Forever Love! #Part9#

68 8 6
                                    

( Şarkı: One Direction=Another World )

-Emily’nin Anlatımı-

“Adam ben yorgunluktan ölüyorum.”

“Hadi ama Em, sanki ilk defa yapıyorsun!”

“Hayır, ama bu gerçekten çok yorucu ve acı verici!”

“Daha çok yorucu ve eğlenceli. Yani senin adına.”

“Evet, eğlenceli onlarla birlikte olmayı seviyorum ama sonrası çok kötü.”

“Hadi ama Em! Konserlere alışıksın.” –Benjamin (menajeri [nasıl yazıldığını bilmiyorum] ) -

“Benjaminnnnnnnn…. Alışığım ama Madison’a söyleyeceğim; bana bir daha 15 cm’lik topuklu ayakkabı vermesin!!”

“Hmmm…. Bak o konuyu konuşabilirsin işte.”

“O topuklularla nasıl dans ettiğini hala anlayamıyorum!” dedi Adam şaşkınca, haklı da zaten. Madison (stilisti) da bana 15 cm topuklu ayakkabı giydirdi ve ben bu ayakkabılarla dans ettim!

Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben! Ben!

-Ahhh!!! Yeter ama! Evet, sen ettin. Kızım iyi dansçısın işte, bideee… topuklu ayakkabı giyebiliyorsun.

*Tamam be! Ne bağırıyorsun! Hem yetenekli olmak benim suçum değil.*

-Senden gerçekten nefret ediyorum ve  seninle ilgili güzel bir şeyi itiraf  etmekten de nefret ediyorum! Hem hani biz artık kavga etmeyecektik?

*Onu sana sormak lazım. Tatlı bir çocuk görünce yelkenleri suya indirmeyecektin hemen!*

-Tatlı mı? Gerçekten mi? Lan çocuk; taş, meteor, gök cismi’nden öte bir şey bu hala tatlı diyor!

*Ya… Sa-

Düşüncelerimi bölen Chris’in (güvenlik) sesi oldu: “Sanırım ziyaretçilerin var Emily.” Ben şaşkınca ona bakarken odaya 5 kişi girdi.

Bravooooo!!!! Doğru tahmin. Gelenler iç sesimin deyimi ile; taş komşularım.

“Selam Em. Şey, tuvalet nerede, acaba?”

“Selam Niall. Koridora gir, sağa dön.”

“Sağol Em ve… Lou, haklıydın! O kadar kola fazlaydı gerçekten.”

“Ve, hamburger, patates cipsi bir de pizza.”

“Tamam, Louis haklıydın oldu mu?” Louis gülümsedi ardından da Niall tuvalete doğru koşmaya başladı. Amma komikti. Görmeliydiniz!

“Eeee… Çocuklar, ne oldu?”

“Hiiiiiiiççç… Sadece seni merak ettik.” –Zayn-

“Demek öyle… Söyleyin, ne oldu?!”

“Yok bir şey. Zayn’nin dediği gibi, seni merak ettik.” –Liam-

“Emin misiniz?”

“Evet, kesinlikle” –Liam-

Biz konuşurken Niall koşarak yanımıza geldi ve konuşmaya başladı; “Eeee... Emily’e, Calvin’in gelip bize, ondan uzak durmamızı, ,durmazsak bize de ona da zarar vereceğini, bunu yapacağına yemin ettiğini, söylediniz mi?”

Çocuklar arkadan Niall’a susmasına dair işaretler yapıyorlardı ama ne işe yarar? Geç kaldılar ve ben çoktan her şeyi öğrendim! Ve öğrendiklerimden de pek mutlu olmadım! Şimdi bana Calvin’i öldürmemem için bir sebep söyleyin! Bana yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de arkadaşlarımı tehdit ediyor! Bu cesareti gerçekten nerden buluyor, merak ediyorum. Tamam, kabul, dediğini yapan birisidir, ki bu dediğini de yapar. Ama bir şeyi unutuyor; ben artık eski ona aşık olan, onun için her şeyi yapacak olan kız değilim!! Gerekirse arkadaşlarımı korumak için ölürüm… Ama benim yüzümden zarar görmelerine izin vermem!!!!!

Düşüncelerimi bölen, geldiğinden beri ilk defa konuşan Harry oldu, “Şimdiye kadar saklamayı başarmıştık!” diye tısladı, dişlerinin arasından. Bense çoktan telefonu elime almış, Calvin’in numarasını tuşlamıştım.

Telefon çalmaya başladı… 4. çalışta açtı.

“Emily, beni arayacağını biliyordum bebeğim.”

“Ben senin bebeğin falan değilim!” diye bağırdım. Sesim tahminimden yüksek çıkmıştı.

“Auuuvvv… Tamam, bebeğim kızma!”

“Sen ne hakla benim arkadaşlarımı tehdit edersin ha, ne hakla?”

“Sadece ufak bir oyun oynayalım. Ama belki de bu oyun, sandığınız kadar kolay olmaz!” dedi, kahkaha ve telefonun kapanış sesini duydum.

Etraf bulanıklaşmaya başladı. Birden sanki ayaklarımın bağı çözülmüştü. Daha fazla ayaklarım beni taşımadı. Son hatırladıklarım; Harry’nin adıma haykırması ve yanıma koşmasıydı…

Sonra tamamen karanlığa gömüldüm.

Tamamen karanlık….

Hiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!! 8. Bölümün voteları çabuk geldiiii!! Ve tabiki ben bunu görünce havalara uçtum :D Yine 5-6 günde gelir diye düşünmüştüm!! Bir de hepiniz biliyorsunuz ki 'One Direction=What Makes You Beatiful' şarkısına rekor kırmaya çalışıyoruz. Günde 5-10 kere dinleseniz yeter. Lütfeenn bunu merdivendeki 5 şapşalımız için yapalım :) 

Forever Love!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin