Gününün yorgunluğu ile hemen mışıl mışıl uyumaya başlamış Jongin'i uyandırmamaya özen göstererek kolları arasından sıyrıldım. Yatağımın altında duran terliklerimi ayaklarıma geçirerek bilgisayarımın karşısındaki o kutsal yere gitmem bir kaç saniyemi almıştı.
Gerekli programları tek tek açmaya koyulduğum sırada aniden açılan kapı ile başımı o yöne çevirdim.
"Nasıl gidiyor?"
Odada birinin uyuduğunu görmeyen Chanyeol sesli bir biçimde konuştuğunda, kaşlarımı hafifçe çatarak ona Jongin'i işaret ettim.
"Arkadaşın da mı burada?"
Ses tonunda hiç alçalma yoktu. Fısıldar nitelikte uyarmak zorundaydım.
"Onu uyandıracaksın, sessiz ol."
Sanki yeni dank etmiş gibi anladığını belirten bir hareket yaparak, az önce baskına gider gibi açtığı kapıyı sessizce kapattı. Ben fırsattan istifade onu izlerken, büyük adımları ile çoktan yanıbaşıma gelmişti.
"Yeni mi başlıyorsun?"
Aniden çatılan kaşlarına baktım. Ciddi olduğu zamanlarda korkunç seksi oluyordu. Neredeyse dudaklarımın ucunda olan yüzü, her detayı ile bana kendini sergilerken, anın büyüsüne kapılarak elimi kaldırdım. İşaret parmağım ile çatılmış olan kaşlarından önce birini sonra diğerini yukarı doğru kaldırmaya çalıştım.
Ciddiyeti aniden yok olup gülümsedi.
"Ne yapıyorsun?"
"Jongin buradaydı anca başlayabildim."
Neden olduğunu anlamlandıramadım ama bu sefer daha bir derin gülümsedi. Şimdi de gamzelerine dokunmak istiyordum.
Ne yazık ki onu yapacak cesaretim yoktu.
"Anlıyorum tabi. Sizin de yapacak şeyleriniz vardır."
İmalı biçimde söyleyerek gülümsemesini manidar bir sırıtışa çevirdi.
"Onunla sevişmiyorum."
"Siz tam olarak nesiniz o zaman?"
Jongin ile aramda olan şeyi açıklayamıyordum. Bu nedenle daha basit bir cevapta aradım çözümü. Ağzımı açıp tam konuşacakken, üçüncü ses eklendi odaya.
"Arkadaşız."
Bakışlarım ne ara uyandığını bilmediğim Jongin'e kaydığında, belki de hiç uyumamıştır diye düşünmeden edememiştim. Bana numara mı yapmıştı?
"Ne zaman uyandın?"
"Az önce."
Jongin'e döndüğüm için yanımdaki sandalyede oturan Chanyeol'ün dizlerine değen dizlerimi yoksaymaya çalışarak bekledim. Söylemem gereken herhangi bir şey olduğunu düşünmüyordum. Bakışlarım Jongin ile birleşince onun da bize baktığını gördüm. Ya da temas eden dizlerimize.
"O kadar da sessiz konuştuk. Arkadaşının uyanası varmış."
Arkadaş kelimesine vurgu yapan Chanyeol yine o sırıtışlarından birini yapmış bana bakıyordu. Karşılık olarak ona ciddiyetle bakıyordum. Beni her türlü alaya dahil edebilirdi ama Jongin'i etmemeliydi. Ona yaptığı şeyin komik olmadığını belirtmeye çalıştığım sırada omuzlarıma edilen temas ile o yöne döndüm.
"Yemek yiyeceğim."
Ne ara yanımıza kadar gelmişti, ve tanrım o hâlâ gözucuyla dizlerimizi mi kesiyordu?
"Beraber yiyelim istersen?"
"Çalış sen."
Çok az soğuk konuşurdu bana, şu anda o çok az zaman diliminin içindeydik sanırım.