MESAJ(düzenlendi)

40 14 20
                                    

YENİ BÖLÜÜM! OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.


Hayat her zaman adil değil. Bazen sana mutlu olduğunu düşündürür ama sonrasında karşına öyle bir şeyle gelir ki neye uğradığını şaşırırsın. Seni her seferinde bir çukurun içine atar ve o çukurun tepesinde bekler. Sen her o çukurdan kurtulduğunu düşündüğünde seni tekrar o çukura atar.

Eve girdiğimde kimse yoktu. İyi ki de yoktu. Yoksa ağladığımı görürlerdi ve mutlaka ne olduğunu sorarlardı. Ben de onlara bu durumu yine anlatamazdım. Odama girdiğim gibi kapının önünde yere çöktüm.

Ne zamandır ağlıyorum bilmiyorum ama gözyaşlarıma bir türü hakim olamıyorum. Benden izinsiz durmadan akıyorlar. Telefonuma gelen mesaj sesiyle kapının yanında duran çantamı aldım elime ve içinden telefonumu çıkardım. Gizli numaradan gelmişti mesaj. Açmakla açmamak arasında kaldım çünkü mesajı Selim göndermiş olabilirdi ve ben onunla ilgili hiçbir şey görmek istemiyordum. Ama bir yanımda mesajı açmamı söylüyordu.

Tabii ki merakıma yenik düştüm ve mesajı açtım. Ama ne yazdığını görmemle içimi pişmanlık kapladı. Tahmin ettiğim gibi Selim'dendi. Güldüğüm bir fotoğrafımı göndermiş altına da 'çok yakında bu gülümsemeleri sadece ve sadece ben göreceğim' yazmış.

Yine aynı şeyleri yaşatacaktı bana. Bunu şimdiden hissedebiliyordum. İç sesim abime söylemem gerektiğini söylese de bunu yapmayacaktım. Geçen sefer hepsini tam olarak göremesem de onu nasıl yumrukladığını görmüştüm. Bu sefer kesin öldürürdü. Abimin zarar görmesini istemiyordum. Ben düşüncelere dalmışken telefonum çalmaya başladı. Gizli numaraydı. Hemen kapattım. Bunda önce de arada bir arıyordu ama konuşmadan geri kapatıyordu. Demek ki o da Selim'miş. Ben de kızlara artistlik yapıyordum hayranım var diye. Tam bir malım.

Oturduğum yerden kalktım. Birazdan annemler gelirlerdi. Beni bu halde görürlerse bir şey olduğunu anlarlar. Aynaya baktığım an şu aralar meşhur olan 'o neydi gızz' repliğini dedim kendime. Ne zaman ağlasam bu hale geliyordum. Saçım başım dağılıyordu. Gözlerim kızarıyor ve şişiyordu. Yanaklarım kıpkırmızı oluyordu. Kısaca tam bir cadı oluyordum.

Dolabıma yönelip kıyafet çıkardım. Üzerimdekilerden de kurtulup duşa girdim.

Uzun bir duş serüveninden sonra çıktım ve üzerimi giyip saçlarımı kuruttum. Odadan çıkıp hemen karşıdaki mutfağa girdim. Evimiz çok büyük değildi. Normal aile eviydi. Bir salonumuz vardı. Salonun karşısında abimin odası, onun yanında benim odam, benim odamın yanında da annemin odası vardı. Ahmet abimin odası yoktu evde. çünkü onun zaten kendi evi var gelirse de salonda takılıyor.

Dolapta yiyecek bir şey bulamayınca kapağını kapattım. Zaten karnımda çok aç değildi. Odama geçip yatağıma uzandım ve tavanı seyretmeye başladım.

Biraz sonra evin kapısı açıldı ama biraz fazla hızlı kapandı. Yatağın üstünde oturup korkulu gözlerle odamın kapısına baktım. İçeriden "Afra!" diye bağırarak abimin odaya girmesiyle korkumun boşuna olduğunu anladım. Ama abimin aniden bana sarılmasıyla ufak çaplı bir şok geçirdim. Acaba bir şey oldu da benim mi haberim yok. Yoksa annem?

Aklıma gelen saçma sapan düşünce annemi kapıda görmemle uçup gitti. Ama o da korku dolu gözlerle bana bakıyordu. Ayrıca şu an abim o kadar sıkı sarılıyordu ki nefes alamayacağım diye korkuyorum.

Biraz daha sarıldıktan sonra bıraktı. Yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerime bakmaya başladı. Kesin anlayacak ağladığımı. Ben anlamayan gözlerle ona bakarken ortamdaki sessizliği abimin sesi böldü.

" bir şey yaptı mı sana?" dedi.

"anlamadım" dedim. Anlamıştım aslında ama anlamamazlıktan geliyordum. Biliyordu abim onun tekrar geldiğini.

KALP YANIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin