olamaz

23 8 0
                                    

Hayır...hayır olamaz benim amcam yok ki.
Bu nasıl olur bunca zaman sonra nasıl hâlâ anlam veremiyorum bi türlü
Amacı neydi bu adamın buraya adımı mı attığım andan beri bana tuhaf denilenecek türden bakıyordu.
Peki ya bu dediği gercekse "ki anlam verilmeyecek türden garip ve olanaksız gözüküyor"
Ben bu kadar zorluğun içerisindeyken zavâllı annem ve babam ölümün kıyısında beklerken "Ben senin amcanim -" diyen bu adam ciddi olamazdı bu süre icersinde sadece oturup güclü ve asaletinimi gösterdi hayir olamaz hayir...
Anlamamazlıktan gelmeyi umarak

"Pardon bayım anlamadım"

"Demek istediğin her ne kadar anlamsız gelsede ben senin amcanim rose "

"hayır b-bu gerçek olamaz benim amcam yok tıpkı yıllar önce olmadığı gibi "

Galiba ani duygu depreşmesiyle "YOK" dediğim icin alastair denen adam bana
Kırılmıs hüzünlu gözlerle bakıyordu
Vayy be az önce itâtkâr bir tavırla herkese emir veren bu adam bana gelince derinden ve içten bakıyor gibiydi anlamiyorum meğerse hangi düşüncelerle gelmistim buraya şimdi olanlarsa... oldukça karışık ve içini açmaktan çekinicek türden hassas eski tozlu bir kutuyu andırıyordu.

Arkada gelen kapı açılma sesi gelince düşüncelerimden sıyrılârak iliklerime kadar işleyen şokun etkisinden zorda olsa buz tutmuş bedenimi sesin gelen yöne doğru çerince gelenin sarayın muhafızlarından olduğunu anladım.

"Efendim bayan logan 'nın  size  ihtiyaci var gibi görünüyor "

Sonunda gözlerini benden ayrıp omuzlarını ağır bir yük itmek istercesine silkti ve söze girdi
"Pekâlâ cade bir kaç askerle loganın yanında bekle beni "

Muhafız " peki efendim " dedi ve kapıyı ardından yavaşca kapatıp gitti.
Şimdi tamamen yanlızdık.
Neler olduğu hakkın da en ufak bir bilgim yoktu.
Bu alastair denen adamın benim amcam olma olasılığı da çok saçma geliyordu.
Aslına bakılırsa normel olan ne var ki ?
Hiç bir şey...
"Pekâlâ rose halkımı sakinleştirip geleceğim.
O vakte kadar beni burada beklemeni istiyorum senden.
Neden burada olduğunu soran olursa bay alastair 'in emri demen yeterli."
Ellerini çekinerek kaldırdı ve omzumu hafifçe sıkıp tebessüm etmesinin ardından kapıyı kapatarak çıktı.
Bana nasıl bir açıklama yapacağını çok merak ediyordum.
Fakat tedbirli olmam lazım.
Belkide buraya gelme amacım ölmekten beter bir hâle getirirdi beni.
Ama göze almadım desem yalan olur.
Ne yaparsam yapayım şokun etkisinden kurtulamıyorum.
İşler iyiden iyiye kör düğüm oluyordu.
Peki ya nasıl çözücem böylesine karmaşık imkansız bir düğümü.
Zaman sadece zaman gösterecek.
Kendimi ipin üstün de gibi hissetmem normal mi acaba?
Onca anormelliğin  arasında normellik aramakta saçma. Belkide aptalca.
Artık herşey daha bir beter hââl almaya başladı.
Daha sonra en fazla ne olabilir diye düşünememek.
İstemek ama olmaması kötü çok kötü.

Bu olanlar sarpa sarmadan önce bir yolunu bulmalıyım.
Görünüşe göre şu doğrultuda gelişenler bana ölümden fazlasını getirecekti.
Kim bilir ?

"Hey sen ne diye orada dikiliyorsun."
Diye tiz bir ses duydum ve kafamı düşüncelerden alıp etrafıma bakmaya başladım.
Bana seslenen  sanırım alexsiz denen kadındı.
Sert duruşu ve asabi tavrıyla oldukça ilginç birine benziyordu.
"Bay alastair benim burada beklememi emretti" dedim bozuntuya vermeden.
"Pekâlâ anlıyorum fakat orada durma kitaplığın yanında bir sandelye çek ve otur.
Görüş açımı bozuyorsun" dedi burnunu kıvırarak.
Haspam.
Önemli bir konunun içinde bulunmasaydım ben gösterirdim de ona şimdilik  bu düşüncemi kendime bırakıcam sanırım.
Kocaman kitaplığı bulmam uzun sürmedi. Öylesine devasaydı ki herhalde buradaki kitapları okumak için bir ömür harcamak gerekirdi.
Sandalyeyi çekip oturdum ve alastairi beklemeye başladım.

Artık oturmaktan bacaklarım karıncalanmaya başlamıştı.
Alexsiz de attığı fırçadan sonra yok olmuştu.
İşime geldi ya olmaması daha iyi.
Onun çevresindeki insanlara acıyorum.
Kitaplığı biraz baksam sakıncası olmaz herhalde.
Yavaş adımlarla kitaplığa doğru gittim.
Görünürde kayde değer bir incelikte kitap yoktu.
Sanırım bir kitap vardı ama biraz yüksekteydi.
Boyumu fazlasıyla aşıyordu.
Masada bulunan sandalyelerden bir tanesini kitaplığın önüne çektim.
Üstüne çıkıp aynı zamanda etrafı kolaçan ediyordum.
Umarım yakalanmam.
Ama o kitabı almalıyım. Sandalyenin üstüne çıktım ve kitaba doğru uzanmaya çalıştım.
Elime alcağım sırada seri adım sesleri doldurdu kulaklarımı.
Sandelyeden hızlıca atlayıp geri yerine koydum.
Kitabı alamamıştım ama yapacağım bir şey de yoktu.
Adımlar uzaklaştığını duyduğum da şansıma küfrettim.
Sinir olmuştum.
Tekrar çıkmayacaktım.
Yine tehlike almayacaktım.
Belki alastairin bana yardımı dokunurdu.
Fakat söylediğine göre benim amcamsa.
Sanki onu düşündüğümü anlamış gibi içeriye alastair girdi.
Kitaplığın arkasında oturduğum için onun görüş alanında değildim.
Tam ayağa kalkıp buradayım diyeceğim sırada kafasını çevirdiğinde yüzünün bana olan inanılmaz benzerliğini gördüm.
Vampir yüzü eğer ki buysa bazı şeyler açıklığa kavuşuyordu.
"Rose neredesin rose aman tanrım!" Diye bağırmaya başladım.
"Buradayım " dedim ve ona doğru gitmeye başladım.
Yüzü anında normle dönmüştü .
"Seni göremeyince tedirgin oldum dışarıda bazı şeyler yolunda değil."
" anlayabiliyorum "
" gelelim asıl konuya siz neden benim amcam olduğunuzu kast ediyorsunuz.
Eğer bir ihtimal öyleyse bana nasıl açıklamayı düşünüyorsunuz" dedim şüpheci bir tavırla.
" anlatacağım fakat onun öncesinde yalnız konuşabileceğimiz bir yere gitmeliyiz"
"Bakın ben buraya gelmemin amacım tamamiyle değişti.
Söyleyeceklerinize inanmam pek olası değil"
" anlıyorum seni ama beni dinlemen lazım"
Dinlesem ne kaybedeceğim ki ?
"Sizi dinleyeceğim " dedim.
Ve olacakları beklemeye başladım.
Umarım buradan sağlam delillerle çıkardım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Half demonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin