buldum kendimi. Kalkmaya çalıştım ama kollarını öyle sarmış ki kıpırdayamadım bile.

"Bırak beni!!" diyerek omzundan ittirdim.

"Bırakmam."

Çok olmaya başladı artık bu. Sinirle elimi kaldırdım tokat atmak için ama o benden hızlı davranıp elimi tuttu. Önce dudaklarına götürüp ufak bir öpücük kondurdu. Ben şaşkın şaşkın ona bakarken de diğer elimle birlikte ellerimi arkamda sabitledi.

Aferin Afra sen şaşırmaya devam et. Şimdi nasıl kurtulacaksın buradan. Kollarımı çekmeye çalıştım ama çocuk hayvan gibi tabi ki ona gücüm yetmedi. Bıkkınca bir nefes verdim.

"Ne istiyorsun?" dedim. Biraz düşündü.

"benimle vakit geçirmeni istiyorum." Dedi. İçimden 'nah' dedim. Kaşlarını havaya kaldırıp

"Anlamadım." Deyince çok da içimden demediğimi anladım.

"Seninle vakit falan geçirmem ben."

"O zaman kucağımdan gitmene izin vermem."

"Çok pisliksin. Çıkarcısın. Fırsatçısın. Sevmiyorum seni." Keşke bunları söylemeseydim. Çünkü o mavi gözler şu an siyah oluyor ve şu an beni öldürebilecek gibi bakıyor. Ayrıca Alp de gittikçe yaklaşıyor. Kulağıma eğilip

"Nefes al Gökyüzlüm." Kendimi biraz geri çektim benden uzaklaşması için. Hem o bana 'Gökyüzlüm' mü dedi? Gülümseyecek gibi olsam da vazgeçtim. Bu kelimeyi başka birinden duysaydım kesinlikle hayran kalırdım ama şu an ve şu durumda duymak aynı etkiyi yaratmıyor.

"Nefes almayı düşünüyor musun?"

"Ha?"

"Nefes diyorum. Hani yaşamak için alıp veriyoruz ya. Bayadır yapmıyorsun. Artık alıp versen mi?" demesiyle derin bir nefes aldım.

"Bıraksana beni artık ya."

"Sen benim teklifimi kabul etmeden bırakmam. Hem sandığın kadar kötü değil benimle vakit geçirmek."

Bu çocuktan başka türlü kurtulamayacağım anlaşılan. Hem benim daha Esra'yla planımızı uygulamam için bahsettiği yeri bulmam lazım. Alp'i biraz oyalayıp başımdan savmalıyım.

"Tamam bırak." Dedim. Önce şaşırdı ama kollarımı kıpırdatmamla bıraktı. Az önceki yerime geçip derin bir nefes aldım.

"Ne yapmak istersin benimle?" demesiyle 'sen şaka mısın?' der gibi baktım. Bir de bana soruyor. Te Allah'ım ya.

"ciddi ciddi bunu bana mı soruyorsun? Ne istiyorsan söyle bitsin şu saçmalık." Dememle koltukta bana doğru yaklaştı. Elimi durması için kaldırdım.

"Ama önce şu konuda anlaşalım. Öpmek, sarılmak falan yok. Yakınlaşmadan vakit geçirelim mümkünse." Dedim. Benim de bir sabrım var. Bir şey demiyoruz diye abarttı iyice. Ben uzaklaşmasını beklerken o iyice dibime girip kollarını belime sardı ve beni de kendine çekti.

KALP YANIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin