MULTİ:FURKAN
Üçümüzde fideleri bitirdikten sonra lavaboya gidip ellerimizi yıkadık ve sınıftan çantalarımızı aldık. Zaten zil çaldığı için herkes bahçeye iniyordu. Bizde indik ve servislerimize bindik. Yağmur ve ben aynı servisteydik ama gizem bizden ayrıydı. Aslında Yağmur'la ben aynı semtte oturmuyorduk. Önce ben iniyordum. Sonra onlar ilerliyorlardı.
Serviste gözlerimi kapatmamak için o kadar çok uğraştım ki gözlerimin kenarları yanmaya başladı. Servis durduğunda Yağmur'a el sallayıp Süleyman amcaya kolay gelsin dedikten sonra indim. Ağır adımlarla apartmana girip asansöre yöneldim. Üstündeki arızalıdır yazısını görünce büyük bir depresyonla merdivenlere yöneldim. Tabi asansöre Allah Seni Alsın demeyi unutmadım.
Ayakkabılarımı çıkartırken zile bastım. Annem kapıyı açar açmaz yavrusunun çöküşünü gördü. Ama bir şey demeden mutfağa koştu. Buradan anlıyoruz ki ocakta yemeği var. Kapıyı kapatınca çantayı olduğum yere bıraktım. Zaten kendimi zor taşıyordum bir de onun yükünü çekemem. Salondan televizyonun sesini duyunca oraya doğru yürümeye başladım. Bu arada da ceketimi çıkardım. Acaba hangi akılla bu sıcakta ceket giymiştim gerçekten merak ediyorum. Salona girdiğimde abimin hayvani yayılışını görmemle yüzümü buruşturdum. 'görmez olaydım' diyen iç sesimi onayladım ve ceketi kanepeye atıp arkamı döndüm.
Hiçbir yere uğramadan odama gittim. Formalarımı çıkartıp bir köşeye attım ve dolabımdan canım ayıcıklı pijamalarımı aldım. Hemen giydim ve saçımı açmak içi aynanın karşısına geçtim. Kendimi görünce Aman Tanrım didim. Kendime bu eziyeti daha fazla çektirmemek için saçımı hemen açtım ve odadan çıktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Oradan da mutfağa geçtim. Canım yavrusunun acıktığını hissetmişte yemeği erken yapmış. Her ne kadar benim kadar değişik bir çocuğu olsa da seviyor işte beni. Anne yüreği dedikleri bu işte.
Hemen kendim bir tabak hazırladım ve onu hayvani bir açlıkla yedim. Tabağımı makineye koyup salona geçtim. Abimin yüz ifadesine bakılırsa annem yine o saçma diziyi izliyor. 6 sezondur bitmedi şu dizi. Başrol neredeyse 10 kez ölmüştür ama tabi annem gibi aksiyona meraklı kadınlar için bu 10 ölüm az.
"ben odamdayım. Yemeğimi yedim, ders çalışacağım. Lütfen beni rahatsız etmeyin. Bir de az ses yapın dikkatimi dağıtıyorsunuz" deyip arkamı döndüm annem ve abimin 'bizimle diılsın Afra' bakışlarını umursamadan.
Odama girip masama geçtim. Masam yine akşamdan kalmaydı. Hiç toplamakla uğraşmadım. Hepsini bir kenara toplayıp elime test kitabımı aldım. Acaba hangi akılla sayısalı seçmiştim ben. Seçerken zorlanacağımı biliyordum ama bu kadar olacağını düşünmemiştim.(sayısal arkadaşlar çok iyi bilir zorluğunu). Gerçi her bölümün zorluğu farklı. Hangi bölümde olursan ol iyi bir üniversite için çok çalışmalısın. Bunları düşünmeyi boşverip kitaba yöneldim ve soru çözmeye başladım.
Başım ağrımaya başladığında 100 soruyu çoktan çözmüştüm. Her zaman yaptığım gibi kulaklığımı elime aldım ve soru çözmeye devam ettim. Müzik bana iyi geliyordu. Biraz daha soru çözdükten sonra uykum gelmeye başladı ve daha fazla soru çözemeyeceğimi anladım. Elime romanımı aldı ve yatağa geçtim. Telefondan saate baktığımda saat daha 21.30'du. normalde bu kadar erken uyumazdım ama bugün çok yoruldum.
Telefonu elime almışken interneti açtım. Whattsapp bildirimleri gelmeye başladı hemen. Açıp baktım. Birkaç gereksiz ve kankilotoşkolarım vardı. Gereksizleri geçtim kankilotoşkolarıma baktım. Yine gıybetin dibine vurmuşlar. Genel olarak baktığımda bugünden bahsediyorlardı. Hızlı hızlı okurken benden bahsettiklerini anladım. Biraz okuyunca sadece benden değil Alp ve benden bahsettiklerini anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YANIĞI
Teen Fictionİnsan hayatı boyunca çok fazla zorlukla baş eder ama gün gelir kendi çıkardığı zorluklarla baş edemez hale gelir. Başlarda zoru zorla yenebileceğini düşünürken başına gelenlerle işi daha da zorlaştırdığını anladı. Onun hayatı annesi, abileri ve ark...