"Baekhyun?"
Algılar gibi oldum.
"Baekhyun?"
Zihnimde derin yer etmiş sesin sahibini hatırladım. Bu Chanyeol'dü.
"Baekhyun?"
Sıkılmadan ismimi tekrarlayan Chanyeol fazla yakınımdaydı ve uyanır uyanmaz onun sesini duymak kad-...
SİKTİR!
Aniden gözlerimi açarak nereye doğru hareket ettiğimi umursamadan bedenimi ileri fırlattım.
Yatağımın en ucunda olduğum için ileri doğru yaptığım hamle ile yataktan yere yapışmam gerekirdi ama benim fırlatma kuvvetime ters yönde bir tepki kuvveti uygulandığı için yapışamadım. Karnıma sardığı kolu ile beni kendine doğru çekmişti.
"SAKİN OL NE YAPIYORSUN?"
Biraz fazla geri çekmiş olacak ki sırtım göğsüne değdi, kısa bir süre sıcaklığını hissettim sonra yakınlığı farkederek bedenimden uzaklaştı.
Yatakta ona doğru dönerken verdiğim tepkinin ne kadar aptalca olduğunu düşünüyordum. Ona yapacağım açıklamayı hazırlamış uyumuştum şimdi ne diye halleniyordum ki?
"Korktun mu?"
Gülerek sormuş ve ardından esnemişti.
Yatağımda bağdaş kurmuş bir biçimde oturan Chanyeol ile sadece bakışıyordum. Uyku sersemiydi, karakterinden gelen dengesizliği de ortadaydı. İkisi birleşince kısa zamanlı bir 'düşünmek için fazla sabah' modu oluşuyordu.
Yoksa neden Baekhyun ile uyuyorum demesi gerekiyordu değ-..
"Yerime geçecektim ama aniden uyku bastırdı, kalkamadım. Sen benim odamda yatarsın sandım ama aynı uyku sana da bastırdı sanırım."
Gülümsedikten sonra yatağımdan inerek gri pijamasını çekiştirdi ve ayağını yere sürte sürte kapıya doğru ilerlemeye başladı.
Cevap vermemiştim, bu duruma alışıktı. Cevap beklemeden odadan çıktı gitti.
Ben açıklama düşünmüştüm o ise yanında uyumamı bile hiç olarak görüyordu. Bir anlam ifade edemiyordum. Sanki bir yastığa sarılarak uyanmıştı.
♤♤♤
"Bunu yapması için adam ayarlayabilirim. Neden kendini yoruyorsun?"
Ben bilgisayar ekranına ne kadar dikkatli bakıyorsam, Jongin de bana aynı dikkatle bakıyordu. Bazen beni böyle santim santim süzmesi tuhaf hissettiriyordu ama sorun da değildi.
"Benim yapmam lazım diyorum. Sen neden anlamıyorsun?"
Nazik bir hareketle çenemi kavrayıp, yüzümü kendine doğru hafifçe çevirdi. Aramızda bir karış dahi yokken dudaklarımın üzerine konuşmaya başlamıştı.
"Sana kıyamam Baekhyun. Bu güzel gözlerin bilgisayar ekranında saatler geçirmesine, bu güzel ellerin dakikalarca yorulmasına kıyamam."
Yüzümü ileri doğru hareket ettirerek dudaklarına basit bir öpücük bıraktım. Tam o anda gözlerini yummuştu. Ben de geri çekilmiş yüzünü incelerken cevap vermiştim.
"Sorun değil. Yorulmuyorum."
"Bu beni öldürür."
Kurduğu alakasız cümle ile anlamlandıramayıp sordum.
"Ne seni öldürür?"
"Nasıl bu kadar kapıldım sana?"
Beklemediğim cevap ile içimi kaplayan hüzün eşzamanlı hareket edebilmişti.