DOKUNMA BANA!(düzenlendi)

45 14 3
                                    

ŞİMDİDEN OKUYAN ARKADAŞLARIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. İNŞALLAH OY VE YORUMLARINIZ BOL BOL OLUR. SİZİ SEVİYORUM.


Aydınlıktaydım. Tam karşımda abilerim vardı. Benim koruyucu prenslerim. Kollarını açmıştı ikisi de. Küçükken yaptıkları gibi. Etrafımı çevirirlerdi. Beni tüm kötülüklerden korurlardı. Onlara doğru yürümeye başladım. Ama ben ne kadar adım atarsam atayım mesafe hiç azalmıyordu. Koşmaya başladım ama abimlerde benden uzaklaşıyordu. Birisinin belimden tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Gidemezsin miniğim."

Hayır! O bir rüyaydı. Anlamıyorum. Abimler nasıl bıraktı beni? Belime daha sıkı dolanan kollarla irkildim ve gözlerim açıldı.

Şaşkın şaşkın birkaç saniye etrafı süzdüm. Sonra aklıma yaşadıklarım gelince tekrar ağlamaya başladım. Yatakta cenin pozisyonu alıp hıçkırıklarımı dindirmeye çalışıyordum. Kapının açılmasıyla iyice küçülttüm kendimi. Omzuma bir el dokununca

"Dokunma bana!" diye bağırıp toparlandım. Alp şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu.

"Afra"

"Sus! Sesini duymak istemiyorum. Seni, sizi, hiçbirinizi istemiyorum. Burada kalmak istemiyorum. Evimi, ailemi, arkadaşlarımı istiyorum. Neden getirdin beni buraya ya neden? Ne yaptım ben sana? Ne istiyorsun benden?bırak beni ne olur. Çıkmam karşına hiç. Başka bir şehre bile gidebilirim. Ne olur bırak.."

Son söylediğim kelimeleri ben bile zor duymuştum. Onun duyduğundan şüpheliyim. Esra'nın ilk girdiği gibi paldır küldür odaya girmesiyle gözümü ona çevirdim. İlk bana bakıp sonra Alp'e baktı. Sonra yine bana bakarak

"Çık dışarı." Dedi. Korkmuştum. Yavaşça yataktan kalkacaktım ki

"Sen değil salak. Abim çıkacak." Deyince geri oturdum.

Alp bir şey demeyip çıkınca o da yanıma oturdu. Biraz oturduk hiç konuşmadan. Sonra konuşmaya başladı.

"Kızma ona. Böyle yapması gerekiyordu. Neden deme. Çünkü şimdi yeri de zamanı da değil. Sadece sabret. Zamanı gelince her şeyi öğreneceksin ve sende hak vereceksin. Korkma ondan, bizden. Kötü insanlar değiliz biz. tamam bilmediğin şeyler var. Buradan gitmek istiyorsun ama kalman lazım. Hem bak ben varım. Her zaman yanındayım. Ben seni çok sevdim. Sende beni seversin. İyi anlaşırız. Gitme lütfen."

Yüzümü ona dönüp baktım. Söylediklerinde ciddiydi. Ama yapamazdım. Onun istediklerini yapamazdım. Oda bana döndü biraz bakıştık sonra birden sıkıca sarıldı bana. Bu sefer bende sarıldım. İhtiyacım vardı birilerine sarılmaya.

"Kalamam. Gitmek istiyorum. Ailem, arkadaşlarım, her şeyimden koparmaya çalışıyorsunuz beni. Hayatını unut diyorsun bana sen. Kolay mı? Kalamam. Kaçarım. Giderim. Ne istiyolar benden bilmiyorum ama hiç karşılarına çıkmam. Yemin ederim bulundukları şehirde bile durmam. Ne olur bana yardım et. Konuş onlarla bıraksınlar beni."yalvarır gözlerle bakıyordum ona. Kafasını önüne eğip

"özür dilerim. Yapamam."diye fısıldadı.

"Peki." Dedim. Ne diyebilirim ki? Sonuçta beni kaçıranlardan birinin kardeşi. Beni mi savunacaktı?

Kolumdan tutup birden ayağa kaldırınca şaşkın şaşkın ona baktım.

"Bakma öyle. Buraya geldiğinden beri bir şey yememişsin. 2 gün geçti. Sen hala açsın. Ve ben senin obur biri olduğunu biliyorum. Şimdi de seninle yemek yemeye iniyoruz." Ben bir şey diyemeden odadan çıkıp merdivenlere sürüklendim. Mutfağın kapısının önüne gelince kolumu çekip

KALP YANIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin