Adama sordular:
"Ne kadar sevdin?" diye.
"Ne kadar sevdin de yıllardır bir odaya kapattın kendini?" Adam çeşmeden akan bir damla suyu avucuna akıtır:
"İşte bu kadar sevdim." der ağlayarak.
"Bir damla su kadar sevdim ben. İlk gün zorlanırsın. İkinci gün halsizleşirsin, üçüncü gün onsuz ayağa bile kalkamazsın. Bütün dünyayı ayağına serseler yine de onsuz yapamazsın. Bir damla su kadar sevmek, bütün denizler kadar sevmektir. Bir damla su kadar sevebilirseniz birini, işte o zaman anlarsınız benim ne kadar sevdiğimi"...SİNAN'IN ANLATIMI
Yanımdan çekip giden Sima'nın arkasından bende ayaklandım. Onun adımlarını takip ederek hızımı arttırdım ve Sima'ya yetiştim. Yanına geldiğim halde bana bakmamasına sinir olsam da buna takılmadım ve adımlarımı biraz daha hızlandırarak onun önüne geçtim. Fakat o beni umursamadan yanımdan geçerek yürümeye devam etti. Arkasından bakıp derin bir of çekmemin ardından tekrar harekete geçtim ve Sima'yı kolundan tutarak kendime doğru çevirdim. Bana dolu gözleriyle bakmaya devam ederken dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.
"Bırak Sinan! Gitmek istiyorum!"
Kolunu ellerimin arasından çekerek bağırmasıyla bende de artık ipler kopmaya başladı. Sevdiğim kız başka bir adam yüzünden bana bağırıyordu. Hem de ben ona yardım etmek isterken. Onun için buralara kadar gelmişken.
"Nereye gidiyorsun bu dağ başında?"
"Senden uzak bir yere. Anladın mı?"
Kulağımdan içeri girip beynime ulaşan cümle beni çaresizliğe iterken gözlerimin dolduğunu hissettim. Ama bunu umursamadan söylediği sözü hiç duymamış gibi yaparak onu kendime çektim ve sarıldım. Ben sarıldım, fakat o bana sarılmadı. Aksine beni kendinden uzaklaştırarak bağırmaya devam etti.
"Yapma Sinan! Yalvarırım yapma!.. Uzak dur benden! Beni acımla baş başa bırak!"
Yüksek olmasına rağmen acı dolu sesi kulaklarımı delerken ben de onun gibi gözyaşlarımı saldım. O hıçkırıklarla ağlarken, ben sessizce akıttım yaşlarımı yanaklarımdan.
"Bırak anlamıyor musun? İstemiyorum!"
"Asıl sen anlamıyor musun? Yardım etmek istiyorum! Neden izin vermiyorsun! Konuş, dinleyeyim seni, acını paylaşayım diyorum!"
Kısa bir an durdum ve soluklandım. Hemen ardından ciğerlerime uzun bir nefes çekerek yüksek sesimle tekrar konuştum.
"Kim o adam? Söyle, bulayım! Senin için onunla konuşayım!"
Birkaç adım bana yaklaştı. Tam bir nefes kadar uzağımda durduktan sonra hiç beklemediğim bir anda bana tokat attı. Ben, yüzüm yana dönük beklerken o hıçkırıkları arasından konuşmaya başladı.
"Körsün Sinan! Gerçekten körsün! Ne durumda olduğumu bildiğin halde, anlatmak istemediğimi gördüğün halde ısrar edecek kadar körsün! Beni çok iyi tanırken üzerime gelecek kadar körsün! Ve en önemlisi şimdiye kadar kimi sevdiğimi göremeyecek, anlayamayacak kadar körsün!"
Az önce attığı tokattan daha ağır sözler yüzüme ard arda darbeler indirirken ben olduğum yerde sessizce gözyaşlarımı akıtmaya devam ettim. Bu öğrendiklerim çok acı vericiydi. Sima... Tanıdık birini seviyordu. Hem de uzun zamandır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNE SÜRGÜN
Romance"Ne istiyorsun benden Sima, ne?! Niye peşimden geliyorsun?! Niye beni daha çok yaralıyorsun?! Ya görmüyor musun?! Senin yüzünden ben bittim! Artık yaşayamıyorum! Bunu göremiyor musun?!" Durdum. Kısa bir süre nefes almak için durdum. Artık şu açık ha...