Yine ve yine ben gelldimm. Baya erken geldim ama sınavlarım başladığı için bir süre bölüm yayınlayamayacağım. Bu yüzden bölüm her ne kadar bana saçma gelse de bitirdim ve yayınlıyorum. Şimdiden söylüyorum içime sinen bir bölüm olmadı. Sonra arkamdan saydırmayın:) Her ne kadar bölüm saçma olsa da siz bu zavallı yazarcığınıza oy ve yorumla destek olursunuz umarım. Sizleri seviyorum ve bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar😊
Bölüm şarkısı=Nesli-Şah kale türküsü ( kitabımızla alakalı olduğu için koydum. Okurken dinlemek zorunda değilsiniz🤗)
SİMA'NIN ANLATIMI
"Kalkalım mı?"
Çayının son yudumunu da içerek konuşan Sinan'la bende çayımdan bir yudum alıp başımı salladım. Artık gitsek gerçekten iyi olacaktı. Malum yarın parti var. E benim de eve gidip kıyafet seçmem gerekiyor. Ve bu kolay bir şey değil.
Sinan masada bulunan kutuya parayı koyunca bende yanımdaki çantamı alıp ayağa kalktım. O önde ben arkada dışarıya doğru yürümeye başladık. Kafenin kapısından çıkıp arabanın yanına geldiğimizde gördüğüm kişiyle ufak bir şaşkınlık geçirdim. Hemen ardından da onu burada görmeme neden şaşırdığıma şaşırdım. Çünkü kendisi Sinan'a yapışık gibi. Sinan nerede, o da orada. Kimden mi bahsediyorum? Tabi ki Görkem'den.
"Görkem? Hayırdır kuzen?"
Sinan'ın Görkem'e sorduğu soruyla onun da burada olduğundan haberi olmadığını anladım. Biliyorum çok zekiyim. Övgüye gerek yok.
"Bir iş için buraya gelmiştim de, senin arabayı görünce bekleyeyim dedim. Siz ne iş?"
Gözleriyle bizi işaret ederek konuşunca Sinan'a baktım. Ne tesadüf ki o da bana bakıyormuş. Birkaç saniyelik kısa bakışmanın ardından Sinan hafif öksürerek Görkem'e döndü.
"Bizde konuşmaya gelmiştik."
"Konuşmaya?"
"Evet Görkem konuşmaya. Ne var yani? Kuzenimle konuşamaz mıyım?"
Al işte! Yahu Görkem sen niye geldin ki şimdi? Biz ne güzel bu kuzen mevzusunu aşmıştık. Sahte de olsa sevgiliydik. Senin yüzünden yine başa döndük. Oldu mu bu?
"Tamam abi, konuşun. Bir şey demedik."
Ay dememiş halin buysa demişini düşünemiyorum, güzel anlarımın katili sevgili Görkem bey.
Kendi içimde Görkem'e kısa bir trip atarak tekrar Sinan'a odaklandım. Ben ona odaklanmış hülyalı hülyalı bakarken, o Görkem'e odaklanmış kızgın bir şekilde bakıyordu. Neden ya? Ben burada dururken neden Görkem'e bakıyorsun? Aramıza Görkemler de mi girecekti Sinan? Bu mu olacaktı sana olan sevgimin karşılığı?
Kolumda hissettiğim elle iç dünyamdaki saçmalığa tamamen son vererek elin sahibine baktım. Sinan kolumdaki elini çekerek başıyla arabayı işaret etti. Tamam anlamında başımı sallayınca arabanın önünden dolaşarak şoför koltuğuna bindi. Bende daha fazla dışarda beklemeyerek arabanın ön koltuğuna bindim. Çünkü Görkem arka koltuğa oturmuştu. Aferin Görkem, sevdim bu huyunu. Yengene ön koltuğu bırakmışsın. Takdir ediyorum seni.
"Sinan sizin işiniz varsa beni bir taksi durağına at abi. Ben size mani olmayayım."
ALLAH ALLAH! Ne bu imalar Görkem bey? İki dakika övdük diye hava mı yaptınız? Siz ne ayak?
"Saçma saçma konuşma Görkem! Ne işimiz olacak?"
"Vallahi orasını siz bilirsiniz kuzen, ben değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNE SÜRGÜN
Romantik"Ne istiyorsun benden Sima, ne?! Niye peşimden geliyorsun?! Niye beni daha çok yaralıyorsun?! Ya görmüyor musun?! Senin yüzünden ben bittim! Artık yaşayamıyorum! Bunu göremiyor musun?!" Durdum. Kısa bir süre nefes almak için durdum. Artık şu açık ha...