Bu bölümü oy ve yorumlarını benden esirgemeyen evketYldz6'ya ithaf ediyorum. oy ve yorumların için çok teşekkür ederim.
Multi: Selim ATEŞ
Bu sabah annemi çok uğraştırmadan uyandım. Hatta uğraştırmadan uyandım çünkü uyanmam gereken saatten bir saat önce cin gibiydim. Genelde sınav haftaları böyle olurdu. Ya da kafama bir şey taktığım zaman. E sınav haftasında olmadığımıza göre. Kafama taktığım şeyde malum. Bende o bir saatlik süreç içerisinde bol bol düşündüm. Eğer bu kadar çok kafaya takarsam bu işin sonu belli. O yüzden bende bazı kararlar aldım. Ha unutmadan bi de kendime kurallar koydum. Ona bakmayacağım ve onu görsem de umursamayacağım. Aslında onunla ilgili olan hiçbir şeye bakmayacağım.
Saate baktığımda daha erkendi. Kalktım kıyafetlerimi giydim. Vaktim bol olduğu için saçıma da maşa yaptım. Odadan çıkıp annemin odasına girdim sessizce ve telefonunun alarmını kapattım. Eğilip yanağını usulca öptüm ve odadan çıktım. Çayı ocağa koydum ve kahvaltılıkları dolaptan çıkardım. Tabi arada birkaç bişey atıştırdım. Saate baktığımda gitme saatimin geldiğini farkettim. Odaya geçip çantamı aldım ve çıktım. Ayakkabılarımı giyerken bağcıklarla büyük bir savaş içine girdim. Nereye koyarsam koyayım bir türlü durmuyor. En sonunda rastgele tepiştirip aşağıya indim. Servis gelmişti hemen bindim.
Okula servisle gitmeyi sevmiyordum. Bana kalsa yürürdüm ama abime dinletemedim. Sıkıntıdan dizimi sallamaya başladım. Bir süreden sonra kendimi aştım ve tüm vücudumu titretmeye başladım. Bunu yapabildiğimin şu an fakına vardım. Yağmur'un kolumu dürtmesiyle ona döndüm.
"Şu lanet olası telefonunu açacak mısın? Yoksa ben alıp onu senin kafanda parçalara mı ayırayım?" demesiyle titreyenin vücudum değil telefon olduğunu anladım. Hemen çantamdan çıkardım kapanmıştı. Kimin aradığına baktığımda annemdi. Tam arayacakken tekrar çalmaya başladı. Açtım.
"Efendim anniş" dedim. Hemen başladı azara.
"Nerdesin sen Afra? Kahvaltı yapmadan mı çıktın? Ayrıca bu telefon neden hemen açılmıyor? Sen beni meraktan öldürecek misin kızım?"
"Tamam anniş ya sinirlenme erken kalkmıştım seni de uyandırmak istemedim. Ayrıca kahvaltımı da yaptım. Neyse şimdi kapatıyorum okula geldik." Deyip kapattım. Servis durunca yine o hüzünlü şarkılardan biri çalmaya başladı. Arka dörtlümüz yani Cem, Mehmet, Ali ve Berk her sabah olduğu gibi değişik sesler çıkarmaya başladılar. Cem ve Mehmet ellerini göğüslerine vurarak sallanıyorlardı. Ali ve benim manyak arkadaşım Berk de
"Çek ordan bize dört ayran Süleyman Dayı!" diye bağırıyorlardı.
'siz özürlüsünüz' bakışı atarak ayağa kalktık. Berk'in "Afra" diye çağırmasıyla durdum. Kaş göz hareketleriyle 'ne diyon?' demeye çalıştım umarım anlamıştır. "Beni bekle"dedi.
"Tamam" deyip indim. Bekledim. Bekledim ama herkes indi. Bir tek Berk bey içerde kaldı. Kafamı içer uzattığımda hala en son ki halinde durduğunu gördüm. İçeri girip ceketinin kapşonundan tutup biraz zor da olsa servisten çıkardım.
"Mal mısın oğlum sen? Bekle diyorsun ama gelmiyorsun. Salak." Dedim. Sonra sırıtıp ellerimi saçlarına daldırdım. Nefret ederdi bunu yapmamdan. Kollarımdan tutup ellerimi saçlarından çekti.
"Napıyon lan? Şimdi kızlar bakmayacak. Tamam biliyorum her türlü yakışıklı, tatlı ve karizmatiğim ama kızlar saçımı öyle seviyordu."dedi. pis egolu.
"Ya tamam uzatma ne diyorsan de gidelim." Dedim. Önce biraz kıvrandı sonra saçma sapan şeyler söyledi. En sonunda ağzındaki baklayı çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YANIĞI
Teen Fictionİnsan hayatı boyunca çok fazla zorlukla baş eder ama gün gelir kendi çıkardığı zorluklarla baş edemez hale gelir. Başlarda zoru zorla yenebileceğini düşünürken başına gelenlerle işi daha da zorlaştırdığını anladı. Onun hayatı annesi, abileri ve ark...