Selamlarrr. Aylardır beklettiğim bölümü sonunda yayınlıyorum. Oh be, rahatladım vallahi. Neyse ben sizi oyalamayayım. Siz bölüme geçin. Merakınız gitsin. Hepinizi çok seviyorum. Allah'a emanet olun. Bu arada oy ve yorum olursa sevinirim, unutmayın😊
Multi:Zakkum=gidiyorum yolcu et. Şarkıyla okursanız sevinirim...
SİMA'NIN ANLATIMI
Gözümden akan yaşlarla odasında bavulunu hazırlayan Sinan'ı bekliyordum. Evde kimsenin olmaması beni daha fazla ağlamaya iterken artık bekleyemeyeceğimi anladım ve Sinan'ın odasına daldım.
Yeterdi artık. Beni burada bırakıp gidemezdi. Ben yıllarca onun beni sevmesini beklerken -daha beni sevmeden- gitmesine izin veremezdim.
Kapıda bekleyen bana anlamsız bakışlar atan Sinan'ı umursamayıp yatağa yaklaşarak üzerindeki bavulu alıp yere attım. Neden böyle bir şey yaptığımı bende anlamadım ama yaptım işte.
Etrafa dağılan kıyafetlerle gözleri sinirle açılan Sinan, açıklama yapmamı bekler gibi gözlerime baktı. Ben de daha fazla dayanamadım "artık ne olacaksa olsun" dedim ve Sinan'ın dibine kadar geldim. Bana anlamsız bakışlarını atmasını umursamadan konuşmaya başladım.
"Hiçbir yere gidemezsin. Ben seni senelerdir beklerken daha bana gelmeden gidemezsin. Ben seninle aynı şehirde olmaya bile razıyken sen dünyanın öbür ucuna gidemezsin. Anladın mı beni? Gi-de-mez-sin."
Sinan bana olan anlamsız bakışlarına şaşkınlık eklerken ben de az önce yaptığım şeye şaşırmakla meşgul oldum. Hiç böyle olacağını hayal etmemiştim. O nasıl bir itiraf şekliydi? Resmen tam bir odundum.
"Ne diyorsun Sima sen?"
"Seni seviyorum diyorum. Gidemezsin diyorum."
Belimden tutulup çekilmemle bir an afalladım. Daha sonra Sinan'ın bana sarıldığını anladım ve harekete geçmek için yeşil ışık bekleyen kalbime istediği şeyi verdim. Kalbim son sürat atışa geçerken kollarım da harekete geçerek Sinan'ın boynuna dolandı. Şu an ne yapıyorduk bilmiyordum. Bildiğim tek şey ise bu durumdan asla rahatsız olmayacağımdı.
"Sima?"
Beni kendine biraz daha çekerek konuşan Sinan'a başımı çeviremedim. Çünkü az önceki itirafımın utangaçlığı beynimi yeni ele geçirmişti. Bu yüzden ona bakmak yerine başımı boynuna yasladım. Burnuma dolan mükemmel kokuyla adeta mest olurken Sinan'ın sesi ona odaklanmamı sağladı.
"Bunu sana daha önce söylemem gerekirdi, biliyorum. Ama geç olsun güç olmasın demişler. Neyse... bende, bende seni se-"
"Hadi Sima kalk artık."
Bir dakika, bu araya giren ses Erva'nın sesiydi. O da mı burada yoksa?
Birden bir sarsıntı hissettim ve yavaşça gözlerimi açtım. Ne yani her şey rüya mıydı?
Yatakta hafif doğruldum ve gözlerimi oğuşturdum. Daha sonra gözlerime en korkutucu bakışlarımı yerleştirip Erva'ya baktım.
"Tam rüyanın en güzel yerinde gelmendeki amaç ne acaba Erva?"
"Kızım manyak mısın? Ne rüyası? Kendini rüyalarla mı avutacaksın?"
"Ne avutması ya? Ne alaka?"
Bana "sen harbi katkısız salaksın" bakışı attı. Ya ne oluyor arkadaş? Ben neyi kaçırdım?
"Farkındaysan abim bugün gidiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNE SÜRGÜN
Romance"Ne istiyorsun benden Sima, ne?! Niye peşimden geliyorsun?! Niye beni daha çok yaralıyorsun?! Ya görmüyor musun?! Senin yüzünden ben bittim! Artık yaşayamıyorum! Bunu göremiyor musun?!" Durdum. Kısa bir süre nefes almak için durdum. Artık şu açık ha...