Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk hikayem değil fakat wattpad'a geçirdiğim ilk hikayem. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar:)
SİMA'NIN ANLATIMI
"İnsan sarıldığına değil ... deli gibi sarılmak isteyip sarılamadığına aşık olur!!"derler ya gerçekten de öyle. Ben onu deli gibi seviyorum,ama işte sarılamıyorum. Her daldığımda onu düşünüyorum, ama o beni görünce bile aklına giremiyorum. Her sabah onun sesiyle uyanmak istiyorum, o ise benim sesimi duyunca bile kaçıyor. Neden bana bunu yapıyor? Görmüyor mu onu ne kadar çok sevdiğimi? Hissettiremiyor muyum? Duymuyor mu onu görünce kalbimin nasıl ritim değiştirdiğini? O mavi gözlerine bakınca orada bir tek kendimi görmek istediğimi anlamıyor mu? Bu kadar görünmez miyim onun için?
Ben bu düşüncelerdeyken tam karşımda onu gördüm. Onu ve beni benden alan o mavi gözlerini. Öyle bir bakıyor ki o gözler bakanın bir daha bakası geliyor. İnsan bakınca kendinden geçiyor, bakmayınca nefesi kesiliyor. Ama en kötüsü o gözler her tarafa öyle bakıyor. Sadece bana özel değil. Ben isterim ki o gözleri yalnızca ben göreyim. Sadece bana öyle baksın. Etrafındakiler umrunda olmasın. Nasıl ki ben onun için 7 milyar insanı tek kalemde siliyorsam o da benim için silsin. Belki bencilce diyeceksiniz ama istiyorum işte. Fakat her istenilen olmuyor.
Biz aslında onunla baştan kaybettik ama benim umudum hiç bitmiyor, bitmeyecek de.Ne güzel demiş Nebi Yıldız "eğer kaderin değilse; kavuşamazsın,gölgeleriniz bile değse. Eğer kaderinse;
okyanusta iki damla da olsan kavuşursun,çölde iki kum tanesi de". İşte bizde tam olarak böyleyiz. Ama hayat bu, neyin ne getireceği belli olmaz. Hepsi bir imtihan. Ve biz bu imtihandan başarıyla geçmek için,isyan etmemek için sınanıyoruz. Bu yüzden acı çekiyoruz. Ahirette sevdiklerimiz ile beraber olmak için. Onunla ahirette buluşmak, kavuşmak için isyan etmiyorum. Acı çekiyorum. Çok acı çekiyorum. Ama ALLAH'a sığınıyorum. Derdi de veren O dermanı da. Bu yüzden sürekli dua ediyorum."Eğer hayırlıysa, kavuşacaksak ben bu acıya razıyım. Ama eğer ilerde daha büyük acılar çekip, onu başkalarıyla göreceksem işte o zaman al bu aşkı kalbimden Rabb'im" diye sürekli dua ediyorum.Ve bu bir işaret mi oluyor bilmiyorum ama ben ona gittikçe daha çok aşık oluyorum.Düşüncelerimi bu defa bölen şey arkamdan gelen öksürük sesiydi. Dünyaya dönmemle anladım ancak kapıda direk gibi durduğumu. Dayımların içeri girmesi için kenara çekildim. İlk giren dayım oldu. Tabi ki benim dikkatimi yalnızca en arkadan uzun boyu,kahverengi saçları ve o muhteşem mavi gözleriyle Sinan oldu. Yine her zamanki gibi çok yakışıklı olmuştu. ALLAH'ım bir insan nasıl resmî giyinirken bile bu kadar yakışıklı olabilir?"çünkü o Sinan"diyen iç sesime hak verdim
Aşağıdan yukarıya süzme işlemim bitince gözlerim bir çift gökyüzü ile buluştu. İşte o an çok utandım. Çünkü yakalandım!!! Hemde onu süzerken! Yüzünde bir sırıtma görünce hemen kafamı eğdim. ALLAH'ım neden bugün yakalandım. Halbuki bu işi hep yapardım.
Sinan da içeri girince kapıyı kapattım ve onun arkasından içeriye geçtim. Odaya girmemle Erva'nın muzhip bakışlarıyla karşılaştım. Büyük ihtimal kapıdaki olayı gördü. Allah'ım ben ne yapacağım bu kızla? Hiçbir şey gözünden kaçmıyor.
Herkes yerine oturunca sırayla dayıma (Ferhat),yengeme(Füsun), Erva'ya (Sinan'ın kardeşi) sarıldım ve hoşgeldiniz dedim. En son Sinan'a da hoşgeldin dedim ve yerime geçip oturdum. Erva gözlerini dikmiş pür dikkat beni izliyordu. ALLAH aşkına zaten biliyorsun Sinan'ı sevdiğimi. Neden sürekli bana bakıp beni de strese sokuyorsun? Birde sırıtıyor. Bu kız kesinlikle abisinin aynısı. O da bakışlarımı yakalayınca sırıtmıştı. Ama ne sırıtma! Beni benden aldı. Dünyadan soyutladı. İşte o an bana ne denilirse kabul ederdim. Taki o gürültüyü duyana kadar.Dış kapı büyük bir gürültüyle çalındı ve benim düşüncelerimi böldü. Aynı zamanda onun o muhteşem ömürlük gülüşünü de böldü. Neden ama ya ? Neden? Tam gülüşüne dalmışken neden? Hep güzel zamanlarda neden?"çünkümsü gıcıklık"Ayh sende bir şeye karışmasan olmaz."biliyorsun kendimi özletmeyi sevmem"Bilmez miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNE SÜRGÜN
Roman d'amour"Ne istiyorsun benden Sima, ne?! Niye peşimden geliyorsun?! Niye beni daha çok yaralıyorsun?! Ya görmüyor musun?! Senin yüzünden ben bittim! Artık yaşayamıyorum! Bunu göremiyor musun?!" Durdum. Kısa bir süre nefes almak için durdum. Artık şu açık ha...