( Şarkı: Justin Bieber=Beauty And A Beat)
Ben aptalın tekiyim!
Ben düşüncesizim!
Ben pisliğim!
Ben gerizekalıyım!
Ve-ve sayamayacağım tüm hakaretler…
Emily benim yüzümden o halde!
Ben öyle bir şey yapmasaydın, Emily şuan her zamanki gülümsemesiyle karşımda olabilirdi, bir hastane odasında değil!!
“Dostum, iyi misin?” Liam’ın sesiyle düşüncelerimden kurtuldum.
“Pek sayılmaz.”
“Harry… bize tam olarak ne olduğunu anlatmak zorundasın!”
“Anlattım ya…”
“Hadi ama, o kadarla sınırlı olmadığını hepimiz biliyoruz! Şu olayı bize doğru düzgün, başından sonuna anlat!”
“Aynı şeyleri mi duymak istiyorsun?”
“Harry, Emily’nin kurtulmasını istiyor musun?”
“Evet, elbette…”
“O zaman şunu, atladığın şeyleri de ekleyerek en başından anlat.” Göz devirerek ayağa kalktım. Lavaboya doğru ilerlemeye başladım. Liam arkamdan bir şeyler diyordu ama dinlemiyordum, umurumda da değil zaten.
-Liam’ın Anlatımı-
“Lanet olsun!” diye bağırarak girdim içeriye. Tamam, kabul, kapıyı da çarpmış olabilirim.
“Anlatmıyor mu?”
“Hayır Daniella. Ne dediysem de anlatmadı! Sürekli ‘anlattığım gibi’ diyor!!”
“Hayatım, belki de anlattığı gibidir.”
“Hayır. Anlattığı gibi değil! O benim kardeşim Dani, anlatmadığı bir şeyler olduğunu biliyorum…”
“Peki, o zaman bize söylediklerini bir toparlayalım. Belki bu sayede söylemediği şeylerin ne olduğunu anlayabiliriz?”
“Mantıklı…”
“Bize ne söyledi?”
-3 Saat Önce-
“Harry, Emily’e ne oldu?”
“Zayn, be-ben bi-bilmiyorum…”
“Harold, hadi ama onu sen hastaneye getirdin!”
“Ta-tamam. Anlatacağım.”
“Başla…”
“Ben, Emily’nin evine gitmiştim. Evde olduğunu biliyordum. Onu odasından çıkarken görmüştüm. Sinirli gibiydi. Merak ettim ve onun evine gittim. Kapı çaldım, seslendim, kapıyı kırarım dedim, açmadı. Paspasın altındaki anahtar aklıma gelince anahtarı aldım ve kapıyı açtım. Bütün evi aradım ama yoktu. Eve gitmeye karar vermişken bir ses duydum. Arka bahçeden, havuzun kenarından geliyordu ses. İlk başlarda çok boğuktu. Yaklaştıkça netleşti ama hala tam anlaşılmıyordu. Sanki, sanki ‘I Want To Die!’ (ölmek istiyorum) diyordu. Arka bahçeye geldiğimde ise yerde yatan, elinde haplar olan, bazı yerlerinde kesikler olan ve yaklaşık 10 metre ilerisinde kanlı bir bıçak olan bir Emily Watson vardı. Saçları, vücudu ve elbiseleri ıslaktı.” Bunları anlatırken aynı zamanda ağlıyordu. Gerçekten berbat görünüyordu…
-Şimdi-
“…...bize söyledikleri bunlardı.”
“Evet, haklısın Liam… Daha fazlası var ve ben size bunları anlatmalıyım…”
Selammm.. Bundan sonra bölümler aksamadan gelecek çünkü internetim bağlandı :)) okuma oranları ve vote ler düşük olsada ben yüklemeye çalışacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever Love!
FanfictionBir kız düşünün; geçmişte yaşadığı ilişki yüzden artık erkeklere güvenmeyen. Kendini tamamen kariyerine odaklamış. Kendine erkeklerden uzak duracağına dair söz vermiş bir kız. Bir erkek düşünün; asla düzenli bir ilişki yaşamamış. Hayatı boyunca bel...